Tıp Bayramı kutlamalarına Dr. Sıla Usar İncirli’nin konuşması damga vurdu. Siyasilerin yüzüne baka baka, hekimlerin siyasete güvenmediğini belirtti, acı tabloyu özetledi, gelmiş geçmiş tüm hükümetlere mesaj verdi:
“BAYRAM YOK”: Hekimler Sendikası Başkanı Dr. Sıla Usar İncirli, bu yıl Tıp Bayramı’nda hiç de güzel şeyler söylenemeyeceğini, günün bir bayram havasında kutlanamayacağını belirterek, “gelmiş geçmiş hükümetler, eserinizle, enkazınızla iftihar ediniz” dedi
ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ BULAMIYORUZ: Sağlık sistemindeki bozukluklara işaret eden İncirli, “acil serviste ateşi yükselen çocukların ateşini düşürmek için, ateş düşürücü bulamıyoruz. Az hekimle, çok iş, az ücret uygulamasını getiren hükümetler ülkede huzur ve barış ortamını ortadan kaldırdı” dedi
HEKİMLER BİR BİR GİDİYOR: “Göç Yasası” diye nitelendirilen yasayı, emeğe ve ülke insanına yapılmış en büyük günah olarak nitelendiren İncirli, sağlık sisteminde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle kamu hekimlerinin hastanelerden ayrıldığını vurguladı. İncirli, açılan münhallere de doktorların başvurmadığını hatırlattı
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Başkanı Dr. Sıla Usar İncirli de, bu yıl Tıp Bayramı’nda hiç de güzel şeyler söylenemeyeceğini, günün bir bayram havasında kutlanamayacağını belirterek, “gelmiş geçmiş hükümetler, eserinizle, enkazınızla iftihar ediniz” dedi.
Sağlık sistemindeki bozukluklara işaret eden İncirli, şöyle konuştu; “acil serviste ateşi yükselen çocukların ateşini düşürmek için, ateş düşürücü bulamıyoruz.”
Az hekimle, çok iş, az ücret uygulamasını getiren hükümetleri eleştiren İncirli, ülkede huzur ve barış ortamının ortadan kaldırıldığını savundu.
Göç Yasası diye nitelendirilen yasayı, emeğe ve ülke insanına yapılmış en büyük günah olarak nitelendiren Sıla Usar İncirli, sağlık sisteminde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle kamu hekimlerinin hastanelerden ayrıldığını vurguladı.
“5 hekim kamu hastanelerinden ayrıldı, yerleri doldurulamadı”
2017 itibarıyla 5 hekimin kamu hastanelerinden ayrıldığına işaret eden İncirli, bunların yerinin ise doldurulamadığını, ilan edilen münhallere başvuru bulunmadığını kaydetti.
“Eserinizle övünün”
Sıla Usar’ın Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmanın tam metni ise şöyle: “Gelen geçen tüm hükümetler eserinizle yoksa enkazınızla mı demeliyim iftihar edin.
Kıbrıs Türk toplumuna en zor günlerde liderlik etmiş, savaştan çıkan halkın yaralarını sarmış, yıllardır emeğini, bilgisini bu ülke insanına adamış bir camiaya yaşattıklarınızla iftihar edin.”
“Güzel sözler söyleyemiyorum”
“Hekimlik mesleği, sağlık hizmetleri ile ilgili güzel sözler söylemek isterdim. Yurttaşlarımızın çağdaş, fiziki koşulları iyi, alt yapıları yeterli hastanelerde emeğinin karşılığını alan hekimler tarafından tedavi edildiğinden söz etmek mesela.”
“Çocuklara ateş düşürücü bulamıyoruz”
Eczanelerinde ilaçların bulunduğu, polikliniklerde bekleme kuyruklarının olmadığı, güçlü acil servislerde, eksiksiz ameliyathanelerde tedavi gören hastalardan söz etmek. Ama bugün acil serviste ateşi yükselen çocuklara verilecek ateş düşürücü bile yoktur.
Yıllardır hekimleri kötü ve zor koşullarda çalışmaya zorladınız. Az hekimle çok iş az ücret hedeflerinize adım adım yaklaştınız. İyi bir sağlık sistemi kuramayışınızın sorumluluğundan kaçmak için hekimleri itibarsızlaştırdınız.
Halk, sağlık hizmetine ulaşamadıkça öfkesini biz hekimlere yansıttı. Sosyal devlet anlayışından uzaklaşarak anayasal bir hak olduğu halde sağlığı da özelleştirmenin hesaplarını yaptınız gizliden gizliye. Yasalar konusunda dürüst ve gerçekçi olmadınız.
“Hekimlerin emeği sömürülüyor”
“Hekimlerin emeğini sömürürken yasal olarak onları korunaksız bıraktınız. Öyle kötü bir idare yaşattınız ki bu ülkede hekimi hekime, hastayı hekime, öğretmeni memura, memuru işçiye kırdırdınız. Bu ülkede barış huzur bırakmadınız.
47/2010 sayılı yasa nam-ı diğer Göç Yasası bu ülke insanının emeğine, yaşamına yapılmış en büyük günahlardan biridir. Anayasanın eşit işe eşit ücret şiarını çiğneyen, eşitsizliğin zuhur etmiş en zalim halidir. Hekim özlük haklarını iyileştirmek yerine yıllardır onları göç yasası ile çalıştırdınız, mesai sonrasında hekimlik mesleği yapıyorlar diye suçlu ilan edilmelerine göz yumdunuz.”
“Hekimler yaşananlara isyan ediyor”
“Ve hekimler artık bu yaşananlara isyan ediyor farkında mısınız? Hekimler kamu hastanelerinden istifa ediyorlar. 2014-2016 yılları arasında 20’den fazla hekim kamu hastanelerinden ayrıldı. Yıllar içinde birçok hekim istifa etti çocuk kardiyoloğu, çene cerrahı, çocuk onkoluğu, çocuk allerji uzmanı, çocuk nefroloğu, plastik cerrahlar, kadın doğum uzmanları, endokrinoloji uzmanı, nöroloji uzmanı, kardiyoloji uzmanı, radyoloji uzmanları, çocuk hastalıkları uzmanları,anestezi uzmanları. Bu hekimler emeklerinin karşılığını alamadıkları, zor ve kötü koşullarda çalıştırıldıkları için gittiler. Onları kaybettiniz. Hastalar hekimlerini kaybetti. Bu giden hekimlerin yerine gelenler oldu mu?
Daha 2017’nin başlarındayız ve 5 hekim daha istifa etti. Enfeksiyon hastalıkları uzmanı, kardiyoloji uzmanı, dermatoloji uzmanı, çocuk nöroloji uzmanı ve beyin cerrahı.
bu meslektaşlarımız da gittiler. Yerlerine hangi doktorlar gelecek? Gazetelerde sayfa sayfa ilanlar veriyorsunuz, hekim arıyorsunuz. Başvuran oldu mu?
Kamu Hizmeti Komisyonunun açtığı kadrolara bile bazı branşlarda hiç başvuru olmadı.
Hekimlerin kırgınlığının, öfkesinin farkında mısınız? Hekimlerin idareye hiç güveni kalmadı. Aldığımız zorlu tıp eğitiminin, uzmanlığın, üst ihtisasların ne kadar güçlükler ve fedekarlıklarla tamamlandığını ve tıpta eğitimin aslında bir ömür sürdüğünü, alınan sorumluluk ve risklerin taşınmasının ne kadar ağır olduğunu bu ülkede hiç kimse anlamadı.
Vermeyi taahhüt ettiğiniz ama henüz vermediğiniz ve ne zaman vereceğiniz de belli olmayan 1000 TL 2000 TL artışlarla hekimleri geri kazanacağınızı düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.
“Dağ fare doğurdu”
“Giden gider kalan kalır diyorsunuz. Giden hekimlerin hastalarını kim tedavi edecek?
Hastalar sevk edildiği zaman çıkan milyonlarca liralık faturaları kim ödeyecek?
Özgürgün hükümeti önceliğimiz sağlık demişti, ama dağ fare doğurdu. Sayın sağlık bakanı her konuşmasında maaşları artırdık, artırıyoruz, sorunları çözdük, çözüyoruz, yasalar hazır, yeni hastane yapacağız vs diyor. Ama laf ile peynir gemisi de yürümüyor ne yazık ki.
Taleplerimiz: Bu ülkede yaşayan her bir yurttaşa sosyoekonomik durumu ne olursa olsun aynı kalitede ve güvenirlikte sağlık hizmeti ulaştırılması sağlığın sosyal devletin koruması altında olması, asla özelleştirilmemesi hekimlerin farklı statülerini ortadan kaldırıp onları eşitlenmesini istiyoruz
özlük haklarında hekimleri tam gün hastanede çalışmaya özendirecek iyileştirmeler yapın ki istifalar dursun aksi takdirde kamu sağlık hizmetleri çökecek ve halk bunun hesabını siyasilerden soracak.”
