Gaz kavgası büyüyecek - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
KıbrısManşet

Gaz kavgası büyüyecek

ABD’de yaşamını sürdüren Kıbrıslı Türk iş insanı ve enerji yatırım uzmanı Mehmet Mustafaoğlu, Kıbrıs etrafındaki doğal gaz arama çalışmalarının yarattığı siyasal ortam ve neden olması muhtemel sonuçları Havadis’e değerlendirdi

ONLAR YÜRÜDÜ BİZ SEYRETTİK: Enerji yatırım uzmanı Mustafaoğlu: Rum Yönetimi, hukuksal altyapıyı hazırlayarak 2010 yılında da İsrail’le Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması imzaladı. Bilinçli olarak kendileri için doğru ve olumlu adımları attı. Kuzey Kıbrıs bu adımlara karşılık vermeyerek, protestolarla yetindi, seyirci kaldı

 


SONDAJ ŞART OLDU: Mustafaoğlu: Türk tarafı 2014’ten sonra fiili adım atmaya başladı. TPAO ile anlaşma imzalandı, araştırma yapıldı. Barbaros, birtakım araştırmalar yaptı, veriler oluşturuldu, sondaj gemisi alındı. Sondaj yapılmalı ve Kıbrıs-Türkiye doğal gaz hattının yapımına başlanmalı

 

AB DEVREYE GİRMELİ: Mustafaoğlu: Annan Planı’na hayır diyen Rumları üye alan AB, hatasını şimdi düzeltebilir. AB, Güney Kıbrıs’a ‘sizi sorun çözülmeden AB’ye aldık, bu nedenle doğal gaz sorununu Türklerle çözünüz ya da sondajları durdurunuz’ diyebilir. Ancak bu gelişmenin olabileceği konusunda iyimser değilim

 

KAVGA UNSURU: Mustafaoğlu: 30 yıllık deneyimime dayanarak petrol veya doğal gaz bulunan her yerde kavga ve savaş çıktığını söyleyebilirim. Norveç ve diğer İskandinav ülkeleri istisna yarattı.

Doğal gazın Kıbrıs sorununun çözümüne katkısı olabilir, ancak şu ana kadar kavgayı daha da büyüttü

 

KKTC Los Angles Fahri Temsilcisi, iş insanı, Transglobal Financial Kurucusu ve Başkanı Mehmet Mustafaoğlu, Güney Kıbrıs’ın doğal gaz arayışını, bunun Kıbrıs sorununa olan etkileri, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs’ın zirvesini ek olarak da Türkiye’nin tüm bunlardaki rolünü değerlendirdi. Mustafaoğlu Güney Kıbrıs’ın 2010 yılından bu yana attığı doğal gaz adımlarına karşılık sadece protesto ile kaldığını, 2014 yılında fiilen eyleme geçildiğini Türkiye’nin önderliği de önemli adımlar atıldığını söyledi. Ama bu kadar adımın yeterli olmadığını da savunan Mustafaoğlu, stratejik açıdan Türkiye’nin tek taraflı Kıbrıs-Türkiye Doğal Gaz hattının yapımına başlanması olmalıdır” dedi.

“Sadece protestolarla yetindik”

KKTC Los Angles Fahri Temsilcisi, iş insanı, Transglobal Financial Kurucusu ve Başkanı Mehmet Mustafaoğlu, Suların bölünmesi için yapılan anlaşmaların 2010 yılında yapıldığını hatırlatarak, “Güney Kıbrıs 2010’dan önce gereken hukuksal altyapıyı hazırlayarak 2010 yılında da İsrail’le anlaşma imzalamışlardır. Öte yandan Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanındıklarında dolayı da bu anlaşmalara girişebilmişler bilinçli olarak kendileri için doğru ve olumlu adımları atmışlardır. Ama maalesef zamanında Kuzey Kıbrıs bu adımlara karşılık vermeyerek, sadece protestolar yetinmiş ve 2014 yılına kadar eylemlerin fiiliyata dökmeyerek sadece protesto anlamında adımlar atmıştır” şeklinde konuştu.

 

“Güney Kıbrıs çok iyi bir stratejik konuma geldi”

Güney Kıbrıs’ın attığı adımların kendileri açısından doğru olduğunu söyleyen Mustafaoğlu, “Kim olsa aynı adımları atardı. Çünkü Güney Kıbrıs çok sofistike bir şekilde hareket ederek, hukuku hazırlayarak, uluslararası hukuka ve bazı birleşmiş milletler parametrelerine dayanarak komşuları ile anlaşmaları yaptı. Öte yandan Rumlar bu işleri yönetecek kendi enerji şirketlerini kurarak dünyanın en büyük şirketleri ve Avrupa Birliği ülkelerinin de şirketleri ile anlaşmalar yaparak ellerini güçlendirdiler. Hal böyle olunca da Güney Kıbrıs attığı bu adımlarla çok iyi stratejik konuma gelmiş oldu” dedi.

 

“Fiili eyleme geçmeliyiz”

Mustafaoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti; “Prensipte bizimde hakkımız vardır dememiz doğaldır ve elbette ki hakkımız vardır. Fakat hukuk dışında olduğumuz için dünya kamuoyu ile kaldıracımız çok azdır. Bu nedenle bizim yapmamız gereken onların attığı her adıma artık fiili olarak cevap vermemizdir. Bu fiili cevaba ise 2014’de Türkiye Petrolleri ile anlaşarak kendi bloklarımızı çizerek, sondaj hakkı vermekle başladık. Ama cevap vermeye devam etmeli, bundan sonraki adımımız da kendi sondaj gemimizi alarak devam etmek olmalıydı ki onu da geçtiğimiz yıl alarak adım atmış olduk. Bunların yanında Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisi de verileri toplayarak çalışmalarını tamamladı. Bu toplanan verilerin değerlendirilerek, sondaj yapılacak yerlerin de tespit edildiğini düşünüyorum. Dolayısıyla sondaj gelişi güzel yapılmaz, o bölgede doğal gaz ya da petrol olma ihtimal olan yer varsa yapılır. Kısacası sırf millet alışverişte görsün diye 100 -200 milyon dolar bir kuyunun içerisine atılmaz.”

 

“En doğrusu kendi yolumuza gitmektir”

Doğal gaz konusunun bizim için önemli olduğunu söyleyen Mustafaoğlu, “Güneyde olan hamlelere fiziksel olarak müdahale etmenin zor olduğunun herkes bilincindedir. Fakat son zamanlarda yaşana ENİ ve Türk Donanması ile olan durum, kendi bloklarımıza olan araştırma istekleri yüzünden olan gerginlik söz konusudur. Bizi için en iyisinin beklemeden kendi yolumuza gitmek olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

 

“AB, ‘ya sorunu çözün, ya da sondajı durdurun’ diyebilir”

Annan Planına evet dememize rağmen, hayır diyen Rumlara Avrupa Birliği’nin kapılarının açıldığını belirten Mustafaoğlu, “AB’nin bu bağlamda yaptığı yanlışı doğal gazla düzeltme şansı vardır. Bu noktada AB, Güney Kıbrıs’a ‘sizi sorun çözülmeden AB’ye aldık, bu nedenle doğal gaz sorununu Türklerle çözünüz ya da sondajları durdurunuz’ diyebilir. Kaldı ki bu gelişmenin olabileceği konusunda pek de iyimser değilim” şeklinde konuştu.

 

“Türkiye’nin yaptığı korsanlık gibi algılanabilir, ama doğruydu”

Türkiye’nin bu konuda strateji değiştirdiğine işaret eden Mustafaoğlu, “Güney Kıbrıs’ın attığı adımlara karşılık olarak yalnız protesto yapmayı bırakıp da fiili olarak egemenliğimizi zorladığımızı işaret eder. Türkiye’nin bölgeye savaş gemilerini gönderme adımının doğru olduğunu düşüyorum, kendi açımızdan baktığımız zaman ise olumlu görünmektedir. Bilindiği üzere uluslararası arenada Rumlar Kıbrıs Cumhuriyetinin meşru hükümeti olarak görülmektedir. Bu yüzden de bir ülkenin ekonomik sularında araştırma yapmak sadece o ülkenin egemenliği altındadır. Dıştan baktığınızda Türkiye’nin yaptığı korsanlık gibi algılanabilir, fakat bundan başka çaremizde yoktu. Kuzey Kıbrıs Rum Lider Anastasiadis’e defalarca ortak bir komite kurmayı ve bu sulardaki doğalgaz ve petrol araştırmalarını denetlemeyi teklif etti. Ama Lider Anastasiadis bunun Kuzey Kıbrıs’ı tanıma anlamında olacağını düşünerek teklifi geri çevirdi” dedi.

 

“Nerde doğal gaz ve petrol bulunsa orda kavga ve savaş çıkar”

Uluslararası petrol sektöründe 30 yıldır çalıştığını ve Amerika’daki bir petrol şirketinde başkanlığını yaptığını söyleyen Mustafaoğlu, “Benim bunca yıllık izlenimin doğrultusunda nerde petrol veya doğal gaz bulunduysa orada savaş ve kavga çıktığını söyleyebilirim. Buna istisna olarak Kuzey denizini gösterebiliriz çünkü orada petrol bulunduğunda İngiltere, Norveç ve diğer İskandinav ülkeleri bir araya gelerek ekonomik sularının hudutlarını belirleyerek kavgasız sorunu çözdüler. Ama bunun dışında çoğu yerde petrol veya doğal gaz bulunduğu zaman bir savaş veya kavga çıkmıştır. Kısacası nerde büyük bir hazine bulunsa kavga çıkar. Kıbrıs’a baktığız da ise doğal gazın Kıbrıs Sorununun çözümüne büyük bir katkısı olabilir, fakat şu ana kadar menfi bir katkısı olmuş ve kavgayı daha da büyütmüştür” diye konuştu.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar