GİZLENEN HABERLER! (BİDEN’I YENİDEN DEĞERLENDİRDİM) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

GİZLENEN HABERLER! (BİDEN’I YENİDEN DEĞERLENDİRDİM)

Halkı ikide birde Kıbrıs siyasi sorunu ile ilgilenmeye çağırırsınız!  Fakat ilgisini çekecek açıklamayı ya yapmazsınız yahut ille de şu gizlilik uğruna baştan savarsınız!  Bu kez Türk medyası da eğer çok özel çaba göstermezse müzakerelerle ilgili haberleri Rum medyasından izlemeye başlar.  Doğru mu yanlış mı bilmeden!  Dolayısıyla çözümle ilgisi de Rum basınından sızanlar kadar olmakta…
ÖYLE DE OLUNCA:  Gelişi ile gidişi büyük olay  haline gelen Biden’ın  Türk ve Rum taraflarındaki temaslarını,  iki tarafa yaklaşımlarını ve taraflara yönelik politikasını değerlendirmek gereğini duyarken,  geçen cumartesi günkü yazıma  şu cümleyi  de eklediydim:   “Biden Maraş sorununu iki tarafın kendi aralarında çözebileceğini söyledi ama Türk tarafının Maraş konusunda hassas olduğunu bildiğinden, Eroğlu ile görüşmesinde lafını bile etmedi!”
Ne var ki yazımın yayımladığı gün Havadis’in manşetinde  aptallaşan suratıma nanik yapan “çeker giderim”  kelimelerine toslarım!  Meğer  “Türk tarafında Maraş’ı ağzına almadı” dediğimiz Biden Anastasiadis ile Eroğlu’nun katıldığı yemekte Maraş’ı ve limanı masaya yatırmış,   gece boyunca Güven Yaratıcı Önlemler kapsamına alınmaları için ısrar etmiş.  Bir saati aşkın karşılıklı konuşmalardan sonra iyicene canı sıkılan Eroğlu  “Maraş’tan bahsedeceksen yanında durmam”  diyerek tepkisini otaya koyunca dört maddelik  “temenniler”  veya tarafların genel hatları ile uzlaştığı konular paketine    şöyle bir  “ifade” eklenmiş:  “ABD, liderleri Maraş ve Mağusa ile ilgili paketi görüşmeleri yönünde teşvik eder. Tarafların anlaşması halinde her türlü katkıyı yapmaya hazırdır…”       DALYA!  Yukarıdakileri  neden yazdık?  Çünkü  ayni gün bazı tanıdık kişilerle görüşürken bakın  Havadis’in manşetinde ayazlanan bu habere nasıl tepki gösterdilerdi?   “Hadi canım yalandır!..”  “Havadis gazetesi  zaten Eroğlu’na karşıdır!..”   “Demek Biden  tam da Rum’un istediği gibi davrandı zaten öteden beri Rum’dan yana olduğunu bilirdik!”   Falan…  
DOLAYISIYLA NE OLDU?  Biden’ın adaya gelişini yeniden değerlendirmek gereğini duydum!     Bu tip  “haber habersizlikleri”  karşısındaki açmazlarımızın altını bir daha çizdim.       ABD Başkan Yardımcısına bu kez Maraş ısrarı objektifinden baktım.           “Yansızlık” numarasını iyi oynadığı kanaatine vardım.              Bir kez daha inandım ki  “çözümü,  anlaşmayı Kıbrıs Türk ve Rum halklarına bırakan Amerika, söz konusu doğal gaz oldu muydu  “stratejik kullanımını”  kimselere bırakmak niyetinde değildir!          İşte bu da dünyada her zaman baş rol oynayan tipik Amerika’dır!         Arkasındaki akıl hocası da  eğer isterse Kıbrıs siyasi sorununu bir gecede çözebilecek kadar  kabiliyeti ile olanağı bulunan İngiltere’dir! 
KISACA:  Biden Kıbrıs’a   doğal gaz konusu ile ilgili geldi! İlginin esasında  gazın Türkiye üzerinden naklinden başka çare olmadığı gerçeği vardı!  Dolayısıyla gazın önündeki  çözümsüzlük barikatını kaldırmak için bir dizi temaslarda bulundu!  En azından liderler arası müzakereleri on beş günde bire indirerek süratlendirdi…
VE SIKI DURUN:  Haberlere göre çözüme katkı için yine havalarda Euro’lar dolarlar uçuşmaya başlamış!
    **********
PARA İLE SATIN ALINAN ÇÖZÜMDEN GELECEK HAYIR!  (HİÇ GELMESİN!) 

Annan planını sık sık köşemize taşıyoruz ama zorunluyuz.  Çünkü devam eden  bugünün müzakerelerinde de ayni benzer süreç,  ayni senaryo,  ayni Sivil Toplum Örgütleri katılımları,  Rum’un Kuzey’e yönelik fakat  bu kez  fazlası ile  istekleri ve yine havada uçuşan paralarla vaat edilen refah dolu gelecekler vardır!  Nitekim:
Söylemler ve eylemler hiç değişmedi!  Önce Kıbrıs Türk halkını kendi içinde kamplara böldüler! 
Geçmişte Denktaşçılar,  statükocular;  karşılarında da devrimciler,  evrimciler,  globalistler vardı!
Şimdilerde Allah rahmet eylesin Denktaş öldü ama devleti savunanlar  yine “statükocular ve çözüm istemeyenler,”  karşılarındakiler de “barışçı çözüm isteyen devrimciler!
Geçmişteki Annan Planı dönemlerinde çözüme evet dedirtmek için ABD ve AB’den yine Dolarlar Euro’lar koyuyorlardı ceplere!       Şimdilerde işitiyoruz yine koymaya başlamışlar!
Geçmişteki   referandumda “evet”  dedirtmek için savrulan Euro’lar havalarda uçarken ve Erdoğan bile  “evet”  kampanyasına   katılırken;  TC kökenlilere de  Kuzey’den ayrılmaları halinde  aile başına onar bin Euro vaat ediliyordu!            Şimdilerde de  “barış ve çözüm için evet”  denmesi gerektiği söylemlerine sığınılmakta.
VE YENİ HABER:  Bundan önce bazı sivil toplum örgütlerine  akıtılan Euro’lardan söz ettikti!  Bunları sağ olsun Karen Fogg kitabında zaten ayazlattıydı, öğrenmeyen kalmadı…
Geçtiğimiz hafta  Havadis Gazetesi’nde Mağusalı refikim Derviş Doğan o dönemin devamı ve benzeri olan bu  “para olayını”  yeni versiyonu ile köşesine taşıyor ve şu iddiada bulunuyordu:  “Biden’dan önce bin 300 kişiye/kuruma maaş bağlandığı iddiası geldi!”
Doğan, Başkan Yardımcısı’nın gelişi ile ilgili değerlendirmelerini yaparken,  “Biden’ın Kıbrıs ziyareti öncesinde ortaya atılan iddialara değiniyor ve  ABD’nin  Güney Kıbrıs,   Ankara Büyükelçilikleri vasıtası ile Kıbrıs’ta 1300 kişiyi/Kurumu maaşa bağladığı”  haberlerinin alındığını iddia ediyordu.  
Tabi Doğan eğer haber doğruysa dedikten sonra açıklama yapılmasına değiniyor ve kısaca şu soruları gündeme getiriyordu:           “Bu maaşlar  bazı siyasetçilere,  gazetecilere, iş insanlarına,  sivil toplum kuruluşlarına verilmektedir…  Bu paralar nerede kullanılacak?  Hangi amaca yöneliktir?  Bu paralara karşılık ABD’ye  nasıl hizmet sunulmaktadır?  Çözüme katkısı nasıl olacaktır?  Falan…”
BAKIN.  Zaten gözlerimizin önündedirler.  Türlü çeşitli örgütler şu veya kulvarlarda kendi akıl ve ideolojileri ile  kendi çıkarlarına  göre  koşturmaktadırlar!  Bunlar arasında açık seçik AB’den para alanların olduğunu,  yine AB’nin zaten STÖ’leri aracılığı ile Kuzey’de bazı alt yapı yatırımları ile eski eserlerin restorasyonlarını gerçekleştirdiklerini biliyoruz.  Her ne kadar bu  “AB yardımlarının” açıklanması gereken “miktar ve amaçları”   hep “bilinmezlik ve gizlilik” içinde devam ediyorsa da tutun ki memlekete hizmet olarak  yansıyor.  Bunu anlayabiliyoruz.
Fakat Elit, politikacı,  etkin yetkin kişilik ve örgütleri ile Türk-Rumlardan oluşan bu  1300 kişi  eğer Amerika tarafından maaşa bağlanmışlarsa ve haber doğru ise tek kelime ile yazalım  Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesini peşin peşin  Amerika satın almış demektir! 
Dolayısıyla kimseler çıkıp olayı demokrasi,  barışa çözüme  hizmet katakullileri ile  savunmasın,  ortada bal gibi bir halkın siyasi kaderinin aynen Annan planı dönemlerinde olduğu gibi resmen para karşılığında  satılığa çıkartılması gerçeği vardır!   Haa!  Alan memnun satan memnun olabilir!  Söz konusu  “ceplere giren Euro’lardır!” 
Ki o zaman  “neden müzakere masasında kıran kıran kırana pazarlıklar yapılıyor?  Versinler Kuzey’in parasal bedelini sorun da bitsin çözüm de gelsin diyelim!  
    **********
KISACA TAKILDIĞIMIZ.  (İŞTE TEMİZLİK TERTİP ALIŞKANLIĞI BÖYLE KAZANILIR)       

  Geçen gün yıllardır  yarenlik yaptığım bir arkadaşım anlatıyordu.  “Geçen Pazar günü diyordu arkadaşım,  ailem,  torunlarımla falan  “hadi size hiç görmediğiniz güzel yerleri de göstereyim”  diyerek araba ile yollara düştüydük.  Bazı eski kalıntıları torunlarıma göstermek için Büyükkonuk’u geçip Kantara’ya dönen  yola saptım ki oraları gerçekten çok güzel… Bir ara yukarıya tırmanırken durduk.  İlkokula giden iki torunumdan birinin çişi geldi.  “İşte şurada ağacın arkasına geç” dedim,   “imkanı yok diyor, sonra çevreyi kirletmiş olurum!”  Çocuğu ikna edene kadar neler çektim diyor arkadaşım…  “Sonra bir de baktım diyor arkadaşım devamla,   diğer torunumun elinde her halde şekerleme yemiş elinde kağıdı, o dağ başında atacak bir çöp tenekesi arıyor!”  Kağıt parçasını elinden alıp arabada bir yerlere koyuyorum..
İŞTE YEŞEREN ÇEVRE BİLİNCİ.  O küçük çocuklar Mağusa Sakarya ilkokuluna gidiyorlar. Öğretmenlerini tebrik ederim.  Öğrencilerine böylesi bir çevre bilinci kazandırdıkları için… Ve hep söylediğimize geliyorum.   Her sorunun çözümü  “eğitimdir,  okuldur,  okul-aile birlikleri ilişkilerinden doğacak “iyilik,  sağlık, başarı ve  güzelliklerdir…”  İşte örneği:  Issız bir dağ eteğinde bile yere tek kâğıt parçacığını  atmayan ilkokul öğrencisi.  Büyüklere ithaf ederim!


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar