Geç değil, istenirse yapılabilir... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Geç değil, istenirse yapılabilir…

El-Sen’in açıklaması gayet net. Başbakan, devlet dairelerinin Kuruma borcu olmadığını söylüyor. Ancak BRT, camiler, Belediyeler gibi kurumların toplam borcu, 225 milyon 299 bin 252 TL… El-Sen diyor ki, 2014 için bu borcun kapatılması için 90 milyon lira ödenek koymuş olsaydınız, bu ayda 7 milyon demekti. El-Sen’in bankalara ayda 6 milyon küsur lira ödemesi var. Devletten gelecek olan parayla bu borç ödenecek, böylece Kurum’un sıkıntısına son verilecek, maliyetler düşecekti. Böylece özelleştirme heveslilerinin beklentileri kursaklarında kalacak, hem de seçim boyunca “Kıb-Tek özelleştirilmeyecek” diyen CTP de, halka verdiği sözü yerine getirmiş olacaktı. Ama gördüğümüz kadarıyla, hükümet bu ödeneği bütçeye koymadı…
Bütçe henüz geçmedi. Bence ne yapıp edip bir yerlerden tasarruf edilerek, bu ödenek bütçeye konabilir. Bu arada özelden toplanmayan 189 milyon 66 bin 538 TL’nin de tahsilatı sağlanırsa, halkın sırtındaki yük ortadan kalkar. Oysa şu ana kadar yapılan, Kıb-Tek’in tüm yükü halkın sırtına yüklemektir. Geçtiğimiz gün Toparlanıyoruz Hareketi’nin bir açıklamasında çok doğru bir ifade vardı. “Hükümetin ödeme gücü yok da, halkın var mı..?” Mesele budur. Emeğin iktidarından beklenen de buydu. Ancak yapılmadı… Bütçe henüz nihai şeklini almamıştır, değişebilir. Herkesi bir kez daha aklıselime davet ediyoruz…

OKUR UYARIYOR    
Cumartesi günü yayınladığım, Ertan Tosun isimli okurumun yorumuna, bir başka okurdan, Kerem İzmen’den yanıt geldi. Biz de zaten “vatandaşın ne dediğine bakalım” demiştik.  Bu tür tartışmalarla maksat hasıl oluyor. Oluyor da, acaba karar vericilerin de dikkatini çekiyor mu?
İşte Kerem İzmen’in yorumu;                                                                                                                                         
Sayın Mehmet Moreket,                                                                                                                                                   Maaş artışları ile ilgili hesaplama yapan Sayın Ertan Tosun ciddi bir hesaplama hatası yapmaktadır. Maaşlara 6 ayda bir yansıtılan enflasyon oranındaki artışlar brüt maaşa yapılmaktadır. Yani, yapılan artış tutarı üzerinden sosyal sigorta + ihtiyat sandığı + gelir vergisi kesintileri yapılmaktadır. 2008 öncesi kamuda çalışanlardan ise emeklilik iştirak payı + gelir vergisi kesintileri yapılmaktadır. Yani, ortalama bir memur maaşına net yansıyan, enflasyon miktarının maksimum %70’idir. DPÖ’nün belirlediği, yani yaşamımıza yansıyan enflasyon oranındaki artışlar ise net artışı göstermektedir. Yani enflasyondaki %4 + 4’lük bir artışın bir yılda memur maaşlarına ortalama yansıması %6,9’dur. Yani % -1,1 eksik alınan miktar vardır. Bu kesinti miktarı, devlette çalışan kişilerin aldığı maaş tutarına göre azalıp artmaktadır. Yani öyle Sayın Tosun’un bahsettiği gibi bir durum yoktur…                                                  


   Kerem İzmen

YERİN KULAĞI VAR
ALIŞILMIŞIN DIŞINDA:   
                                                                                                                                          

  Dünkü CTP kurultayı alışılmışın dışında sessiz bir ortamda gerçekleşti. CTP’nin o bildik görüntüsünden eser yoktu. Özellikle salonun boşluğu gözlerden kaçmadı. Ancak oturma düzeni ve sahne düzeni bugüne kadar gördüğüm en güzel, profesyonelce yapılmış düzenlemeydi. Gerçekten bu sahne düzenini yapanları kutlamak gerek…
DELEGE SİSTEMİ, DEMOKRASİYİ YOKETTİ:
Mehmet Ali Talat, delege sistemine değinmiş. Diyor ki;  ”Partinin işleyişinde sorunlar yaratan bir kast oluşturan şey delege sistemi. Delegeler kurultay için seçilmeli. Belediye meclis üyelerini, milletvekillerini hep delegeler seçiyor. Bu yanlış. CTP bu kurultaydan ülkemizin köklü partilerinden biri olarak olumlu sonuçlarla ayrılacaktır. Sağduyulu, demokratik bir şekilde sonlanmasını diliyorum”. Bence bu sadece CTP özelinde değil. Ülkenin tüm siyasi partileri için geçerli. UBP’nin yıllar içinde gerçek demokrasiden uzaklaşmasının sebebi de bu. Ve maalesef ülke yönetimi, delege sistemleriyle bir avuç insanın kararına kalıyor. Böyle demokrasi mi olur. Böyle katılımcılık mı olur…

BEN YAPARIM OLUR:                                                                                                                                              

     Asım Akansoy, dünkü konuşmasında sivil toplum örgütlerinin, özellikle CTP’ye yönelik tepkilerin nedenini,  yapılan icraatlardan çok ,”ben yaparım olur, etrafımdaki 5 kişiye sorarım, onlar da tamamdır derse bu iş tamamdır” diyerek, isim vermeden Özkan Yorgancıoğlu’nu eleştirmesi dikkatlerden kaçmadı…
SUÇLU MEMUR DEĞİL MÜDÜRLER:                                                                                                               

      KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan, “Vatandaşlar işleri yürümüyor diye şikâyet ediyor. Bir günde bitecek işler 15 güne çıkıyor. Yürümeyen işlerden dolayı memurlar fiziksel ya da sözlü saldırıya uğruyor. Ancak suçlu memurlar değil, işlerini yapmayan yetkililerdir” dedi. Bu sözlerden sonra müdürlerin hedef tahtası haline geleceğinizi biliyorsunuz herhalde. Boşuna dememişler doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye…
PAZARLIK BAŞLIYOR:                                                                                                                                       

       Asgari ücret pazarlığı başlıyor. İşçi temsilcileri yeni asgari ücretin en az 1800 lira olması gerektiğini savunurken, işveren ve hükümet kanadı ise halen brüt 1415 lira olan asgari ücretin 1520 lira civarında olması gerektiğini savunuyor. İlk toplantı 12 Aralık Perşembe günü yapılacak. “Emek en yüce değerdir” diyen CTP’nin asgari ücrete verdiği değerin ne olacağını hep birlikte göreceğiz…  
NASIL BATMASIN:                                                                                                                                                       

El-Sen, Kıb-Tek’in kamusal alan, belediyeler, özel bütçeli kurumlar, özel kişi ve kuruluşlardan toplam 414 milyon 365 bin 790 TL alacağı bulunduğunu açıkladı. Bu tabloyu gördükten sonra kurumun nasıl battığını daha doğrusu batırıldığını anlıyoruz. Batmamış olması mucize olurdu…
AP SEÇİMLERİ ÖNEMLİ:                                                                                                                                          

   Avrupa Parlamentosu’nun 3. büyük partisi “Avrupa için Liberal ve Demokrat İttifakı Grubu” Başkanı Guy Verhofstatd, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Parlamentosu içerisinde Kıbrıs’a ayrılan 6 sandalyeden ikisinin sahibi olan Kıbrıslı Türklerin temsil edilmesinin, en azından çözüme kadar “gözlemci” statüsünde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Ancak tahmin edilebileceği gibi, Rumların propaganda mekanizması yine devreye girdi ve önerinin destek bulmasını engelledi. Ancak AP’nin 2014’te yapılacak seçimlerine kadar konunun tartışılacağı belirtiliyor. Bu da bizim oralarda Türkiye heyetiyle birlikte büyük bir kampanyaya girişmemiz gerektiğini gösteriyor. Var mı bir hazırlığımız?  Dışişlerinin bunu vatandaşa açıklaması gerekmez, ama umarım bir çalışma vardır…

ZİRVEDEKİLER                                                                                                                                                                

  Özel Hayatın Korunması:  Yasa Önerisi güzel. Kişilerin rızası dışında yapılan her türlü dinleme, basına ifşa etme ve sosyal paylaşım sitelerinde yayınlama, ceza kapsamına alınıyor. Ancak dilerdik ki, Meclis’e geçmiş dönemde öneri olarak verilmiş bulunan bilişim suçlarına ilişkin yasayla birlikte ele alınsın. Bu yasa geçse bile, birçok bakımdan eksik kalacak…

DİPTEKİLER                                                                                                                                                       

     Başıboş Çocuklar: Son günlerde özellikle Dereboyu’na dadanan ve yaşları 10-14 arasında olan çocukların, çevreye verdiği rahatsızlıklar her geçen gün daha da artıyor. Çevreye ve cafelerde oturanlara verdikleri rahatsızlıklara müdahale etmek isteyen, kendilerinden yaşça büyük kişilere karşı bile saldırgan davranış içine giren bu çocuklar için önlem alınmazsa, geleceğin “potansiyel suçluları” için aday namzetleri olacağından kimsenin şüphesi olmasın…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar