Erenköy ve bir haksızlığın öyksü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Nisan 29, 2024
Köşe Yazarları

Erenköy ve bir haksızlığın öyksü

Köş, MoreketMehmet Moreket

Geçtiğimiz 8 Ağustos, Erenköy Direnişi’nin 52. yıldönümüydü. Toplumuzda erozyona uğrayan her türlü değer gibi, bu Direniş’in de ne anlama geldiğini unutmaya başladık. Oysa Erenköy Direnişi, Kıbrıs Türkünün varoluş tarihinin en önemli sayfalarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti için Çanakkale savunması neyse, Kıbrıslı Türkler için de Erenköy Direnişi aynı anlamdadır.

Ali Rıza Vuruşkan
Rıza Vuruşkan

8 Ağustos günü, Naci Talat Vakfı merhum Naci Talat’ın Erenköy’den ailesine yazdığı bir mektubu yayınlamıştı. O mektupta, öğrenciyken canlarını hiçe sayıp Erenköy’e çıkanlardan biri olan Talat’ın, onca sıkıntı arasında ailesine duyduğu özlem anlatılıyordu. Erenköy ile ilgili diğer bir anektodu da Birikim Özgür sosyal medyada paylaştı. Bir Erenköy direnişçisi olan rahmetli Özker hocanın, sonradan siyasi anlamda rekabet ettiği diğer direnişçilerle kurduğu özel bağı anlatıyordu.


Gerçekten de Erenköy Direnişi, hem sağdan hem de soldan, gerek Türkiye’de gerek İngiltere’de öğrenciyken, yaşamsal riskleri göze alarak kendilerinden kat kat güçlü olan düzenli birliklere karşı, her türlü olanaksızlık içinde vatan savunmasına gelen gençlerin, bölgenin halkıyla birlikte verdiği efsaneleşen bir mücadeleyi temsil etmektedir. Bu mücadelede, vatanları için bütün siyasal farklılıklarını bir kenara koyup, bir cemaatten, toplum yarattılar. Erenköy, Kıbrıs Türk toplumunun yaratıldığı yerdir. İşte bu yüzden önemlidir.

Direnişin bir başka kahramanı daha vardır. O Albay Rıza Vuruşkan’dır.

Yıllar öncesinde TMT’nin kurucu lideri olarak Türkiye İş Bankası’nda müfettiş olarak çalışıyor görünerek adaya gönderilen Vuruşkan, bütün olanaksızlıklar içinde çok büyük fedakarlıklarla görev yaptığı 2.5 yıl içerisinde, sonradan Kıbrıs Türkünü EOKA’cı faşistlere karşı başarıyla koruyacak TMT’nin kuruluşunu tamamlamıştır. Türkiye’deki 27 Mayıs askeri darbesi, TMT’ye pek sıcak bakmamıştır. Vuruşkan, 27 Mayıs ihtilalinden sonra Kıbrıs’taki görevinden alınıp geriye çağrılmış ve pasif bir göreve verilmiştir. Kıbrıs’a gelirken, kendisine yapılan teklifi bütün risklerine karşın hiç düşünmeden kabul eden Vuruşkan, Kıbrıs’taki bütün başarısına karşın, takdir bir yana, geri alınarak cezalandırılmıştır. Vuruşkan hiçbir takdir göremeden apar topar geri döndürülmesine karşın Genelkurmay’a verdiği dilekçesinde ne zaman ve şart altında olursa olsun Kıbrıs’a yine gitmeye hazır olduğunu yazmıştı.

1964 yılında patlak veren Erenköy saldırıları sırasında, köydeki emir komuta zincirinde birtakım aksaklıklar yaşanıyordu. Asker ve köylülerle sorun yaşayan komutan geri alındıktan sonra komuta boşluğu daha da artmıştı. Askerler, önceden tanıdıkları ve çok güvendikleri Albay Rıza Vuruşkan’ın Erenköy’deki komutayı almasını talep etmişlerdi.  Ankara’da ise Vuruşkan’ın  bu görevi kabul edip etmeyeceğine yönelik endişeler vardı.

Vuruşkan geri alındıktan sonra evlenmiş ve bir de çocuğu olmuştu. Yaşı ilerlemişti, sağlık durumu da pek parlak değildi. Yakın zamanlarda kalp krizi geçirmiş ve doktor kontrolü altındaydı. Gideceği yer, eğitimli askerler yerine çoğunlukla öğrenci ve köylülerden oluşan birliklerden ibaret bir savaş bölgesiydi. Vuruşkan, kendisine yapılan teklifi eşine dahi sormadan kabul etti. Gizlice getirildiği Erenköy’de komutayı devraldıktan sonra gecelerce uykusuz kalarak cepheyi düzene soktu. Askerlerine güven ve moral verdi. Efsanevi Erenköy Direnişine olağanüstü katkıları oldu. Bu başarıları göz önünde bulunduran Genelkurmay Başkanlığı, Albaylıkta bekleme süresini Dolduran Vuruşkan’ı Tuğgeneralliğe yükseltmeyi kararlaştırmıştı. Bu esnada Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay ve Başbakan da İsmet İnönü idi. Tuğgeneralliğe terfisine ilişkin belirli tarih ve sayılı tebliğ yazısı, şifrelenmek suretiyle telsizle Erenköy’deki Vuruşkan’a duyurulmuş ve tebrik edilmişti. Gönderilen şifrede, görevinin özelliği ve gizliliği nedeniyle şimdilik açıklanmayacağı ancak her türlü hakkının saklı tutulacağı da ifade edilmişti.

Vuruşkan, 1967 yılında Türkiye’ye döndüğünde Generalliğe terfiini hatırlatmak ve üniformasını giymek üzere Genelkurmay Başkanlığı’na başvurduğunda, kendisi hakkında böyle bir karar alındığına dair işleme rastlanmadığı bildirilmişti. Genel Kurmay Başkanı Sunay gitmiş, yerine Cemal Tural gelmişti. Yeni Genel Kurmay Başkanı, Vuruşkan’ın her hakkının saklı tutulacağına ilişkin vaadi tutmamış ve hatanın da düzeltilmesi için hiçbir çaba göstermemişti.

Vuruşkan, mağduriyetinin giderilmesi için Danıştay’da dava açmış ancak Milli Savunma Bakanlığı böyle bir işlemin olduğuna dair olumlu yanıt vermediği için davayı kaybetmişti. Bunun üzerine Vuruşkan,  Cumhurbaşkanı olan o dönemin Genel Kurmay Başkanı Sunay’a bir mektup yazıp durumunu arzetmek üzere dinlenmesini ve yardımlarını istemişti.  Vuruşkan ne mektubuna bir yanıt alabilmiş ne de Sunay tarafından kabul edilmişti.

Vuruşkan’a yapmış olduğu onca özveri ve başarı neticesinde büyük bir haksızlık ve vefasızlık yapılmıştı.

Oysa Vuruşkan’ın Erenköy’de geri püskürttüğü, kat kat güçlü ve düzenli bir ordunun başındaki Grivas’ı, Yunanistan’a defalarca itaatsizlik göstermesine karşın Yunanlılar, EOKA liderliği sırasında Generalliğe yükseltmiş ve ulusal bir kahraman muamelesi yapmışlardı.

Vuruşkan’a yapılan haksızlık ve vefasızlık belleklerde unutulmuş olabilir. Ancak tarih kitapları yaptığı kahramanlıkları asla unutmayacaktır.


YERİN KULAĞI VAR

GELEN HERKESE VERİN: Havadis gazetesinin manşetinde yer alan ve binlerce kişiyi vatandaş yapacak olan yeni vatandaşlık düzenlemesi, kafaları karıştırdı. Bu yeni karar, dönemin Türkiye Başbakanı Davutoğlu’nun, “35 bin yeni vatandaşlık verilmesi” talebini getirdi akıllara. Aslında ne mühür, ne çalışma izni. Hepsini bırakın gitsin, ülkeye giriş yapan herkese, gümrük kapılarında KKTC kimliği dağıtın olsun bitsin. Nasıl olmasa ülke, sorma gir hanına döndü…

EMİRNAME İŞİ HENÜZ BİTMEDİ: Girne Emirnamesi için dün düzenlenmesi gereken halkı aydınlatma toplantısı Şehir Planlama Dairesi tarafından bir kez daha ertelendi. Anlaşılan, Şehir Plancıları Odası’nın Başsavcılığa yaptığı müracaatta belirtilen, Belediye Başkanlarını ve halkı aydınlatma sürecinin doğru yapılmamış olması Bakanlığı telaşa düşürdü. Belediye Başkanları’nın bakanlığa çağrıldığı da duyuldu. Şimdi, süreci İyi İdare Yasası’na uydurmaya çalışacaklar. Kimse vazgeçtiklerini, geri adım attıklarını sanmasın…

BİRAZ DA ÜLKEYİ DÜŞÜNSELER: Hani hükümet bol keseden para dağıtırken diyorum ki, biraz da alt yapıya kafa yorsalar. Nüfus, yazılıp söylenmese de bir milyona yaklaştı. Önüne gelene verilen izinle boş gezen gereksiz sayıda dolmuş, inşaat çılgınlığının ürünü kamyonlar, iş araçları, otellerin vip araçları, okulların körüklü körüksüz sayısız otobüsüyle özellikle Lefkoşa ve Girne’de trafik felç durumda. Sonra da ‘popülist’ deyince kızarlar, üstlerine alınmazlar. Madem öyle, alternatif yollar yapın. Aslında para bile istemez, yeter ki birilerinin ayağına basmaktan korkmasınlar, cesaret gösterip, planlama yapsınlar…

KİMSE UMUTLANMASIN: Koordinasyon Ofisinin bir maddesinin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle kutlama yapan, ‘bu iş bitti’ diyenlerin zafer sarhoşluğu yakında yerini hüzüne bırakabilir. UBP-DP hükümetinin mahkeme kararını değerlendirip, geri adım atacağını bekleyenler çok yanılır. Onun için yeni eylemlere hazır olsunlar. Hükümetten geri adım atmasını beklemek, ölü gözünden yaş beklemeye benzer…

BIRAKIN ŞU TİCARİ YARIŞI: 2016 ÖSYS Yerleştirme Sonuçları açıklandı ya, birden fazla üniversite “KKTC’deki üniversiteler arasında en yüksek yerleştirme oranına sahip üniversite” olduğunu iddia etti. İnsanın işini gücünü bırakıp rakamları takip edesi geliyor. Bırakın işin ticari tarafını, kaliteyi arttırmaya bakın, yarışınız kalitenizle olsun. Mesela devam mecburiyetini hanginiz getirecek, ya da hanginiz devamsızlığı olmayan kaç öğrencinin okulla ilişkisini kesecek onu gösterin bize…

TELAŞA GEREK YOK: Trabzon’da düzenlenen, Dünya Okul Sporları Olimpiyatlarına katılacak olan Rum öğrencilerin, Ercan üzerinden Trabzon’a gitmeleri güneyde sorun olmuş. Yahu kardeşim biz, birçok Avrupa seyahati için Larnaka veya Baf havaalanını kullanırken kimse birşey demiyor da, sporcuların en kısa yolu tercih etmeleri sizleri niye bu kadar geriyor anlamıyorum. Hani biz sizinle ortak bir devlet kurup, barış içinde yaşayacaktık…? Kendi öğrencilerinizi bile soruşturmaya tabi tutabiliyorsanız, daha ne diyeyim…


ZİRVEDEKİLER: Cenk Uzunoğlu: “Toplumların olası anlaşmanın hazmını rahatlatmak için geniş kitlelere ulaşacak ve birbirlerinin cevabını da hemen alınacağı şekilde, karşılıklı konuşmasının platformu olması lazım. Başlangıçta acıtsa da, tabana yayılacak şekilde biriken gazın ve iltihabın karşılıklı olarak bu vesileyle artık çıkarılması lazım. Böyle bir hamlenin doğuracağı sonuç siyasetçileri ve gözlemcileri korkutsa bile başka da çıkış yolu yoktur. ‘Kıbrıslı’ çözüm ancak böyle çıkar…”.

DİPTEKİLER: Bu Ayıp Sizin: Milliyetçi hükümetimiz, Kıbrıs Türk Mücadele tarihinin önemli isimlerinden birisi olan şehit Yüzbaşı Cengiz Topel’i unutmuşlar. İş nutuk atmaya geldiğinde, vatan, bayrak dendiğinde mangalda kül bırakmayanlar, Cengiz Topel’in kemiklerini sızlattılar. Cengiz Topel, Erenköy savaşlarının simgesidir. Onu da unutacaksanız eğer, diğer törenlerden de vazgeçin bitsin…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar