EN DERİN… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

EN DERİN…

Ahmet OkanAhmet Okan

Türkiye’de “devlet-mafya-medya” üçgeninde yer alan bir kişi, kaçtığı yurt dışından yayınladığı videolarla birçok iddiada bulunuyor.

Bu iddialar arasında Kutlu Adalı’nın öldürülme olayı da var.


Olay hakkında “Öbür videolarda sayın derin devletin başı Sayın Mehmet Ağar’la 1996’da Kıbrıs’ta faili meçhul bir şekilde öldürülen Kutlu Adalı’yı konuşacağız, ama bu sefer Korkut Eken’i de alacağız, üçümüz konuşacağız” diyerek, bu dosyayı daha sonra açıklayacağını belirtiyor…

Ne Lefkoşa’da, ne Mağusa, Girne, Lefke ve ne diğer köy ve kasabalarda hiçbir ev hiçbir eve, hiçbir insan hiçbir insana düşman değildi.

Adi olaylar bile çok azdı.

Kimse kimseyi öldürmesini bile bilmezdi.

Herhangi bir cinayet olayı olduğunda bütün dikkatler o olayda toplanır, konu memleketin her yerinde aylarca konuşulurdu.

Kimse kimseyi düşüncelerinden dolayı öldürme, yok etme, ona pusu kurma, ailesini perişan etme hissine kapılmaz, böyle olaylar yaşanmazdı.

Ta ki memlekete kamufle edilmiş kimliklerle “mukavemet” i yönetecek askeri komutanlar gelene kadar.

Bir yandan EOKA ile mücadele edilirken, bir yandan cumhuriyeti savunanlarla, solcu sendika üyeleriyle, solcu partilere üye olanlarla mücadele ediliyordu.

Bu çerçevede Kıbrıslı Türklere silah kullanmak öğretildi,

Tetikçilik yapmak öğretildi,

Birbirlerini vurmak öğretildi,

Bomba kullanmak öğretildi,

Halkın dini ve milli duygularını galeyana getirmek, toplumlararası çatışmaları hızlandırmak, toplumları birbirine daha da düşmanlaştırmak için camilere bomba atmanın yolları öğretildi,

Kendi düşüncesinde olmayanları ve kendilerine hizmet etmeyenleri “temizlemek” öğretildi…

Derin işler böyle başladı.

Dönem oldu içimizden canavarlar yetiştirildi…

Dönem oldu şeher ve güzelim memleket tanınmaz hale geldi…

Aradan uzun yıllar geçti.

Birçok insan bir köşede vicdanıyla baş başa yaşadı.

Birçokları hayattan ayrıldı…

Geçmişte olup bitenlerin son örneği Kutlu Adalı’nın katledilmesiyle gerçekleşti.

Adalı öldürüldüğünde kim bilir o kimliksiz komutanların emirlerini yerine getirenler aynaya bakmışlar mıydı?

Yine dışarıdan sahte kimliklerle insanların geldiği bir dönemdi.

O sırada ellerinde “uzi” silahlar olduğu anlaşılan karanlık kişiler Kutlu Adalı’yı katletmişlerdi.

Olay hakkında çok şeyler konuşuldu ancak sonuçta Adalı “faili meçhul” listesine girdi.

Gerçekten faili meçhul mü?

Bir mafya lideri çıkıyor ve hedef aldığı kişileri veya “derin devlet” dediği çevreleri Adalı dosyası üzerinden hedef gösteriyor.

Bunu birkaç gazete manşet yapıyor, birkaç muhalif siyasi konuşuyor ve Kıbrıslının her zamanki halleri gibi olay gündeme tutunamıyor.

Öte yandan hükümet çevrelerinde bir suskunluk.

Devletin başında suskunluk…

Tıpkı eskiden olduğu gibi.

Mesele bu olaya Adalı’nın cesedi üzerine gece feneri tutan kişiye kalıyor.

Açıklarsa, bir şeyler daha açığa çıkmış olacak,

Açıklamazsa olay en “derin”de kalmaya devam edecek.

Derinde kalan sadece bu olmayacak.

Dönemin suskunları da derinlerde kalıp unutulacaklar.

En derinlerde…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar