Elimizde bir “yargı” kaldı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Elimizde bir “yargı” kaldı

Hüseyin Ekmekçi

Siyaset, polisin içini darmadağın etti.

Disiplin…


Nizam…

Sevgi-saygı…

Polisin içinde hak getire…

Savcılık mı?

Tanıyamıyoruz bile…

Her türlü baskıya açık hale geldi…

Bu ülkede…

Bir davaya bakan hakimi koruması için, polisten yardım isteniyorsa…

Orada bir duralım…

Korkalım…

Silkelenelim…

Ne münasebet?

Bir davaya bakıyor diye…

Bir hakim için polis koruması isteniyorsa bu ülkede…

Bu ülkede, “adalet” ölüyor demektir, çok gitmez peşi sıra her şey ölür…

Zangoçun hikayesi var ya…

Hani, bir ülkenin birinde…

Gariban biri öldüğünde, zangoç çanı bir kez çalarmış…

Halktan biri öldüğünde iki…

Zengin öldüğünde üç…

Siyasetçi öldüğünde dört…

Kral öldüğünde de, beş kez…

Çanın çalma sayısından, kimin öldüğü ortaya çıkarmış…

Bir gün gene çan çalmaya başlamış…

Bir kere çalmış…

Bir daha…

“Fakir değil” demişler…

Bir daha…

“Halktan biri değil” demişler…

Bir daha çalmış, “Zengin de değil”…

Bir daha, “siyaset adamı da değil…”

Bir daha, “Aha, kral öldü galiba…”

Derken çan çalmaya devam etmiş…

Varıp kilisenin damına çıkmışlar, çanın çaldığı yere…

Zangoç çılgınlar gibi çan çalmaya devam ediyorlar…

“Yahu ne yapıyorsun? Beş defayı da geçtin… Bu ülkede kraldan büyük ne var? Ne ölebilir? Kim ölebilir?” diye sormuşlar…

Zangoç gözyaşları içinde cevaplamış…:

“Adalet öldü efendiler, adalet…” demiş…

Göz yummamak gerekiyor

Daha iyi anlaşılsın diye söylüyorum…

Afrika Gazetesi’nin o yayınını doğru bulmadığımı defa defa söyledim…

Şimdi…

“Gerekçe” ne olursa olsun…

Birileri, “vurdu”, “kırdı”, “dağıttı”…

Bedelini de yasalar çerçevesinde ödeyecek.

Bu vurup kıranlar, “ideolojik” temelde bunu yaptıklarını söylüyorlar.

Cezalarını çekecekler…

Şimdi yaşadıklarımıza bakar mısınız?

Savcılık olayı kapatmak için…

Polis davanın ilerlememesi için…

Nerden ve kimden emir aldıkları da meçhul…

Tek başına bir yargıç da mücadele edecek…

Adaleti sağlamak için, sözüm ona “risk” alıyor…

Tanık ifadelerine göre yargılamanın şekli değişiyor…

Suç unsurları, iddianameden temizlenmek isteniyor…

Savcılık ve polis, “olayı kapatmak” için çaba harcarken…

Yargıç da bir başına “adaletin korunması için” çaba harcıyor.

Konu, “E ama Afrika da bunu yazdıydı” diye, masumlaştırılacak noktadan çok ötededir artık.

Açıkça yargıya müdahale var…

Ne Afrika’yı…

Ne de gazeteye ait ne varsa kırıp dökenleri düşünecek noktada değiliz.

Daha felaketini yaşıyoruz şimdi.

Savcılık sınıfta kalıyor…

Polis sınıfta kalıyor…

Müdahaleden etkileniyor…

Ve herkes…

Sessizce izliyor…

Adaletin katledilmeye çalışmasını…

Bir hikayeyle bitirelim yine:

“8’nci yüzyıl Avrupası’nın güçlü hükümdarlarından biri de Prusya Kralı İkinci Friedrich’tir. Hükümdarlık süresi 46 yıldı… (1740-1786 yılları arasında).

Devletin tüm yetkileri elinde… Güçlü bir kral.

Kral, bir saray yaptırır. Fakat sarayın yanındaki değirmenin gürültüsünden rahatsızdır. Değirmeni satın alıp oradan kaldırmak ister. Değirmenciye yüksek bir fiyat teklif eder. Değirmenci kabul etmez. Kral kızar. Der ki:

“Bilmiyor musun? Ben kralım. İstersem orayı sana para vermeden de istimlak ederim.”
Değirmencinin cevabı şudur:
“Biliyorum, kralsın, ama yapamazsın. Çünkü şükür ki Berlin’de hâkimler var.” 

Şimdi bu laf, yüzyıllardır hakimlerin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için kullanılır.

Ben de diyorum ki, iyi ki ülkemde halen bağımsız hakimler var…

Aksini düşünmek bile istemiyorum…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar