GEÇEN HAFTAYI DA KURTARAMADIKTI! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

GEÇEN HAFTAYI DA KURTARAMADIKTI!

Eşref Çetinel

Bir haftayı devirip bir yenisine daha başladık.. Ki kalkınmış ülkeler için zaman yıllarla ifade edilir. Biz henüz o mertebeye ulaşamadık, bütün derdi gailemiz günü kurtarmak. Güneşin doğuşu ile bir “bismillah” batışı ile “ilahi Yarabbi şükür” dedik miydi, mesele de bitti demektir!

OYSA mesela geçen haftaya başlarken Devlet KIB-TEK’in AKSA’ya olan 800 milyon TL’lik borcunu yüklendiydi! Hesaba göre de bu borç, KIB-TEK’in Devlet Dairelerinde harcanan ancak asla ödemesi yapılmayan elektrik sarfiyatı faturalarına mahsuben sayılacak..


Olayın aslı astarı ise şudur: Ne KIB-TEK’in borçları ve borçlanmaları bitti bundan sonra da bitmeyecek… Ne de Devletin beleş elektrik sarf etmesi sona erecek! Başından beridir öyle geldi böyle gidecek!

NEYSE biz işimize bakalım! Neydi işimiz?

***

İŞİMİZ İŞ KUYRUĞUMUZ KİRİŞ! Şaka yapmıyorum. Çünkü artık ne “devletle hükümet” kelimeleri yan yana geldi mi bir anlam ifade ediyor ne de planlı programlı olması temennilerine sarılan “kalkınma” “ilerleme” gibi devletsel büyüklükler görülüyor.. FAKAT ve buna karşılık artık hemen her sabah rutinleştiği için ne memleketin “esrar diyarı olduğu” düşüyor medyanın manşet haberlerinden ne de ölümlü trafik kazaları..

VE şimdi bunlara bir yenisi ekleniyor: Artık “okullarda akran zorbalığı ile haraç olayları da yaşanıyormuş!

BU OLAYI ÇOK ÖNEMSİYORUM: :Çünkü gün gelir KIB-TEK sorunu da çözülür her hangi bir seçim sonrası memleketi gerçekten daha iyi yönetecek bir iki siyasi parti koalisyonu da iktidara gelebilir.. Hatta pahalılık da diner iner, sağlık sorunları da biter… Yada trafik kazaları azalır..

FAKATTT: Eğer bir ülkede yetişmekte olan gençler okullarda “haraç” gibi sertlikle voyvodalıklara.. Yada kaba kuvvete dayalı eylemlerle kendilerinden güçsüz ve daha küçük öğrencileri “mafyacılar” gibi tehdit etmeye başlamışlarsa.. Bilelim ki bu memleketin geleceği kapkaranlıktır!

BİELELİM ki okullarda memleketin geleceğini devredeceğimiz “fikri hür vicdanı hür” yeni “nesiller” değil; beterince yaşanamaz bir ülke yaratacak olan her türlü kanunsuzluğa ve şiddete açık gençler yetiştiriyoruz!

Kİ okullarda asla affedilemeyecek tek bir “suç” vardır: Kavga, gasp, büyüklerin yada güçlülerin küçükleri güçsüzleri taciz etmeleri, dövmeye teşebbüsleridir..

EĞER bu çok olumsuz eylemlere bir de “akran baskısı ile haraç” da katılmışsa; vay başımıza gelenler!

DOLASIYLE aman dikkat diyoruz. Ve bir daha ekliyoruz. Bu nedenle Okul Aile Birlikleri çok önemlidir. Ne var ki öteden berridir Okul Aile Birlikleri ile okullar arası dayanışmalar, okulla öğrencilerin içinden çıktıkları aileleriyle ilişkileri, bildiğim kadarı ile hâlâ çok zayıftır, bazı okullarda “yok” esamesindedir! ANA BABANIN çalıştığı ailelerde, kentlerin kalabalık mahallelerinde, bazı kırsal yerleşim yerlerinde daha çok görülen “okula giden öğrencileri ihmal etme yeterinde ilgilenmeme sorunu” da elbette ki bu tip öğrenci arızaları yaratmaktadır! Sn. Eğitim Bakanı inanıyoruz ki bu sorunların üzerine çoktan gitmiştır hatta neşterlemeye başlamıştır..

***

GEÇEN HAFTA KÂBUS GİBİYDİ! TC’deki bombalı saldırı hepimizi üzüntülere boğarken, “teröre lanet olsun” demekten öte ne yapabilirdik ki? Üstelik dünyanın en aptalca terör hareketiydi! “PKK, PYD” eylemli bu terör hareketini dünyada hiç bir ülkenin kabul edemeyeceği, aksine lanetler yağdıracağı büyük gerçeğe karşın, söz konusu militanların nasıl gerçekleştirdiği ise ayrı bir klinik vaka olmalıydı! Çünkü nasıl yorumlarsanız yorumlayın bu faşist eyleme gök kubbenin altında “aman ne iyi oldu” diyecek tek bir ülke, insan, yarattık bulamazdınız! Demek ki bunların sadece sızlayacak kalpleri değil, beyinleri de yoktur ki düşünebilsinler!

***

KISACA GEÇEN HAFTA ÇOK BERABATTI diyoruz ama galiba HP Başkanı Özersay’ın olmalı, araya sıkışmış  düşündürücü bir beyanatı vardı.

Türkiye’yi işaret ederek diyordu ki “Türkiye’nin Kıbrıs Türk’leriyle ortak ve ulusal menfaatleri Kıbrıs Türkünün gönlünü kazanmaktan geçer…”

VE eklediği bir şey daha vardı. “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gücü  Kıbrıs’taki Türk halkının iradesidir.” (Yada kaynaklıdır)

BU değerlendirmeyi yabana atmadım. Bu adada “Türkiyesiz bağımsız ve egemen bir devlet olamayacağımız hatta varlık sorunu da çekeceğimiz gerçeklerde; “fakat TC’nin de bölgedeki siyasi iradesi ile söz hakkının Kıbrıs’taki Londra Zürih Anlaşmalarından kaldığınca Kıbrıs Türk halkının TC’ye bağlılığından kaynaklı siyasi iradesinde yansıdığı da gözlerden kaçırılmamalıdır.”

“ÇEKİN TC’nin altından KKTC’yi görürsünüz” diyeceğim ama Allah muhafaza!” Çünkü olay şudur: Adada KKTC ne kadar güçlü olursa Türkiye Doğu Akdeniz’de Ege’de de o kadar daha güçlü olur..

PEKİ KKTC adada güçlü müdür ki bu gücünü bölge sorunlarına yansıtabilsin? Türkiye’yi Anavatanı olarak kabul etmişlikte ve ortak siyasi çıkarlardaki birlikteliklerde evet.. ya ötesi? Mesela onlarca üniversiteye sahiptir ama ne ilmi vardır ne irfanı! Mesela artık “darbı misal” oldu, “bir KIB-TEK sorununu çözemeyecek kadar da Yönetim zafiyeti içinde bir Devlettir! Ki dünyada TC’den gayrı ne tanıyanı var ne takanı! Üstelik aradan yarım asır geçti! Gitgide de siyasi yönden Filistinleşiyoruz!

***

BAŞA DÖNEYİM: Ankara KKTC’de üstüne düşeni yapıyor mu? Bir haftadır TV’de bir zamanların “Çukur operasyonlarına” sahne olan Şırnak’la ilgili haberlere takılıyorum. Şırnak kısa sürede cicim bicim bir kent haline gelmiş. İzlediğimce mis gibi bayındır modern bir kent..

BİZSE bu ülkede 1974’den beridir didin didin didiniyoruz ne imar iskâna açık şehirlerimizle ötesi yörelerimiz ne yollarımız ne yeşil alanlarımız, kısaca bayındırlığımızla hatta temizlik ve tertibimiz bile yok! İlkelliğin içinde kendi kendimize “tatmin” şırıngası enjekte eder” gibi lüks arabalarımızla seyrüsefer eylemekten başka da bir “değer varlığımız” yok!

İSPATI zaten ortada: İşte Güney! İşte KKTC!

Yani ne kente benziyoruz ne kasabaya! Acayip apartmanlar dikerek şehirleştiğimizi zannederken, altmış lira kilosu domatesle tarımımızı kurtarmaya çalışıyor, yaktığımız dönümlerce ormanlarımızla yeşilimizi kapkaraya çevirirken de “işte Yeşil adamız” tafraları satıyoruz!

Türkiye para pompalamasa aç kalacağız bu da ayrı bir dâva! Peki ne mi yapacaksınız? Sn. Üstel bu Cuma al Sayın Bakanlarını da yanına, camiye git. Allah’tan iyilik sağlık basiret niyaz eyle belki kabul görülür de kurtuluruz artık bu zillet ve mezelletten!

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar