ETKİLİ VE YETKİLİ DÖRT KİŞİ NE DEDİ? (ERDOĞAN, EROĞLU, DAVUTOĞLU, TALAT) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Mayıs 1, 2024
Köşe Yazarları

ETKİLİ VE YETKİLİ DÖRT KİŞİ NE DEDİ? (ERDOĞAN, EROĞLU, DAVUTOĞLU, TALAT)

Ansızın şaşırtıcı bir gelişme oldu… Aynı anda Kıbrıs sorunu ile ilgili önde gelen en yetkili dört kişi açıklamalarda bulundular: Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Eroğlu ve 2. Cumhurbaşkanı Talat… Bakın neler söylediler.
ERDOĞAN NE DEDİ: Öteden beri BM Güvenlik Konseyi’nde Güney Kıbrıs’tan yana tavır koyan, her devrede Rum liderliği ile ilişkilerini sıcak tutan Rusya ziyareti sırasında Erdoğan şu açıklamaları yaptı: “Kıbrıs sorununda herkes masaya oturup çözüm yolu bulmalıdır… Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu ile KOP arasındaki ilişkiler olumludur, bu ilişkilerin faydalı olmasını umuyorum… Umarım görüşmeler sonucunda Kıbrıs bir “bütün” olur… AB’de Kıbrıs denildiği zaman kimsenin aklına “bütün bir ada” gelmiyor!
DAVUTOĞLU NE DEDİ: İstanbul’da BM Genel Sekreter Yardımcısı Eliasson’la bir araya geldi. Açıklamaları şöyle: “Güney Kıbrıs, Ermenistan ve Suriye ile sıkıntılarımız var… Kıbrıs’la ilgili iki ayaklı bir politika izliyoruz… Bir taraftan KKTC’yi güçlendirirken diğer taraftan adadaki barış görüşmelerini destekliyoruz… Liderler arasında görüşmeler başlar başlamaz Rum ve Türk temsilcilerin de Atina ve Ankara ziyaretleri gerçekleşecek… Önümüzdeki aylarda müzakere sürecine ivme katmak istiyoruz… Şu bilgileri de özellikle veriyor: “KKTC’nin dış Temsilcilik sayısı 20’ye çıktı… Kişi başı geliri 16 bin dolara yükseldi.”
EROĞLU NE DEDİ: Rum tarafı “ortak bildiride” tüm isteklerinin net şekilde yer almasını istiyor. Bunu kabul edemem… Rumlar peşinen Maraş’ı Güzelyurt’u istiyorlar. Güney Mesarya ve Karpaz’da gözleri olduğunu saklamıyorlar… Türkiye’den su ve elektrik konusunu öteden beri gündeme getiren benim… Rumlar Kıbrıs’ın tümüne egemen olmak istiyorlar…
2. CUMHURBAŞKANI TALAT NE DEDİ: Her ne kadar hemen her gün rutine bindirdiği açıklama ve görüşleri ile medyada yer alıyorsa da bu kez dengi dengine gelen önerisi ile öne çıktı: “Son günlerde karşılıklı demeçlerin sertleştiğine dikkat çekti ve taraflara esnek olmaları çağrısı yaptı…” Tutun ki doğru ve yapıcı bir çağrıydı.
Yukarıda Kıbrıs sorununda en yetkili ve sorumlu olan “kişilerin” hemen ayni anda bir güne sığdırdıkları açıklamalarını, tutun ki kısa anekdotlar halinde verdim, bir bakıma kategorize etmek istedim…
Bunların hemen ardından 25 Kasım’da Eroğlu ile Anastasiadis’in Güney’de bir lokantada bir araya gelecekleri açıklaması yapıldı…
ŞİMDİ SORUYORUM. “Ne oluyoruz?” Hadi Erdoğan Rusya’dan ve Güney’in kayırıcısı olan Putin üzerinden tam sırasıdır diyerek “ne kadar barışçı olduğunu duyurdu. Her hal’u kârda çözüm dedi. Hatta ne anlama geldiği anlaşılmasa da “Bütün Kıbrıs”tan söz etti.        
Davutoğlu ise görüşmeleri desteklediğini söyledi ama KKTC’nin gitgide kökleşmekte olduğunun da altını çizdi. “İki bölgelilik gerçeğini vurguladı…” Eroğlu ise “iki bölgeli ve iki egemen Kuzey Güney gerçeğini içeren çözümü yeniden hatırlattı…”
Ben tüm bunları toplayıp Anastasiadis’in görüşlerini de parantez içine alıp değerlendirdikte hâlâ uzlaşıdan çok uzak olduğumuzu, görüşmelerin bu koşullarda başlamasının katiyen sonuç getirmeyeceğine inananlardanım…
Ve hep “dikkat” diyorum. Erdoğan’ın zamana zemine ve politik esintilere göre “rüzgâr gülü” gibi dönüp duran Kıbrıs’la ilgili görüşlerinden de korkmaya devam ediyorum!..
**********  
GİTGİDE AHDE VEFADAN KOPTUK. (BARİ DENKTAŞ’IN ANITMEZARINI YAPIN)
Hadi “dirilerimize” vefamız yoktur! Kimselerin kimseleri adam yerine koymaması adamlıktan sayılmaktadır! Birbirimizle karşılaştık mı en güzel selâmlaşmamız “napan be” den öte değildir! Şakalarımız bel altından menkuldür, davranışlarımız nobranlık gösterisidir! Yaşarlarken tırnak kadar saygı sevgi görmeyen insanlara, öldüler mi gazetelerde sayfalar dolusu fotoğraflı duyurular yapılması yeni modalarımızdandır!
Anladık, biz “adalıyız!” Bir yanımız “odun” gibi bir yanımız koklasanız üzülecek çiçek gibi… Bir yanımız nefret dolu, öte yanımız sevgiler deryası…
AMMA VE LAKİN: Gitgide “insanlık” dediğimiz “ahde vefayı” kaybediyoruz! Erdoğanlı AKP gibi geçmişten “öç alma, geçmişle kavga etme duygularında bu memlekete yıllarca şu veya bu şekilde hizmet vermiş, davasına mücadelesine inanmış insanlarımıza, “Allah rahmet eylesin” demeyi bile çok görüyoruz! Kıbrıs Türk insanı bu değildi… Oluyor galiba!
Nitekim rahmetlik lider Denktaş öldü, gömüldü hâlâ hırpalanıyor! Hem adı ile hem de yalnızlığa terk edilmiş mezarı ile! Rahmetlik toplum lideri Dr. Fazıl Küçük’e neyse ki bir anıtmezar yaptılar ama keşke yapmasalardı” dedirtecek durumda!
Şimdilerde Denktaş’ın bir ömür Kıbrıs Türk halkının davası için çalışmışlığının anısına bir Anıtmezar yapılacak hâlâ savsaklanıyor… Nedenini sorarsanız, kimileri için mezarı bile fazla! Oysa ölenler Allah’ın rahmetine kavuşurlar… Sevapları da günahları da artık ilahi adaletin yargısındadır…
Yapılacak olan sonuçta bir Anıtmezardır! Bari Denktaş’tan bunu esirgemeyin! 
**********
GÖSTERİ UÇUŞLARI İLE İLGİLİ GELEN ŞİKAYETLERİ AKTARIYORUM
Bazı sorunları gazete sayfalarına getirmekten kaçınırız. Çünkü plastisin gibi bir anda istenilen şekle de sokulur, bumerang haline gelip dönüp sizi de vurur…
Şu KKTC’nin kuruluş yıl dönümünde gösteri yapan “Solo Türk Ekibi” var ya. Hani başınız göğe doğru kalkmış, gurur ile izlediğiniz uçakların gösterileri… Bir yandan da yüreğiniz ağzınızda, “aman Allah beklesin, başlarına bir kaza gelmesin, aman Allah korusun” diye diye korkular içinde izlediğiniz uçakların gösterileri…
Desek ki “ya maazallah tam Lefkoşa’nın üzerinde gösteri yaparlarken, milyonda bir olasılık da olsa Allah korusun dediğimizce iki uçak çarpıverse!… Ne olurdu? Kente düşecek uçakların yaratacağı faciayı hayal edebiliyor musunuz?
Geçmişte bu tip gösteriler Girne’de yapılırdı, deniz üzerinde falan… Şimdilerde Lefkoşa kenti üzerinde yapıyorlar… Ve çok şikayet geliyor… Oradaki tanıdıklar “inanın diyorlar, korkumuzdan bir haller oluyoruz…”
KISACA. Her zaman rizikolu olan bu tip uçuşları ille de tören alanının açısı içine sokup felâketlere davetiye çıkarmanın “gösterisi” olmaz! Geçtiğimiz yıl TC’de bir başka gösteri uçuşunda bir uçak yere çakılmıştı… Neyse ki son anda pilot uçağın tören alanının dışına düşmesini başarmıştı da büyük faciayı önlemişti…
Bu konuda “şikâyetler alıyorum, yetkili ve sorumlulara aktarmak görevimdir diyorum, kaldı ki bu tedirginliklerle korkuların haklılığına da katılıyorum…”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar