Engadi Bağları - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Engadi Bağları

1336-1341 yılları arasında adaya gelen bir papazın Kıbrıs’la ilgili notlarına göre, Kıbrıs adası ilk kez Nuh’un oğlu Japhet (Yafes) tarafından iskan edilmiş.


Denir ki, Türk’lerin kökeni de Yafes’e dayanır.
Oğuz ırkı Yafes’in oğullarından türeyen ırklardan gelme.
İddialar muhteliftir.
Adem ile Havva’nın soy ağacında Nuh dokuzuncu torundur.
Nuh’un ise Sam, Ham ve Yafes adlı üç oğlu var.
Yafes’in oğullarından Gomer ve onun oğlu Togarma Türklerin geldiği soy olarak öne sürülür.

Konu tartışmalı olsa da zaten insanlık bir yerlerden gelir…

Ata Atun’un derlediği Milattan Öncesinde Günümüze Kıbrıs Tarihi Üzerine Belgeler adlı kitapta, Truvalı Helen’in Baf’taki Venüs tapınağında tutsak olarak tutulduğu yazılıdır.
Bu konu, adı geçen kitapta yukarıda sözünü ettiğimiz papaz tarafından kayda alınır.
Hatta Truva’nın imha edilmesine dair karar da ilk kez bu tapınakta alınmış…

Geçmişe yolculuk ederken, adanın sadece kendi tarihi değil, dünya tarihi üzerindeki önemi de anlaşılır.
Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olan Kıbrıs’ın, son yarım asırdır önemsiz bir adaymış gibi görünmesinin nedenleri ne olabilir?
Şehvete olan düşkünlük mü?
Papaz adayı tarif ettiğinde şöyle der: “Üzerinde uyuyan kişiyi, akşamdan sabaha şehvet duygularıyla dolu bir kişi yapar.”

Papaz nasıl uyanmıştı acaba!

Öteden beri Kıbrıs’ta yaşayan adalılar şehvet, uyuşturucu düşkünü olarak bilinir.
Şimdi de böyle yaklaşımlar yok mu?
Aynı papaz Mağusa’yı ziyaretinde hayretler içinde kalır.
O dönemler çok zengin olan Mağusa şehrinde uyuşturucu satışının ekmek kadar yaygın olduğunu söyler.
Bir de fahişelerin bolluğundan söz eder…

Belki de tılsım üzüm bağlarındadır.
Yafes’in soyundan olamaz!
Bir zamanlar adaya gelenler, Leymosun’da bulunan Engadi Bağlarını ve ondan üretilen şarapları anlata anlata bitiremezler.
Bu bağların iki yüksek tepe arasında, gözün alabildiği yerlere kadar düzlük bir alanda olduğundan bahsedilir.
Engadi Bağları üzerine şarkı yazıldığı da anlaşılmaktadır.
Bu ezgi “Şarkıların Şarkısı” olarak bilinir:
“Benim için sevgilim, Engadi bağlarında bir üzüm salkımıdır”

Öylesin sevgilim…

Keşke bu antik şarkının bütünü olsa; ezgisi bilinse…
Söylense…
Yoksa, bize ne Nuh’tan, Gomer’den Togarma’dan!..
Geriye şarkılar kalır…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar