Tarım sektöründeki üretici birlikleri Türkiye’den gelen suyun bir an önce üretim alanlarına ulaştırılmasını istiyor. Suda planlama yapılmasının şart olduğunu kaydeden üreticiler, fiyat belirlenirken maliyetlerinin ve rekabet edebilirliğin göz önünde tutulmasında ısrarlı
İŞ İHALEYE KALDI: Tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, Türkiye’den gelen suyun tarım alanında kullanımına ilişkin çalışmaların bir an önce tamamlanmasını istedi. Tarım Bakanlığı’ndan Havadis’e yapılan açıklamada, projenin onayının alındığı, ihale prosedürlerinin tamamlanıp açılma aşamasına gelindiği kaydedildi
Duygu ALAN
“Asrın Projesi” olarak da bilinen KKTC Su Temin Projesi kapsamında Anamur Dragon Çayı’ndan Geçitköy Barajı’na su pompalanmaya devam ediyor.
Türkiye’den gelen su birçok belediyenin depolarına oradan da evlere ulaştı, suyun tarımsal kullanımı için çalışmalar devam ediyor.
Tarım sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, dört gözle suyun tarıma verilmesini bekliyor.
Üreticilerin Türkiye’den gelen suyun tarım alanında kullanımına ilişkin ciddi bir planlama yapılması gerektiği konusunda hem fikir.
Üreticilerin su konusundaki bir diğer ortak görüşü ise suyun ton fiyatı hususunda.
“Makul fiyat olmalı”
Tarımda faaliyet gösteren üretici birliklerin temsilcileri, suyun fiyatı belirlenirken maliyetlerinin ve rekabet edebilirliğin de göz önünde tutulması gerektiğini kaydetti.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları, , “Öncelikli olarak hayvanların içebileceği su planlanıp, üreticinin maliyeti de düşünülerek minimum seviyede bir ücretle ve vakit kaybedilmeden çiftliklere verilmelidir. Tarımda kullanılacak suyun da planlaması gecikmeden yapılmalıdır” dedi.
Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, yer altı su kaynaklarının artık tükenmek üzere olduğunu ve mevcut suyun ihtiyacı karşılamadığını belirterek Türkiye’den KKTC’ye getirilen suyun zaman kaybedilmeden sisteme verilmesi gerektiğini kaydetti.
Yeşilada, “Suyun makul bir fiyatta ve bir an önce tarıma aktarımı şarttır. Suyun tarıma aktarımı yapılırken de patates üretilen köylere öncelik verilmelidir” diye konuştu.
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, ülke genelinde bulunan 35 bin dönüm narenciye bahçesinin kuraklık sorunu ve mevcut su kaynaklarının tuzlanması nedeni ile bu yıl 3 bin dönümünün kuruduğunu belirterek, “2017-2018 itibari ile de geri kalan bahçeler tehdit altında” dedi.
Alioğlu, Türkiye’den gelen suyun ne kadarının sulu tarıma verileceği, ne kadar zaman verileceği ve fiyatının ne olacağının bir an önce belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Alioğlu, maliyetlerin düşürülmesi ve komşularla rekabet edebilirlik için de suyun makul bir fiyata verilmesi gerektiğini söyledi.
Naimoğulları: Suyun planlaması iyi yapılmalıdır
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları, Türkiye’den KKTC’ye getiren suyun arzının daha fazla vakit kaybedilmeden gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Naimoğulları, “Öncelikli olarak hayvanların içebileceği su planlanıp, üreticinin maliyeti de düşünülerek minimum seviyede bir ücretle ve vakit kaybedilmeden çiftliklere verilmelidir. Tarımda kullanılacak suyun da planlaması gecikmeden yapılmalıdır” dedi.
Naimoğulları şunları söyledi: “Öncelikle suyun planlaması yapılmalıdır ve bizim suyun tarımda nasıl planlandığını bilmemiz gerekir. Suyun tarımın hangi alanında ve neyi üreteceğimizin planlanması lazım. Her bölgenin toprak yapısı farklıdır. Suyun maliyeti çok cüzi olmalı ve girdi maliyetinin düşürülmesi ön görülerek yem bitkisi yapımında, tek yıllık ve çok yıllık yeşil ot üretimi yonca, mısır, soya gibi ürünlerin bu ülkede üretilmesi için planlanması yapılmalıdır. Suyun fiyatı girdi maliyetlerini dolayısıyla et ve süt fiyatlarını etkileyeceğinden suyun fiyatı belirlenirken maliyetlerinin ve rekabet edebilirliğin de göz önünde tutulması lazım. Suyun tonu 2 TL’yi geçmemelidir.”
Yeşilada: Su doğru bir planlama ile bir an önce tarıma verilmelidir
Patates Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Yeşilada, yer altı su kaynaklarının artık tükenmek üzere olduğunu ve mevcut suyun ihtiyacı karşılamadığını belirterek Türkiye’den KKTC’ye getirilen suyun zaman kaybedilmeden sisteme verilmesi gerektiğini kaydetti.
“Her geçen gün büyük bir kayıptır” diyen Yeşilada, şunları söyledi: “Bu suya kesinlikle muhtacız, yer altı suları hızla tükenmektedir. Suyun makul bir fiyatta ve bir an önce tarıma aktarımı şarttır. Suyun tarıma aktarımı yapılırken de patates üretilen köylere öncelik verilmelidir. Her şeyden önce de
suyun bir planlaması yapılmalıdır. Bugün birçok ürünü ithal etmekte ve ciddi paralar harcamaktayız. Bu ürünlerin bu ülkede de yetişmesi için planlama yapılmalıdır. Türkiye’den gelen ve tarıma da aktarılacak olan bu su, büyük bir istihdam kaynağı olacak, ithal edilen ürünlerin ülkemizde de yetiştirilmesiyle ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlayacaktır.”
Alioğlu: Su en uygun şekli ile üreticiye sunulmalıdır
Kuraklık sorunu, yer altı kaynaklarının azalması ve mevcut suyun tuzlanması narenciye bahçelerini de tehdit eder boyuta ulaştı.
Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ali Alioğlu, ülke genelinde bulunan 35 bin dönüm narenciye bahçesinin kuraklık sorunu ve mevcut su kaynaklarının tuzlanması nedeni ile bu yıl 3 bin dönümünün kuruduğunu belirterek, “2017-2018 itibari ile de geri kalan bahçeler tehdit altında” dedi.
Alioğlu, Türkiye’den gelen suyun ne kadarının sulu tarıma verileceği, ne kadar zaman verileceği ve fiyatının ne olacağının bir an önce belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Alioğlu, maliyetlerin düşürülmesi ve komşularla rekabet edebilirlik için de suyun makul bir fiyata verilmesi gerektiğini söyledi.
Ali Alioğlu, şunları söyledi: “Kıbrıs adası yarı kurak olması hasebi ile suyun ne kadar ihtiyaç olduğu ortadadır. Bizleri idare edenler, üniversite ve turizmden kaynaklı gelir yanına üçüncü bir bacak olarak tarım sektörünü de koyarsa tarımı kurtarmış olacağız. Bütünlüklü tarım politikası hayata geçirilmelidir. İvedi şekilde kısa orta uzun vadede projelerle tarımda altın günlerin yaşanma zamanını geldi. Biz sulu tarım üreticileri suyun tarım alanındaki öneminin bilincindeyiz ve bu noktada Türkiye’den gelen suyun bir belirsizlik içinde olması üzücü. Geçitköy Barajı’ndan Güzelyurt ve bölgesine suyun sağlıklı şekilde aktarılması konusunda ciddi anlamda bir projeye ihtiyaç var. Projenin ihale aşamasında olduğunu biliyoruz. Bu noktadan sonra temennimiz projenin derhal aktif hale getirilip en kısa zamanda Güzelyurt bölge insanına ulaşmasıdır.”
Alioğlu, “Elbette ki gelecek olan bu suyun bir maliyetinin olacağını biliyoruz ama dünyada birçok ülkede tarım alanında suyun sübvansiye edildiğini de biliyoruz. Suyun maliyetinin altından kalkılabilmesi, rekabet edebilmesi adına en azından eşit seviyeye getirilmesi bizim için pratik ve kolay olacaktır. Su en uygun şekli ile üreticiye sunulmalıdır” diye konuştu.
