GERÇEKLERİN KAPISI ARALANIRKEN - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

GERÇEKLERİN KAPISI ARALANIRKEN

Ahmet OkanAhmet Okan

“Hükümet ayrıca 1996 senesinde meydana gelen Aziz Barnabas olayının, bir güvenlik operasyonu olduğunu belirtmiştir. İkonlara veya arkeoloji müzesine bir zarar verilmemiştir. Yasadışı silahların mezarda saklandığına ilişkin istihbarat raporlarının alınması üzerine güvenlik güçleri, oraya bir operasyon düzenlemiştir. Hükümet, Sivil Savunma Örgütü’nün olayla ilgisi bulunmadığını belirtmektedir.”


Yukarıdaki madde, AHİM’de görülen Kutlu Adalı davasında, İlkay Adalı’nın olayla ilgili anlattıklarına karşı hükümeti temsil eden avukatların öne sürdüğü argümanlardan bir tanesidir…

Bu avukatların şimdi ne düşündükleri doğrusu merak konusudur…

Atilla Peker, Cumhuriyet Başsavcılığına giderek ifade vermiş, ifadesinde Eken’le adaya geldiğini belirtmiş ve itiraflarda bulunmuştur.

Korku filmlerini aratmayacak bir ifade.

Şöyle deniliyor:

“Kıbrıs’a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik sonra aynı gün Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım, yardımcısı Enver Tosun yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken “Uzi” marka bir silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti.”

Bu cinayet bu tetikçiye “nasip” olmadı!

İtiraflara göre işi başkaları tamamladı.

Ama tepedekilerin aynı “derin devet” e ait ekip olduğu da itiraflarda yer alıyor.

Üstelik bunlar “kahraman.”

İfadede Eken’in kendisine şöyle dediği öne sürülüyor:

“Bana hitaben gülerek ‘Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun’ dedi .”

Kıbrıs işi böyle halledildi!

Vatana, bayrağa, Türk’lüğe ve ezana sarılarak…

Hükümeti savunan avukatların eline verilen istihbarat raporlarının düzmece olduğu anlaşılmıyor mu?

Birileri gelip cinayet işliyor, istihbarat da işi PKK’ya, terörizme falan bağlıyor.

Peki o istihbarat bilgileri doğru çıkmış mıydı?

Silahlar bulunmuş muydu?

PKK buraya silah yığacaktı da Kıbrıs’ta ne yapacaktı?

Burası Suriye miydi? Irak mıydı?

Zamanında birçok insan öldürüldüğünde, söylem aynıydı.

Örneğin Avukatlar Rum’la işbirliği içindeydiler; Türklük davasına ihanet ederlerdi.

Kutlu Adalı da Kıbrıs’ı Rum tarafına satacaktı.

Hiçbir değişiklik yok…

Bu yüzden burada yaşayan hiç kimse Adalı cinayetinde bayatlamış bu söylemlere inanmamıştı.

Ortaya dökülen itiraf ve iddialarla bu kanaat bir kez daha pekişiyor.

Bu davada hükümet adına yapılan savunmalar bir yana da,

Cinayet olayında yerli işbirlikçiler var mıydı?

AİHM’de cinayetin failleri saptanamamış ancak Türkiye mahkum edilmişti…

Gerçeklerin kapısı aralanırken, eğer varsa, yerli işbirlikçiler de telaş içinde olmalı.

Ama bu tatlı bir telaş değil…

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar