Hastalık izin raporu sahteciliğinin bir hekime düşündürdükleri... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Hastalık izin raporu sahteciliğinin bir hekime düşündürdükleri…

Mağusa Devlet Hastanesi’nde bir hemşirenin, sahte “hastalık izin raporu” yazması gündem oldu. Nasıl olmasındı ki? Hemşirelerin böyle bir yetkisi yoktu. Yetki olmadığı gibi bir de olayda sahtecilik vardı. Hemşire görevi kötü kullanmak yanı sıra, sahtekarlık yapmakla da suçlandı. Bir hekimin imzasını taklit ederek rapor yazdığı iddia edilen hemşire hanımın hakkında soruşturma açıldığı duyuruldu ve olay yavaş yavaş unutulmaya yüz tuttu. Peki ama böyle bir sahtekarlığın, diğer unsurları ne olacak? Sahte hasta raporunu talep edenler hakkında hiç mi işlem yapılmayacak?
Aslında bu vaka “hastalık izin raporları” ile ilgili yıllardır ihmal edilen ciddi bir sorunun da tartışılmasını sağlamalıdır. Bu fırsatı kaçırmamak adına yazımı ilgili konuya adıyorum.
Hastalık izin raporları hakkında hiç tartışılmaması gereken iki konu vardır:
1- Bu izinler sadece hekimler tarafından verilir.
2-Hastalık izinleri gerçekten hasta olanların hakkıdır.
Peki ama uygulamada bu iki esas kural geçerliliğini korumakta mıdır? Bendeniz, en azından yakın zamana kadar birincisinin yıkılamaz bir kural olduğunu düşünüyordum ki, Mağusa’daki olay yaşandı. İkincisinin ise çoktan delindiğini parça pinçik olduğunu zaten görüyor ve biliyordum.
Adam, sabah uyanamamış, müdürü ile takışmış, mesai arkadaşlarına kafası bozulmuş iki gün işine gitmemiş. Normal izin de almamış. Ne yapacak? Gidiyor tanıdık bir doktor buluyor, ona rica minnet kendi adına “hastalık izin raporu” doldurtuyor.
Kadın, kocasına çocuklarına kızmış, akşama misafiri gelecek, evde tamirat var, üç gün işini asmış. Aslında bu durumu dürüstçe daire de ki amirine söylemiş. İzin istemiş. Ama amiri “Delimisin sen? Böyle şey için izin yazılır mı? Hiç mi tanıdığın doktor yok? Atıl al. Üç gün rapor yazsın sana” diye onu hastaneye yönlendirmiş. Kadının da canına minnet gelip bildiği bir hekimi bulmuş. Cebren ve hile ile raporunu almış.
İster kadın ister adam, bunu yaparken aslında bir sahtecilik yaptığını, hekimi de sahtekarlığa zorladığını, hep beraber devleti yurttaşı ya da aslında kendilerini soyduklarını farkında değiller. Bazen hekim ırın kırın yapar itiraz edecek olur ki, o anda adam veya kadın, “yasal hakkımdır, hiç kullanmadım” diye itirazda bulunur. Hekimi baskı altına alır. O kadar ki hekimin “Yasal hakkındır ama gerçekten hastaysan yasal hakkındır” sözleri bile onu teskin etmez. Sonunda hekim de “Git belanı başkasından bul” diyerek raporu yazar. Suça ortak olur.
Olmazsa mı ne olur? Rapor almayı kafasına koymuş kişi ile kavga eder. Sinirleri bozulur. O andan sonra önüne gelen herkesle takışmaya başlar, kısacası o gün için hekimlik nosyonunu kaybeder. Onu sinir eden kişi ise yanından ayrılır gider başka bir hekim bulur, onun başına ekşir ve sonunda istediğini alır.
Sakın ola bu konuda hekimleri masumiyetle kutsadığımı sanmayınız. Hastanede çalışan pek çok hekimimiz, özellerinde hasta kaybetmemek için bu kumpasa alet olmaktadırlar. Özel sektörde ise “para karşılığı rapor” veren hekimlerin varlığı da artık saklanmaması gereken bir gerçekliktir.
Son olayda görüldüğü gibi, belli ki Mağusa’da hekimler daha bir dirayetli durmaya başlamışlar ki ısrarlı talep karşısında iş sahtecilik boyutlarına kadar ulaşmış.
Anlayacağınız hastalık raporları konusu ülkemiz şartlarında ciddi bir sorundur. Hemşire hanımı yakalamakla sorun çözülmeyecektir. Kocaman bir buzulun su üstündeki kısmının ucudur sadece bulunan. Oysa sorun devasadır. Bir garip(!) hemşirenin boynunu vurmakla çözülemeyecek kadar da karmaşıktır.
Bu sorunun çözümü “talebi” ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır. Hekim örgütleri, hasta hakları kuruluşları, sendikalar ve ilgili bakanlık yasal değişiklik için ciddi anlamda bir araya gelerek kafa yormalıdır.

Anlayamadıklarım
Annayamıyorum yahu… Küçük Kaymaklı’nın şampiyon olabilmesi için ligler tek devre mi oynanmalı acaba? İkinci devrelerde kaç senedir dökülüyorlar da…
Facebook Anketi
Gelenekselleşmeye başlayan Facebook anketimizde bu hafta “En sevilen Kıbrıs türküsünü” sorduk. Dillirga uzak ara birinci oldu. İşte sonuçlar:


Dillirga——————————- 33
Al Yemeni Mor Yemeni ———— 13
Feslikan ——————————-12
Mağusa Limanı———————–10
Dolama Dolamayı———————-3
Köprüden Geçemedim————— 5
Leymosun Türküsü——————–2
Kıbrısım ———————————2
Portokal Atışalım———————–1
Kozan marşı —————————-1
Baf Sakızı———————————1
Kelle————————————- –1
Güzel Seni Özledim ———————1
Kebabçıların Şişi————————1
Gargolam Dört Köşeli ——————1
Lefkoşa———————————– 1
İnginar Oyulur Mu?———————1

 

OBJEKTİFİİMDEN- BAŞPINAR CAMİ-DEĞİRMENLİK

***

KARİKATÜR

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar