Bir haftalık bir haber listesi…
Önce devletin makam araçlarının seçimlerde vızır vızır kullanılması meselesi….
Tarım Bakanlığı’na ait makam aracına seçim zamanı sivil plaka takılmış, 95 defa süratten radara yakalanmış, cezayı sildirmek istemiş, polis reddetmiş, cezaları Bakanlığa göndermiş.
İki… Yine Tarım Bakanı’nın “Toprak Ürünleri Kurumu’nu kurtaracağım” diye iğneden ipliğe her türlü ithal mala, koyduğu yüzde 3’lük vergi fakir fukaranın cebinden hala çıkmaya devam ederken, TÜK’de tespit edilen 50 milyon liralık zarar…
Bu 50 Milyon Türk Lirası’nın içinde yaklaşık 12 Milyon 500 bin Türk Liralık Genel Tarım Sigortası Fonu’nun alacağı varmış…
Tespitler üzerine, Başbakanlık Denetleme Kurulu, Maliye Teftiş ve İnceleme Kurulu ile Sayıştay Başkanlığı devreye girmiş, soruşturma başlamış.
Durun daha bitmedi, devam…
Üç… Yeni Tarım Bakanı Erkut Şahali açıklıyor; Toprak Ürünleri Kurumu’nda 4 milyonluk faiz destekli arpa hibesinin 1 milyonu kayıp…
Bakan diyor ki; “Tespitimiz, sadece isim yanlışlığından dolayı 4 Milyonluk faiz destekli arpa hibesinin içinde 1 Milyonluk zarar olduğudur. Dolayısıyla ortada tahsil edilemeyecek kayıp bir kaynak söz konusu”.
Acaba? İyi araştırmak lazım…
Hadi onu geçtim. Bu zararın bedeli kimden talep edilecek? O “yanlışı” yapana dava açılmayacak mı? Hukuk devletiysek, bu işin peşi bırakılamaz. Hem dava başlayınca, bakarsınız belki de mesele açığa kavuşur…
Dört… Bu da dünkü haber. Şu ne olduğu bir türlü anlaşılamayan, sadece benim en az üç kez araştırıp yazdığım Noel Baba skandalı…
Kumyalı’da alçak orman arazisini tahisis ettiler…
Ta başından dedik ki, ‘Bu işin içinde başka işler var. Ağaçlandırma, rekreasyon falan hikaye… Yapmayın, etmeyin, orman arazisine ellemeyin”…
Dedik bunları. Bir inat bir murat verdiler araziyi.
Araştırdık, taraştırdık, anlı şanlı bir siyasinin eş tarafından ahbabı çıktı…
Mehmetçik Belediyesi çevre katliamı olacak dedi, mahkeme ara emri verdi…
Her neyse sonradan arkadaşlar, Vakıf arazisini, turizm yatırım arazisine çevirmek, kira süresini de uzatmak istemişler. Güzel rant tabii… Geçen dönemin Turizm Bakanı, bu dönem de görevde, o da bu talebi Tarım Bakanlığı’na iletmiş, “girişim yapılmasını” rica etmiş… Yani onaylamış.
İş Tarım Bakanı’nın önüne gelince, Başsavcılığa sormuş, onlar da biz görüşümüzü geçen yıl Tarım Bakanlığı’na vermiştik, sözleşme iptal edilmelidir demiş ve Bakan Şahali de sözleşmeyi iptal etmiş…
Bazen diyorlar ki, “Amma taktın ha!”…
Takarım kardeşim, takarım…
Ben evime giren her türlü gıda maddesine, sırf o Kurum’u kurtaracaklar diye yüzde 3 fazla ödüyorum. Dahası yüzde 3’le de falan kalmıyor, katlana katlana yüzde 16’lara çıktığını hesap eden uzmanlar var…
Bu benim meselem değil sadece, hepimiz aynı cezayı çekiyoruz.
Diğer konular?
Onlar da hepimizin meselesi.
İşbilmezlik, particilik, adamcılık, devlet malına zarar, ne ararsan var…
Nasıl takmayım..?
Son bir not; Nazım Çavuşoğlu TÜK konusunda konuşmuş, “Sn.Şahali TÜK’ü kapanmak üzereyken senden devralıp planını bozduğumuz için mutluyuz. Verdiğin rakamları bilançolarla açıklayacağız, önceki dönemde başaramadığını yapmak için algı oluşturmaya çalıyorsun. Temsil ettiğin bu zihniyete geçit vermeyeceğiz”…
Onun için mi TÜK hala 50 milyon zararda… Onun için mi biz hala o vergileri ödüyoruz?
YERİN KULAĞI VAR
ÖRTÜLÜ DEĞİL, ÖRTÜSÜZ:
Başbakan dahil bazı bakanlık bütçelerine konan 500 bin TL için muhalefet demediğini bırakmamıştı hatırlarsanız. Yok efendim kendi çıkarları için kullanacaklar, yok partililerine dağıtacaklar gibi olmadık suçlamalar yapmışlardı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı İdris açıkladı; “örtülü ödenek diye bilinen bütçe ile, okul dışında kalan ve özel eğitime muhtaç 25 Gazimağusa’da, 15’de İskele’de olmak üzere 40 özel gereksinimli bireye eğitim imkanı sunmaya başladık”… O eleştirenler, olmadık laflar edenler, şimdi ne diyecekler merak ederim doğrusu…
“RANDEVU BİLE ALAMAZLAR”:
Dörtlü koalisyonun kurulma aşamasında muhalefet ve bazı yazar çizer tayfası, “bakın görün Türkiye bunlara randevu vermeyecek, görüşmek bile istemeyecek” diye çok laflar ettiler. Ama şimdi bakıyoruz ki, bırakın randevuyu, hergün bir bakan Türkiye’de muhatabı ile görüşüyor. Ben saymadım ama, galiba iki ay içinde Türkiye’ye gitmeyen bakan kalmadı. Biri gider, diğeri gelir. “Türkiye bizi ister” laflarının ne kadar boş olduğunu, yaşayarak görüyoruz…
ADAY KRİZİ BİTTİ Mİ?:
CTP’nin Gönyeli, Dikmen ve Değirmenlik’te yaşadığı aday krizi şimdilik bitti gibi görünüyor. Bu üç bölgede haftalardır yaşanan kriz, Genel Başkan Erhürman’ın müdahalesi ile duruldu gibi. Gerçekten duruldu mu, yoksa “muş” gibi mi olduğunu seçim sonuçları açıklandığında göreceğiz…
HAMASETİ ORALARDA YAPABİLİRLER:
Bazı UBP’lilerin son zamanlarda yaptıkları ziyaretler basına da düşüyor. TMT Derneği ve ardından Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği. Vatan, bayrak hamasetini yapabilecekleri yerler buralar. Oralarda bol keseden hamaset nutukları atabilirler. Herhalde Baraka Kültür Merkezi’ni ziyaret etmelerini beklemezdiniz…
BİRLİKTE SANDIĞA:
Hani bir söz var, “Türkiye hapşırsa biz nezle oluruz” diye. Yaşananlar bunun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdi.Yerel seçimlerin 1 Temmuzda yapılacağı açıklanmıştı ancak, Türkiye erken seçim kararı alıp, seçimlerin 24 Haziran’da yapılacağını açıklayınca, o gün yapılacak olan üniversite sınavlarının da 1 Temmuz’a ertelenmesine neden oldu. Yani bizim seçimler havaya gitti. Şimdi harıl harıl yeni bir tarih belirlemeye çalışıyoruz. Öyle görünüyor ki, Türkiye ile birlikte 24 Haziran’da biz de sandığa gideceğiz…
OTO PARK YETERLİ OLUR MU:
LTB, restaurant ve eğlence mekanlarının merkezi olan dereboyuna 75 araçlık park yeri için düğmeye bastı. Peki trafiği rahatlatır mı? Bence hayır. Tamam otopark yapılsın ama, orayı rahatlatmak için alternatif bir yola ihtiyaç olduğu kesin. Derenin güney kısmından, mevcut yola paralel geçecek yeni bir yol, dereboyundaki sıkışıklığa tek çare olarak görünüyor…
ZİRVEDEKİLER
İptaller, Denetimler: Bu iki kelimeyi memnuniyetle yazacağımı hiç tahmin etmezdim. Son 3 ayda iş güvenliği ve kaçak işçi denetimlerine hız verildi. Denetime takılan 90 inşaatın faaliyeti durduruldu. Para cezası kesildi, kaçaklar tespit edildi, davalar açıldı… Gece kulüplerinde son 10 yılda ilk kez denetim yapıldı… 3 gece kulübü kapatıldı… Vakıfların komik fiyatlara arazi kiralamalarına el atıldı… Noel Baba arazisi ve Öğretmen Akademisi’ni bitirmeye aday LAÜ sözleşmesi iptal edildi… Çalışma izinleri konusunda yapılan usulsüzlükler polise intikal ettirildi… Sadece bir kaç örnek…
DİPTEKİLER
Metin Atan: Kamu-Sen Başkanı Metin Atan, “ülke dibe vurdu, eğer bu gemiyi yüzdüremezseniz yapamıyoruz diyeceksiniz çekileceksiniz. Cek-caklarla bu işler yoluna girmez” diyerek hükümeti eleştirdi. Yaratılan enkazın iki ayda kaldırılmasını beklemek fazla saflık olur. Eleştirmekte haklı olabilirsiniz ama, henüz 3 ayını bile doldurmayan hükümete, “çekin gidin” demek biraz insafsızlık olmuyor mu Sayın Başkan… Açıklamanız siyaset kokuyor.
Foto Gündem
