Faiz, kur, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Faiz, kur, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarı

Onur Borman

TCMB geçen gün yeni faiz kararını açıkladı ve Para Politikası Kurulu toplantısından sonra faizleri aynı seviyede %24 de bıraktı. 13 Eylül’de % 17.5 olan faiz % 24’e çıktıktan sonra kurlarda düşüş olduğunu ve alınan diğer ekonomik ve mali önlemlerin de etkisi ile geçen ay boyunca sürekli bir düşüş seyrine girdiğini gördük. Bazı günler yatay sayılacak seviyede iniş çıkışlar olmasına rağmen, yükseltilen faiz etkisi ile geçmiş aylara göre düşen kurlar oranında Türk Lirası kıymetine olumlu etki yaptığı açıktır. Nitekim şok döviz krizinden sonra bu ayki süre zarfında ortalama 3 geçerli döviz bazında TL %20-22 oranında değerlenmiş bulunmaktadır. Perşembe günkü karar ve açıklamalardan  sonra da kurlarda bir miktar düşüş yaşandı.

Ayrıca YEK programının gerek içte gerekse dış ülkelerde gerçekçi bulunarak kabul gördüğü ve uygulama beklentisi içinde olunduğu malûmdur. Öngörülen hedeflerin gerçekleşmesine yönelik uygulamalar başlarsa hem içte hem de dışta yatırımcıya ve ülke hane halkına yönelik gelecek planları ve harcamaları ile tasarrufların yönünü tayin bakımından yol gösterici olacak ve güven gelebilecektir. Gerçekleşmesi oranında da sermaye transferi ve yatırımların hızlanmasına yardımcı olacak.


Faiz kararından sonra TCMB açıklamasında, özellikle enflasyon ve kurlar üzerinde bir kaç vurgu olmuştur.  Ekonomide dengelenme eğilimlerinin belirginlik gösterdiği ve buna yönelik olarak dış talep güçlerinin korunmasıyla beraber, finansal koşullarda sıkılaşma durumlarının etkisi ile iktisadi ve faaliyetlerde yavaşlamaların devam ettiği, belirtilmiştir.

Ayrıca yakın dönemde enflasyon görünümlerine yönelik gelişmelerin, fiyat istikrarları açısından kritik risklere işaret edilmektedir.  Özetle döviz kurunda yaşanan hareketlenmenin  etkisiyle fiyat artışlarına ait kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiğine de dikkat çekilmektedir ki enflasyonla mücadele gereğinin önemine vurgu yapılmaktadır.. TCMB açıklamasında devamla iç talep koşullarında zayıflamaların enflasyon görünümlerinde bozulmaları kısmî olarak sınırlayacağı düşünülse de, enflasyonun yukarı doğru risklerinin devam ettiğini de söylemektedir. Ve bu kapsamda parasal duruşun korunmasına devam edileceği yani sıkılaştırma gereğinin devam ettiği mesajı verilmektedir. Ayrıca bunun Maliye politikası ile de desteklenmesi ve dengelenme sürecine vereceği katkı da önemlidir. Şimdi enflasyonu etkileyen bu unsurlarla diğer etkileyici kararların takip edilerek ‘yeni durumlara göre pozisyon alınacağı’ görülüyor.. Çünkü enflasyon ekonomiyi kemiren aynı zamanda gelir ve sosyal dengeyi de alt üst eden bir virüstür.

YEK programının ve son alınan önlemlerin etkileri ve siyasi yumuşamalar sonucu en son AB ile olan ilişkilerin ve özellikle Almanya ile olan ekonomik ilişkilerin ticari gelişmelerin arttırılması hususunda karşılıklı bir istek olduğu açıkça görülmektedir. Bu da Türkiye ekonomisine olan dış bakış açısını ve güveni geliştirecektir kanaatindeyim. Türkiye’de Faiz kararının alındığı günlerde aynı zamanda gelen Alman Heyetiyle de görüşmelerin başlamasının kurların düşmesine bir etkisi vardır.

Bir süre önce Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Almanya’yı ziyaretinin akabinde Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı’nın Heyetiyle Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkileri görüşmek üzere Türkiye’ye gelmesi, Almanya’nın karşılıklı olarak bu münasebetlere verdiği önemi ortaya koymaktadır. Çünkü Türkiye’nin ekonomik istikrarsızlığı AB ve Almanya’nın da zararınadır. Türkiye’nin dış döviz borçlarının çoğunluğu Avrupa bankalarınadır. Ödeme güçlüğü durumunda  bu bankaları da riske ve tehlikeye sokacaktır. Ayrıca Türkiye’de 7500 olduğu açıklanmakta olan Alman şirketleri faaliyet göstermekte ve yatırım ve ticaret alanlarında çalışmaktadırlar. Bu şirketlerin işlerinin bozulması veya zarar etmeleri Almanya’yı da yakından ilgilendirdiği kuşkusuzdur. Ayrıca Avrupa’da en yakın ticari ilişkiler, orada yaşayan 4 milyon Türk vatandaşının veya Türk kökenli insanların Türk mallarına olan talebinin de geçerliliği söz konusudur. Ve ithalat ve ihracat rakamları da bu taleplere  uygun olarak gelişmektedir. Geçenlerde 2017 yılında iki ülke arasında 37 milyar$ kadar dışticaret hacminin gerçekleştiği açıklandı. Esasen Türkiye ihracatında toplam Avrupa ülkelerine yönelik ihracat miktarı, toplam ihracatın yarısına yakın olarak çok önemli bir hacimdir. Dolayısıyla Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesinin siyasi fayda yanında ekonomik faydasının önemi de ortadadır. Hem ticari hem de sermaye akımı açısından.

TCMB faiz açıklaması yaptığı gün, AB Merkez Bankası  da faiz kararını açıklayarak o da sabit bıraktı ki  Avrupa’da faiz oranları çok düşük ve veya sıfırın altındadır. Örneğin Almanya’da.  Dolayısıyla cazip olan Türkiye faizleri karşısında tahvil veya diğer yatırımlar için güven tesis edildiği takdirde önemli bir döviz kaynağı Türkiye’ye gelebilir. Diplomatik ilişkiler kadar ticaret ve ekonomi dünyasının da iyi ilişkiler tesisinde, bu tür faaliyetler gelişir ve büyür.

KKTC’de bu hafta patates üreticileri kooperatifinin aracıları kaldırarak TÜK vasıtasıyla direk satışlara başlayarak fiyatları yarıya düşürme kararlarını tebrik etmek istiyorum. Hem üreticinin hem tüketicinin kalkınması ve enflasyonu etkileyen fiyatlara karşı fiyat istikrarı için diğer tüm üreticilerin de örgütlenerek piyasada bu dengeleri kurmaları şarttır. Evvelden de TÜK kanalıyla ucuz patates satışları yapılıyordu sonra kaldırıldı. Şimdi isabetli bir teşebbüs oldu. Piyasayı tanzim için bu tür kuruluşlara ihtiyaç vardır. Zamanında ETİ bu amaçla kurulmuştu, sonra bazı çevreler, devlet pirinç şeker mi satacak gibi absürt sloganlarla adeta kampanya açmıştı , etkisinde kalan Yönetimlerce sonuçta küçültüldü ve kapandı. Halbuki burada esas görev fiyat dengesizliğini gidermek için piyasayı fiyatlar ve kalite açısından tanzim edici rol oynamak, istikrarlı fiyat sağlamak ve ithal edilen enflasyona ek kışkırtıcı fiyat artışlarına karşı frenlemektir. Nitekim üretim ve tüketim Kooperatif kuruluşlarının amacı da bu idi.

Halâ bazı marketler kurlar düştüğü halde hem fiyatları düşürmüyor hem de marketler fahiş fiyat farklılıklarını sürdürüyor maalesef. Örneğin aynı marka ve boyutta çaylar 10-15 TL farkla, içkilerde ise 30TL’ye kadar varan aynı litre ve markada fiyat farklılığı ile raflarda satılmaktadır. Temel gıdada da marketler değişik fiyatları sürdürüyor.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar