Enerji - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Enerji

Biden geldi gitti.

Çok güzel şeyler söyledi.
Şarkı sözleri gibi sözler sarf etti.
“En iyi günler daha yaşanmadı” dedi.

Kendisi de memnun.
İki cemaat da memnun.

Kim en iyi günleri yaşadı ki?
Üstelik bu adada?
..
İki taraf da çok çekti.
Rumlar, bu toprakların en kadim ahalisi olarak 1960’a kadar “Yönetim”de bulunamadılar.
Venediklilerin, Osmanlıların, İngilizlerin boyunduruğu altında oldular.
İyi günler yaşanmamıştı!..

Adaya İngilizler geldiğinde Türk’lerin şaşaalı dönemi de sona eriyordu.
Giderek yokuş aşağı düştüler!
Toprakları ellerinden çıkarmaya başladılar.
Bu konuda rahmetli Haşmet Gürkan şöyle bilgi verir: “Lefkoşa’da Surlariçi’nin büyük bir bölümü ve kent çevresindeki arazi genellikle Türklerin tapulu malıydı. Müsteşarlıklardan Baf  Kapısı’na, oradan Mağusa Kapısı ile Ay. Paraskevis tepelerine dek kent çevresi Türklere aitti. Buralarda çiftlikler, bahçeler, mandıralar bulunurdu. 1938 yılında zengin bir Rum tarafından kurulan ‘Nea Polis’ (Yeni Şehir) mahallesi bir Türk ailesinden satın alınan arazi üzerine inşa edilmişti.”

Öte yandan, göç yakalarına yapıştı.
Türkiye’ye sandallarla bile kaçanlar oldu.
Nüfus çoğunluğunu yitirdiler.
Memuriyetteki ağırlıklarını giderek Rumlara bıraktılar.
İyi gün yüzü görmediler.
İki arada bir derede kaldılar.

1950’li yıllara kadar kilisenin protokoldeki yeri Müftülükten sonra gelirmiş.

Bu iki cemaatin tarihten çektikleri yetmedi, birbirlerini anlayacakları yerde birbirlerinin boğazına sarıldılar.
Ortak kurdukları cumhuriyeti hazmedemediler.
Bu hallere düştüler.
İyi gün yüzü görmediler!

Biden bunları biliyordu.
Gün yüzü görmeyen iki cemaatin elini sıkarken, “En iyi günler daha yaşanmadı” dedi!
Havucu ortaya attı!
Aklında sadece enerji meselesi vardı ve bu yüzden her iki ahalinin de ileride ulaşabilecekleri noktanın sınırı olmadığını söyledi.

Sınırı olmayacaktı ama sınırımız vardı!
Kalktı o sınırdaki Dayanışma Evine gitti.
Bunu çok büyük bir başarı olarak gördüğü belliydi!
Ne güzel iki aptalı sınırda buluşturuyorlar, orada hasbehal etmelerine olanak sağlıyorlardı!

Dikenli teller arasında ne gibi güzel günler varsa!..

Meselemiz daha çoktur.
Mesela biz Hala Sultan’da “beş vakit” özgürlüğü istiyoruz!
Lakin, bütün camilere istemiyoruz!
“Beş vakit” yapacağımızdan değil (!), özgürlüğü elde etmek açısından…
Rum kardeşlerimiz sağ olsunlar daha dini bütün olduklarından her kilisede ibadet özgürlüğü istiyorlar…

İyi gün mü var?

Sınırdaki Dayanışma Evinin kaldırılmasını isteyenimiz yoktur.
“Her ev dayanışma evi olsun” diyen de yok!
Bizi sorunlu gördüklerinden ve sınırları da içselleştirdiğimizden, “Miskinler Köyü” gibi oralara sürükleniyoruz!

Hangi iyi gün?

Ama, dediği gibi belki bir gün.
Biden’ın gezdiği sınırdaki ev gibi değil!
Her ev dayanışma evi olunca!..

Tabii bu da enerji ister!
Bu enerji varsa!


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar