Çember sakallı.
Profesörmüş.
TRT’de konuşuyor.
Diyor ki, “Bir insan karısına boş ol diyorsa, nikah kalmaz.
Bu aşamadan itibaren üç âdet görünceye kadar kadın kocasına halen bağlıdır. Yani başkasıyla nikâh tutmaz. Dinen zina olur.”
…
Türkiye’de seçim var.
Bakalım kim boş olacak…
…
İmam hızını alamıyor
– “Başımdan zina geçti. Nasıl arınırım?” şeklindeki soruya yanıtı şu:
“Allah’ın affetmeyeceği günah yok. Evli kişinin zina etmesi durumunda din uygulanacak olsa ölüm. Kadının da erkeğin de. Bekâr ise ölüm değil ama sopa yer.”
…
Bu hale düştüler.
Ta devlet televizyonlarında bu kafalar sergileniyor…
…
-“43 yaşında eşim, 22 yaşında bir kızla ilişkiye girdi. Onu da beni de bırakmıyor” şeklindeki bir soru karşısında da döktürüyor:
“ Büyük haram işlemiş. Elin karısıyla nikâhsız olur mu? Dini nikâh yapsınlar da bari dinen kötü durumdan kurtulsunlar. Ama kocasını bırakmasın. Küsüp de ayrı yatmasın. Gel dediği zaman yatağına gitsin.”
…
Aklı yatakta.
Gel dediğinde, gitsin diyor…
…
Kadını böyle görüyorlar…
…
Bütün bu yobazlıklar Türklerin Araplarla buluşmasından sonra başladı.
Türkler 10’uncu yüzyıla kadar Göktanrı dinine inanıyorlardı.
Sonra olan oldu.
Hazar Türkleri döneminde Araplarla karşı karşıya gelindi.
Sonra ipin ucu kaçtı.
İleriki yüzyıllarda Karluk ve Çiğil Türkleri ile Oğuzlar arasında İslamiyet yayıldı.
Sonra olan oldu.
…
Halbuki kadın, eski Türk boylarında erkeğin “evdeş” i idi.
Türk boyları yüzyıllarca yasalarla değil, kendi töreleri ile sosyal yaşamlarını sürdürüyorlardı.
Devlet de töreden sonra gelirdi.
“İl (devlet) gider törü (töre) kalır” anlayışı vardı.
Yardımlaşma duygusu yüksekti ki bu da onarlın güçlü olmasını sağlardı.
Kadın bu gücün içinde yer alırdı.
İmamın gördüğü kadın değildi onlar.
Ama bir gün gelecek hacının ağına yakalanacaklardı,
Ki nereden bilebilirlerdi…
…
“Tay yetişirse at dinlenir, oğul yetişirse baba dinlenir” di.
Evle birlikte bütün mallar ailenin ortak malıydı.
Ayırım ya da üstünlük yoktu.
İmamın ağına yakalanmazdan önce…
…
Kuma değildiler.
Erkek ona boş ol diyemezdi.
Ki erkek evdeşine “Görklüm” (Güzelim) diye seslenirdi.
Kuma falan demezden önce…
