Dün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanının 35. Yılını kutladıktı.
O gün azınlıkta kalmış bir “aykırı kesimin” ötesinde, Lefkoşa Atatürk Meydanı öyle mahşeri kalabalık görmediydi.
Bu büyük “katılım 1878’den bu yana ilk kez Kıbrıs Türk halkının tüm dünyaya, “kurduğu devletiyle bağımsızlık ve özgürlüğünü çığlık çığlığa duyurduğu tarihi olayın milletçe kutlanmasının ispatıydı..
HANİ 1974’de Mağusa hisarlarından indikte “dünyada ilk kez Türkiye dışında bir Türk devleti daha oluşuyor” dediğime nazire doğan yeni bir Türk devletinin kutsanmasıydı. Türkiye ötesinde tek Türk devleti yokken, bir avuç Kıbrıs Türk insanı “devletini ilan ediyor, devlet oluyordu…”
…HAYIR! Evet adımız devletti ama devlet değildik! Olamadık da!
Nitekim 15 kasım 1983 gününün o büyük heyecanı durulup siyasi fraksiyonlar Sağdan Sola gardlarını alırlarken…
“Ne olacak, Dentaş’ın devleti” fısıltıları olayın büyüklüğünü ufalarken…
Türkiye’deki siyasi çekişmeler KKTC davasını yozlaştırırken…
Kuzey Kıbrıs Türk Devletini tanıması gereken ülkeler parmaklarını bile oynatmazken…
“Biz varken sizin hiçbir şeye ihtiyacınız olamaz, biz veririz siz yersiniz politikalarında, Türkiye KKTC’i “besleme” durumuna düşürürken…
Zaten 1974’den beridir sürüp gelen ganimet işleri “ekonomiye, ranta” dönüşürken…
Siyasi iktidarlar Devleti yüceltmek yerine ensesinden, makamlarından, kurumlarından nemalanıp şişinmeyi yeğlerlerken…
Türkiye’nin parasal yardımları har vurulup harman gibi savrulurken…
Adama göre, iktidara göre politikalarda bir sürü liyakatsiz insan bürokrasiyi teslim alıp canına okurlarken…
Zorla başlatılan müzakereler safhalarında “KKTC”i yaşatmak değil; yıkıp yerine federal sistemi oluşturmak için çabalanırken… Falan…
35 yıl geçti! Fakat ne “az zamanda çok ve büyük işler yaptık” diyebiliyoruz… Ne de artık kendimize devlet diyebiliyoruz! Ki artık kaderimizi türlü çeşitli, abuk sabuk çözüm önerileriyle Anastasiadis tayin etmeye çalışıyor!
HA! Hiç mi umut yok? Olmaz mı? Rum tarafı başımıza vura vura “son çarede devlet olmayı da öğreneceğiz!”
**********
DİRLİK DÜZENLİK DE KALMADI!
Artık ulusal günlerde “vatan millet memleket” gibi hamasete sarılmış nutuklar atmıyoruz! Daha doğrusu atamıyoruz çünkü ne “vatanımızdan” memnunuz ne “milletin “tutumundan” ne de “memleketin” avalinden…
Nitekim KKTC’nin 35. kuruluş yıldönümü nedeniyle Sn. Akıncı da BRT de yaptığı konuşmasında KKTC için “güvenlik” uyarısı yapıyor ve trafiğinden, sürekli artan suçlardan söz ederek, “adeta KKTC’i elbirliği ile artık yaşanamaz bir ülke yaptık” demek istiyordu!
Kİ ne diyorduk? Eskiden gazetelerin ilk bir iki sayfasına sıkışan trafik, adli vakalar, uyuşturucu gibi olaylar şimdilerde orta sayfalara kadar haberlerin konusu olmaktalar! Üstelik yanlarına artan “taciz olaylarını” da alarak!
Çok tabidir ki avuç içi kadar küçük bir coğrafyada bu kadar çok “vukuat” ancak “anarşi” kelimesiyle ifade edilebilir ve gerçekten Kıbrıs Türk halkı “anarşik” bir ortamda” yaşıyor!
ÖRNEĞİN Sn. Akıncı’nın da vurguladığı ve sürekli artan ölümlü kazalarıyla trafik sorunu!
Hadi önce “abalıya vuralım” ve diyelim ki “bilumum sürücüler peşin peşin potansiyel suçludurlar! Yani durum o kadar vahim!”
Peki ama (Mağusa’da yaşadığım ve gördüğüm için bildiğimce) “üst kademe yöneticileri,” “ilgili ve yetkili fakat sorumsuz makam sahipleri” öteki görevliler,” “devletin Kara yolları, Kıb-Tek, bugüne kadar trafiği düzenleyip rahatlatmak adına ne yaptılar?
Mesela Lefkoşa’da yirmiyi aşkın trafik ışıklarına karşın ikide birde arızalanan Mağusa’daki 2 sinyalizasyonu 3 mü yaptılar?
Akşamların karanlıklarını mı aydınlattılar!
Bütün kazalar ve tıkanıklıklar tali yollardan kaynaklı çıkışlarda yoğunlaşırken; bu konuda gerekli düzenleme mi yaptılar?
Silinen yada karardıkları için temizlenmesi gereken trafik çizgilerini mi yenilediler?
Tıkanan trafik güzergâhlarına çare mi buldular?
YOK, yok, yok!
Yol yapacağız dediler onu bile yarım bırakarak trafiği beterince berbat ettiler!
Sümme haşa! Kimse Allah değil ki vermeden alsın?
Fakat bütün suçu sürücülere yükleyip kendilerini tüm trafik sorunlarından ya da ötesi illegal kriminal sorunlardan azade kılan yetkili ve sorumsuz kişilerde de insaf kalmadı!
Kısaca parasal harcamaları gerektirmeyen tedbirleri bile alamayacak kadar görev ve sorumluluk bilinci kısır insanlarla yönetilen bu memlekette ne devlet kaldı ne dirlik düzenlik! olur ne düzen! **********
KISACA TAKILDIĞIM: (BU DA ÜNİVERSİTELERİMİZİN AHVALİ!)
Üniversitelerimizdeki öğrenci sayısı 102 bin 944’e ulaşmış! Allah artırsın da!
TC’den gelen öğrencilerde bu yıl bin 500 kişilik düşüş varmış! Buna karşılık 3. ülke dedikleri fakat kapsamında Avrupa ülkelerinin olmadığı ülkelerden gelenlerde ise geçen yıla göre bin 900 kişilik artış varmış! (Ki biliniyor çoğunluğu Afrika ülkelerinden gelmekte!)
Soralım: Üniversitelerimiz gitgide kalitesini yükselttiği için mi Afrika ülkelerinin öğrencileri tarafından tercih edilmektedir?
Bir daha soralım: Eğer cevap evet ise neden TC’den gelenlerde azalma hele AB ülkelerinden öğrenciler hiç gelmemekte?
…VE medyada bir haber: “KKTC’ye çalışmaya gelenler çalışma haklarını bilmedikleri için işverenler tarafından istismar edilmektedirler!”
Bir çağrışım yaptı mı? KKTC’i Afrika’dan gelen öğrencilerle kaçak işçi cenneti yaptınız efendiler! Ötesi türlü çeşitli illegal sorunları da KKTC’ye hediyeleri olmakta!