Uzun bir aradan sonra Tufan Erhürman ile bir araya geldik.
Havadis’in geleneksel “fasulye” partisi çerçevesinde.
Malum, cumhurbaşkanlığına adaydır.
CTP’nin kendi adayı ile cumhurbaşkanlığı seçim yarışına katılması kararından sonra Genel Başkan Tufan Erhürman’ın ismi etrafında bir uzlaşma oluştu.
Daha önce de yazmıştım.
Adaylık belirleme sürecinde CTP’ye yönelik çeşitli spekülasyonlar yapılmıştı.
Özellikle eski kuşağın Erhürman’ı istemediği dedikoduları tetikçi gazete ve televizyonlarda bolca yazılıp söylenmişti.
Bunların tümünün Erhürman’ı veya CTP’yi yıpratmak için ortaya atıldığını defalarca belirtmiştim.
CTP, aday belirleme sürecini sağlıklı bir şekilde tamamladı.
Yetkili kurullarda geniş bir uzlaşma ile Genel Başkan Tufan Erhürman cumhurbaşkanı adayı gösterildi.
Kampanya sürecinde de geleneksel yöntemler kullanılıyor.
Erhürman’ın başladığı noktadan daha ileride olduğunu tahmin ediyorum veya öyle gözlemliyorum.
Seçimin birinci turdan bitmeyeceği kesindir.
O halde soru şudur:
“CTP’nin cumhurbaşkanı adayı ikinci tura kalır mı?”
Bu soruyu elbette Tufan Erhürman’a sorduk.
İkinci tura kalacağı noktasında emin ve kendine güvenen cevaplar verdi.
***
Bugün Havadis’te de okuyacağınız üzere Tufan Erhürman ile hem kayıt dışı yaptığımız sohbetin hem de kayıt altındaki resmi açıklamalarda güncel tartışma ve hatta kavga konusu yer aldı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İngiliz Guardian gazetesi muhabiri ile yaptığı mülakatın içindeki bir cümle üzerinden yaratılan fırtına esas konumuza dönüştü.
Tam da rast geldi Havadis ekibi, benim odamda Erhürman ile sohbet ederken Türkiye Dışişleri Bakanı Cavuşoğlu’nun canlı yayında açıklamasını hep birlikte izledik.
Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı makamında öte dehşetengiz şeyler söyledi.
Akıncı’yı “terörist” ve “Türkiye düşmanı” ilan etti.
“KKTC’de yapılacak seçimlere karışmak istemiyoruz ama” cümlesinin ardından düpedüz seçimlere karışacaklarının ilanını yaptı.
Bu açıklamaları dinlerken biri “cehenneme hoş geldiniz” cümlesi kullandı.
Gerçekten öyle midir?
Cehennem koşulları yaratıp Kıbrıs Türkünün iradesine müdahale edilecek mi?
Geçmişte buna benzer müdahaleleri çok yaşadı bu toplum.
“Peşime 42 MİT ajanı taktılar” diyen aday ikinci tura kalmasına rağmen yarıştan çektirilmişti.
Peşine 42 MİT ajanı takacak kadar istemediği aday sonra da cumhurbaşkanı olmuştu.
Bir başka aday Bulgaristan’daki Türklere uygulanan asimilasyonla ilgili yaptığı benzetme yüzünden ciddi ölüm tehditleri almış, aylarca gizli yerlerde barınmak zorunda bırakılmış, TC pasaportu iptal edilerek istenmeyen şahıs ilan edilmişti.
Sonra zaman geçti ve Başbakan Yardımcısı oldu.
“Davul bizim boynumuzda tokmak onların elinde” sözüyle tarihe geçmişti.
Yani anlayacağınız buradaki cumhurbaşkanlığı seçiminde yer alan bir adaya karşı yapılan operasyonlar her zaman ters tepti ve yine ters tepecektir.
Çünkü aslolan Kıbrıs Türküdür.
Gerisi Ankara’daki teferruatlardır.
