Uzun süredir görüşmemiştik.
Başbakanlığının son döneminde “hükümeti toparlama” çabaları ve sonrasında muhalefete intikal etme.
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman ile bir kahve içimlik süreyle kararlaştırdığımız buluşmamız 2 saate yakın güzel ve enteresan bir sohbet yaptık.
Tufan Erhürman’ın tarzını severim.
Akademisyenlikten kalma bir alışkanlıkla söyleyeceklerini doğrudan söyler.
“Katılmıyorum”, “onaylamıyorum” gibi cümleleri nezaket kuralları çerçevesinde kullanır.
Ve bence hiç de rahatsız edici olamaz.
Bu yazının konusu, Tufan Erhürman ile yaptığımız sohbet değildir elbet.
Sohbet, haber veya köşe yazısı amaçlı değildi.
Sonradan arayıp da teyitleşme ihtiyacı da hissetmedim.
Haber veya köşe yazısının ötesinde benim için son derece yararlı oldu.
Gazeteciliğin fıtratında bu da vardır.
Bu köşenin adı da onu anlatmaya çalışmaktadır.
Tufan Erhürman ile sohbetimizde etkilendiğim bir cümlesi (tespiti) oldu.
O cümleyi (tespiti) aktaracağım ve yazının ana fikrine döneceğim.
Tufan Erhürman diyor ki; “Başbakanlık deneyiminde kesin olarak gördüğüm bir şey vardır ki biz kendi kendimize yetecek bir yapı kurabiliriz.”
Not: Erhürman bunu rakamlarla ve ekonomik olarak detaylandırıyor.
***
Geçen hafta yaptığımız haberde ve bu köşede yayınlanan yorumda, Ercan Havaalanında dönen dolapları anlatmaya çalışmıştık.
Bu devletin “yolunacak bir kaz” gibi görüldüğünü ve her para babasının bu devleti yolmak için elinden geleni yaptığını vurgulamıştık.
Şükür ki hükümet harekete geçme kararı aldı.
“Protokolü imzaladık Ankara’dan 750 milyon geliyor” havası basan hükümet henüz 5 kuruş bile alamadı.
Ama Maliye Bakanlığı’nın ödemeleri devam ediyor.
En büyük ödeme kalemi maaşlar.
Üstelik geçmiş hükümet döneminde başlayan ve bu hükümette de devam eden “askeri harcamaların” KKTC maliyesinden ödenmesi de devam ediyor.
Anlayacağınız Ankara henüz 5 kuruş bile göndermedi ve yeni hükümet ucu ucuna aylık ödemeleri yapmaya çalışıyor.
Diğer taraftan da yüz milyonlarca lira alacağı var.
Ercan Havaalanı işletmecisi Katma Değer Vergisi borçlarını ödemiyor. Toplam 52 milyon lira.
Bazı casinolar devlete olan borçlarını ödemiyor, yüz milyonu aşkın lira.
Ve diğer ödemeyenleri de alt alta koyup topladığınızda aslında hükümetin Ankara’dan dört gözle beklediği ve uğruna çok yanlış bir protokole imza attığı meblağ yani 750 milyon rakamına ulaşılıyor.
***
Tufan Erhürman’ın anlattığı; “Kendi paramızı kendimiz kazanabiliriz”dir.
Bence de kazanabiliriz.
Ve bu hastalıklı statükoya son verebiliriz.
Bunun için liderlik şarttır.
