Eroğlu bu duruma ne diyor..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Eroğlu bu duruma ne diyor..?

UBP-DP ittifakı kurulurken, herkes bunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olduğu konusunda hemfikirdi. Hatta parti başkanları “ittifak olmaz” diye son ana kadar direttikleri halde, UG’yi oluşturan milletvekilleri bir anlamda “ittifak lobisi” oluşturmuşlardı.
İttifakın ilk adımı, yerel seçimlerdi. Ama bununla kalmayacağı da kulaklara fısıldanmıştı. İleride iki partinin birleşmesinden söz ediliyordu. Hatta belki hükümet bozulacak, UBP’nin yeniden iktidara gelmesi sağlanacaktı.
Özellikle UBP’nin hükümete girme ihtimali, UBP içinde birilerinin ittifak gönüllüsü olmasına da yetmişti. Bakanlık koltuğunu bırakanlar, dört yıl nasıl geçecek diye hayıflanırken, yeni vekillerden bazıları da koltuk rüyaları görmekteydiler.
Alttan girdiler, üstten çıktılar, derme çatma bir ittifak kurdular. Kimin nerede kimi destekleyeceği, nerelerde hangi partinin aday çıkaracağı belliydi. Bunu yaparken tabandan gelen çatlak sesleri susturma adına, “Taban ittifakı destekliyor” mesajları verdiler.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Sağın, aralarında siyasi açıdan hiç bir fark olmayan iki partisi, bir kez daha bir araya gelemeyeceklerini gösterdiler.  
Neden sorusunun cevabı çok açık. Kesinlikle ideolojik değil.  “Bana söz verildi” diyenler yanında, “Partimiz eziliyor” diyenler baş kaldırdı. Adaylar üzerinde tartışmalar yaşandı. Hala daha da Girne gibi bir yerde, aday belirlenemiyor. Belirlenen yerlerde, paralel adaylar boy gösteriyor.
Yani düşünün siz, Girne’de DP, allameyi cihan bir aday da bulsa, bundan sonra UBP’lilerin o adaya oy vermesi mümkün müdür? Lefke, Güzelyurt aynı durumda. Küçük yerleşim yerleri ha keza.
Güzelyurt ve Lefke’de 200 kişinin DP’den istifa ya da Başkan’a muhtıra verme noktasına gelmesi, tartışmaların örgütler bazında şiddetle devam ettiğinin göstergesi.
Bu maya tutmadı, bu kesin. Ancak benim merak ettiğim, Eroğlu’nun pozisyonu. Önünde bir yıl sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Kendisini kayıtsız şartsız olarak aday gösteren iki parti, birbirine girmiş durumda. Acaba bu Eroğlu’nun siyasi hayatında yaşadığı ilk hayal kırıklığı mı olacak?
Her ne kadar partilerin hem tabanları hem de yönetim kademeleriyle yakın temas içinde olsa da, yemeklerine katılmaktan kaçınmasa da, tabana bazı şeyleri dikte etmekte zorlanıyor mu?
Yoksa acaba, geçmişte olduğu gibi, biri iktidarda, biri muhalefette iki ayrı partinin adayı olmanın avantajını görüp, ona göre mi hareket hattı belirliyor..?
Varsın, bunu da “ittifak” diye diye yollara dökülenler düşünsün…

 


YERİN KULAĞI VAR

MESAJ HERKESE: Türkiye’nin AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Kıbrıs konusunun iç siyasette heba edilmemesi gerektiği yönündeki açıklaması, tüm partilere verilen bir mesajdı. Bir yandan “UBP’nin prensipleriyle anlaşma olacak” diyen Cumhurbaşkanı’na, diğer yandan sürecin dışında kaldık diyen CTP’ye… Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu bilmesek de, ben bu ziyareti, iki başlılığa son verme ziyareti olarak değerlendirdim.

“PARTİ EROĞLU’NA TESLİM EDİLD”:
Ne olduysa Ulusal Güçler kanadını içlerine aldıktan sonra oldu. Küçük ama emin adımlarla giren, toplumun birçok kesiminden saygı gören Demokrat Parti, DPUG olduktan sonra büyümek yerine küçülmeye başladı. Güzelyurt bölgesinde Serdar Denktaş’ın, partiyi Eroğlu’na teslim ettiği gerekçesiyle iki yüze yakın partilinin istifa etmesi önemli. Şimdi seçim öncesi kendi içlerinde yeni bir krizleri var. DP üst yönetiminin tutumunda ısrar etmesi halinde, seçimlerden sonra DP’de daha ciddi krizlerin yaşanabileceği ve istifaların arkasının geleceği konuşuluyor…

EROĞLU HAZIMSIZ:
Sadece DP’lilerin değil, ikinci Cumhurbaşkanı Talat’ın hedefinde de Cumhurbaşkanı Eroğlu var. Talat, “Cumhurbaşkanı’nın, Dışişleri Bakanı’nı hazmedemediğini ve görüşme sürecinin hazırlıklarının yapıldığı mutfaktan dışladığını, Türkiye ziyaretlerinden bile uzak tuttuğunu”, Dışişleri Bakanı’nın da kendi görevlerini yapmak durumunda kaldığını ve bunun da “iki başlılık” gibi göründüğünü ifade ederek, bunun sorumlusunun “bizzat Cumhurbaşkanının kendisi” olduğunu savundu. Eroğlu’nun eleştirilere ısrarla yanıt vermemesi de dikkat çekiyor…

KOMİTELER SİYASET BELİRLER Mİ?:
Son günlerde, müzakerelerin siyasi irade eksikliğiyle devam ettiğinden söz ediliyor. Gerçekten de sonuca ulaşmak, her iki tarafta da ortaya konacak siyasi irade ile mümkün. Her konuda kararlar siyasi olarak verilecek. Cumhurbaşkanı’nın “Teknik Komitelerin alacağı kararları önümüzü görmemiz açısından önemli” sözü bu nedenle bana da tuhaf geldi. Ne kadar toprak verileceği, mal mülk konusunun ne olacağı, anayasal yetkiler, hepsi liderlerin ortaya koyacağı iradeye bağlı. Komiteler olsa olsa, teknik anlamda uzlaştırma yapabilir, siyaset belirleyemez…

ÜLKE GÜVENLİĞİ SİYASİLEŞTİRİLMEMELİYDİ:
CTP Gençleri, YDÜ olaylarının sorumlusu, Pervin Gürler’in kolluk kuvvetleridir” demiş. Ne tehlikeli bir yorum. Eğer bir ülkenin emniyetini tartışılır hale getirirseniz, o yerde güvenlik zafiyeti oluşacaktır. Nitekim, Polis Genel Müdürü o mu olsun, bu mu olsun tartışmaları, polisi siyasi açıdan yaftalamaya kadar vardı. Belki gerçekte örgütün içinde  böyle bir zafiyet yok, ancak CTP tarafından yapılan açıklama üzücü ve düşündürücü. Tartışılan ülke güvenliği.  Böylesine ciddi bir konuda bile taviz verip uzlaşmaları gerektiğini düşünemeyenlerin yarattığı bir sonuç. Siyaset bir toplumu nasıl dibe vurdurur diyen varsa, KKTC’ye bakmalı…

ADINI DEĞİŞTİRSİN: 
Hafta sonu Kalecik’teki AKSA elektrik santralinin devre dışı kalmasından dolayı ülkenin yarıdan fazlası yine elektriksiz kaldı. AKSA’nın sık sık yaşadığı bu elektrik kesintilerinin nedeni acaba isminin AKSA olmasından olabilir mi diye düşünmeye başladım. Şirkete önerim AKSA olan isimlerini AKSAMA diye değiştirmeleridir. Belki o zaman bu AKSA’klıklar yaşanmaz…

ZİRVEDEKİLER
Birikim Özgür: CTP milletvekili Özgür, “Şu ana kadar seçim sonrası oluşan hükümetin yapısal reformlara ulaşabildiğini düşünmüyorum. Böyle bir gözlemim yok. Örneğin bir BRT orada duruyor. Kıb-Tek duruyor. Ekonomi açısından söylüyorum bunları. Seçim öncesi ne diyorsak, şimdi aynen tekrarlıyoruz. Sürekli zarar eden kurumları düzeltemezsek ekonominin düzlüğe çıkmasını kimse bekleyemez…”.

DİPTEKİLER
Lefkoşa Kanalizasyon Şebekesi: Lefkoşa’da 20 dakikalık yağıştan sonra kanalizasyon şebekesinin birçok yerinde patlama meydana gelmesi, izah edilecek bir durum değil. Başkan Fellahoğlu’nun açıklamasından anlaşıldığına göre, tamiri de kolay olmayacak. Belki de yollardan daha uzun süre çirkef akacak. Tabii bu ilk değil. Yapıldığından beri böyle. Demek ki, bizim vergilerimizle bir ton para harcanarak kurulan bu sistem, ya doğru projelendirilmemiş, ya da müteahhitliğinde sorun var. Bence Başkan Fellahoğlu bu işin peşine düşmeli, hem de yargı yoluyla. O zaman bilsin ki, bütün Lefkoşalı arkasında olacak.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar