Yasa dışı kürtaj davasında sanık Mehmet Ali Tunçbilek ve sanık Verda Özkent Tunçbilek’in avukatları Serhan Çınar ve Mustafa Şener ortak hitaplarını dün gerçekleştirdi
Devrim DEMİR
Kamuoyunda “Kürtaj davası” adıyla bilinen, Ada Hospital’da bazı hamileliklerin yasa dışı sonlandırılmasıyla ilgili 6 sanıklı davaya Girne Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün Serhan Çınar ve Mustafa Şener ortak bir hitapta bulundu.
Çınar ve Şener’in hitaplarını tamamlaması ile gözler savcılığa çevrildi.
Yargıç Murat Soytaç ve Seran Bensen’in üye olarak yer aldığı heyete yalnızca bu dava için Girne Kaza Mahkemesi Başkanı Fatma Şenol başkanlık ediyor.
Tunçbilekler için ortak hitap
Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in avukatı Serhan Çınar ile sanık Verda Özkent Tunçbilek’in avukatı Mustafa Şener, ortak bir hitapta bulundu. Avukat Çınar davayla ilgili hukuki prensiplere değinirken, Avukat Şener de davadaki şahadetlere ve bulgulara dikkat çekti.
İlk sözü alan Mustafa Şener, Tunçbilek çiftinin davanın ilk gününden beri suçlamaları kabul etmediğini belirterek, gönüllü ifadelerinde de bunu açıkladıklarını söyledi. Şener, mahkemede dinlenen birçok tanığın ifadelerine değinerek, Verda Tunçbilek’i suça bağlayıcı bir şahadet olmadığını savundu.
“Çek yasal bir ameliyat için verildi”
Verda Tunçbilek’in hastanedeki ajandasında hiçbir gayri yasal bir şey bulunmadığını aktaran Şener, Fahri Karagözlü tarafından Verda Tunçbilek’e verilen çek yaprağının ise yasal bir ameliyat için verildiğini savundu.
Şener, “tüm dava boyunca iddia edilen meselelerde özel kadın doğum hastane kayıtlarını tutmakla yükümlü olanın veya bu kayıtları tutanın sanık Verda Tunçbilek olduğu yönünde iddia makamı herhangi bir iddiada bulunmadığı gibi bu konuda da yetki ve sorumluğun Tunçbilek’de olduğu yönünde de mahkeme önünde herhangi bir şahadet yoktur” dedi.
Tahkikat memurunun Verda Tunçbilek ile Fahri Karagözlü’nün herhangi bir doğum, ölü doğum ve doğumdan sonra ölümle ilgili kaymakamlıktan bir kayıt tespit etmediğini anımsatan Şener, Verda Tunçbilek’in tüp bebek ameliyatları ve sezeryen ameliyatlarında ‘ölü bebek’ doğumu gerçekleşmediği için Kaymakamlığa bir bildirimde bulunmadığını savundu. Avukat Şener, hastaneye ait bin dosyanın incelendiğini, şüpheli görülen 73 dosyanın emare alındığını ama bu Verda Tunçbilek’e ait hiçbir dosyada gayri yasal bir duruma rastlanmadığını söyledi. Polisin sadece Fahri Karagözlü’nün hastası olan M.A ile ilgili dosya hakkında bazı iddialarda bulunduğunu, ‘overkist’ ameliyatı yazılan bu dosyayla ilgili Verda Tunçbilek’in sadece hasta ile ilgili yazanlar dışında başka bir bilgiye sahip olmadığını iddia etti.
İddia makamının bazı tanıklarının Verda Tunçbilek ile ilgili söylediklerinin güvenilir şahadet olmadığını savunan Şener, tanık R.Ö.’nün Tunçbilek çifti aleyhine söylediklerinin külliyen yalan olduğunu öne sürdü. Şener, Verda Tunçbilek’in yeminsiz şahadetindeki önemli noktalara da değindi. Şener, hitabının sonunda iddai makamının davasını ari şüpheden ayrı olarak ispatlayamadığını iddia ederek, müvekkilli Verda Tunçbilek’in beraat ettirilmesini talep etti.
Çınar tanıklara dikkati çekti
Avukat Mustafa Şener’in ardından sanık Mehmet Ali Tunçbilek’in Avukatı Serhan Çınar hitabını yaptı. Sanık Mehmet Ali ve Verda Tunçbilek’in suça teşkil etmekten dolayı asli suçlu olarak bu davaların getirildiğini belirtti. İddia Makamının çok az tanığının sanık Mehmet Ali Tunçbilek ile ilgili şahadet verdiğini söyleyen Çınar, 7 tanığın mahkemedeki beyanlarına değindi.
Çınar, mahkemede dinlenen tanıkların hiçbirinin bu sanıkların bire bir fetüsleri gömme işlemine yardımcı olduğunu veya birebir suç işledikleri şeklinde bir şahadet vermediklerini belirterek, bu sanıkların suça iştiraki olmadığını savundu. Bu sanıkların suça teşvik ettiğine ya da yardım ettiklerine değinen Çınar, “ortada bir suç olsa dahi sanıklar Verda Tunçbilek ile Mehmet Ali Tunçbilek’in suça iştirak etmiş olacak kadar yeterli şahadet yoktur” dedi. Avukat Serhan Çınar, bu gerekçeler ışığında her iki sanığın da beraat ettirilmeleri gerektiğini vurguladı.
Başsavcılığın hitabı yarın
Savunma avukatlarının hitaplarını tamamlaması ile sıra Başsavcılığa geldi. Mesai saatinin dolmasını göz önünde bulunduran mahkeme başkanı Başsavcılığın hitabını dinlemek üzere, duruşmayı Perşembe gününe erteleyerek oturumu kapadı.
