Kıb-Tek Müdürü Erdoğan yeni elektrik tarifelerini savundu, pahalılık getirmeyecekmiş gibi anlattı. Sivil toplum örgütleri ile sendikalar ise fahiş artışa ateş püskürdü
250 KWS’Yİ AŞAN YANDI: Kıb-Tek Müdürü Erdoğan yeni elektrik tarifelerini savundu, pahalılık getirmeyecekmiş gibi anlattı. “Çok tüketmeyin az ödeyin” imasında bulunan Erdoğan, 250 kws üzerine çıkıldığında, sadece 250 kws üzerindeki dilimlerin katlanarak zamlanacağını anlattı
BU FATURA ÖDENMEZ: GİAD: Hükümeti tüm paydaşları dinleyerek zamlı tarifeleri yeniden düzenlemeye davet ediyoruz Bu zamlar neticesinde birçok vatandaş ve iş yerinin büyük sıkıntılar yaşayacağı, yeni gelecek faturaların ödenemeyeceği ortadadır. Elektrik zammı mal ve hizmetlere yansıyacak
ÜRETİMİN İDAM KARARI: KTSO: Elektrik zammı konusunda temkinli davranılması, makul olunması konusunda defalarca yaptığımız uyarılar görmezden gelindi. Bu zam üretime son vermekle eşdeğerdir. Halkın alım gücünün de yıkımıdır. Bu karar üretimin idam kararıdır
FATURA HAKLA ÇIKTI: KTAMS Başkanı Bengihan: UBP-DP-YDP Hükümeti’nin sorun yaşanan yerlerde akılcı ve kalıcı çözümler üretmek yerine faturayı halka ödeterek sorunu erteleme yolunu tercih ettiği. Üç yıl maliyetin altında satış yaparak Elektrik Kurumu’nu zarara uğratanlar, sorumluluktan kurtulamazlar
Kıb-Tek Müdürü Erdoğan yeni elektrik tarifelerini savundu, pahalılık getirmeyecekmiş gibi anlattı
Gürcan Erdoğan: 250 kws üzerine çıkıldığında 2.7 TL olan pahalı tarifeden ödenecek
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) Genel Müdürü Gürcan Erdoğan, yürürlüğe giren yeni elektrik tarifesi uyarınca, aylık tüketimde 250 kws üzerine çıkıldığında, sadece 250 kws üzerindeki dilimin 2.7 TL olan pahalı tarifeden ödeneceğini, tümünün üst dilimden ödenmesinin söz konusu olmadığını açıkladı.
Erdoğan, konut tarifelerine ilişin bazı konularla ilgili TAK’a bilgi verdi. Erdoğan, tüketilecek elektriğin açıklanan dilimler uyarınca kendi dilimindeki ücretten hesaplanacağını söyledi.
Yeni elektrik tarifelerinde 0-250 kws üzerine çıkıldığı anda ödenecek birim fiyatları artıyor. 250 kws’ye kadar olan miktar için kws başına 0.9873 TL belirlenirken ikinci dilim olan 251-500 kws üzerine çıkıldığı anda birim başı ödenecek tutar 2.7 TL’ye yükseliyor. Tarifeye göre 501-750 kws tüketimde her kws 2.95 TL’den, 751-1000 kws arasında tüketimde her kws 3.25 TL’den ve 1001 kws ve üzeri için de her kws 4 TL’den ücretlendiriliyor.
KIBTEK Genel Müdürü Gürcan Erdoğan, 250 kws’ye kadar olan miktarın düşük tarifeden, bunun üzerine çıkılan miktarın ise yüksek tarifeden ödeneceğini, 250 kws üzerine çıkıldığında tümünün yüksek tarifeden ödenmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.
Yoksul muafiyetlerinde miktar artırıldı
Öte yandan yoksul muafiyetleriyle ilgili değişiklikler içeren “Elektrik İnkişaf (Değişiklik – No 2) Nizamnamesi” Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
KIBTEK Genel Müdürü Gürcan Erdoğan, yoksul muafiyeti miktarının da bu nizamnameyle değiştiğini ve muafiyeti kapsayan kws rakamlarının artırıldığını kaydetti.
Buna göre konut tarifesindeki yoksul muafiyetinde daha önce aylık 250 kws olan tüketim miktarı, 500 kws’a yükseltildi.
Bu tarifede olanlar 500 kws’ye kadar 0.3442 TL birim fiyatı ödeyecek, bu rakamın üzerine çıkıldığında ise tarifedeki miktarlara göre ödeme yapacak.
Bengihan: Hükümet faturayı halka kesti
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), elektrik fiyatına yapılan zammı eleştirerek, çalışanların, emeklilerin, dar ve sabit gelirli kesimlerin alım gücünün büyük oranda gerilediği bir dönemde, elektrik fiyatına yapılan “astronomik zammın kabul edilemez” olduğunu kaydetti.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, yaptığı yazılı açıklamada, “250 kws tüketim yapan sadece yüzde 7’lik bir kesim olduğu ve dört kişilik bir ailenin ortalama 660 kws elektrik tükettiği dikkate alındığında, aylık en az 1400 TL’lik elektrik faturası ödeyecektir. Yaz aylarında kavurucu sıcakların yaşandığı ülkemizde klima kullanımının artmasıyla bu rakam 3000 TL’yi bulacaktır. Ortalama bir maaşla, asgari ücretle çalışan kesimlerin bütçesinin bu yükü kaldırması mümkün değildir” dedi.
“UBP-DP-YDP Hükümeti’nin sorun yaşanan yerlerde akılcı ve kalıcı çözümler üretmek yerine faturayı halka ödeterek sorunu erteleme yolunu tercih ettiğini” ileri süren Bengihan, “üç yıl maliyetin altında satış yaparak Elektrik Kurumu’nu zarara uğratanlar, kurumu milyonlarca lira borçlu duruma düşürenler, yarattıkları enkazın faturasını halka ödeterek sorumluluktan kurtulamazlar” şeklinde konuştu.
“Sınırlı kaynaklara sahip devlet bütçesinden sınırsız teşvikler verildiğini, devletin kaynakları yandaşlara peşkeş çekildiğini, Kalkınma Bankası’ndan yandaşlara dağıtılan kredilerin yüzde 53’ünün (748 milyon TL) geri alınmadığını ileri süren Bengihan, buna rağmen, elektrikle ilgili hiçbir yatırım yapılmadığını, 21’inci yüzyılda hala çevre kirliliğine yol açan yüksek maliyetli kirli yakıtla üretim yapıldığını kaydetti.
Bengihan, yapılması gerekenin, sınırsız teşviklerden yararlananlardan ve haksız zenginleşenlerden kazandıkları oranında vergi alarak elektrik üretimiyle ilgili ekonomik ve çevre dostu yatırımlara kaynak yaratıp, faturaların yükünü hafifletmek olduğunu belirtti.
GİAD: Bu faturalar ödenmez
Kuzey Kıbrıs Genç iş Adamları Derneği (GİAD) elektriğe yapın zamlarla ilgili olarak hükümeti; tüm paydaşları dinleyerek zamlı tarifeleri yeniden düzenlemeye davet etti.
GİAD’dan yapılan açıklamada, Elektrik Kurumu’nun aylardır maliyetinin altında satış yaptığı ve gelinen noktada bu zamların kaçınılmaz olduğunun tüm taraflarca bilindiği belirtilerek, “ Bu zamlar neticesinde birçok vatandaş ve iş yerinin büyük sıkıntılar yaşayacağı, çok kısa süre içerisinde yeni gelecek olan faturaların ödenemeyeceği ortadadır.” denildi
Açıklamada, esas konunun; Kurum’un bu noktalara nasıl geldiği ve getirenlere ne olacağı, kurumun ve sistemin verimliliğini artırmak için neler yapılacağı olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Kıb-Tek ve elektrik tarifeleriyle ilgili şeffaflıkla ele alınması gereken noktalara değinilerek, “kullanan öder” prensibi hesaplaması yapılırken Sayıştay raporlarında da açıkça belirtilen ve kurumu ciddi zarara uğratan sistemin düzeltilmesi, büyük kayıplarla çalışan Teknecik Santrali’ndeki elektrik üretiminin verimli hale getirilmesi gerektiği belirtildi.
Konut tarifelerindeki kullanım limitlerinin hangi matematiğe göre hesaplandığının, en düşük dilimdeki (0-250 W) tarifenin günümüz şartlarına nasıl uygun hale getirileceğinin de ele alınması gerektiği belirtilerek, yapılan zamlarla birlikte ardı sıra gelecek mal ve hizmet zamlarının önüne geçilmesi için önlemler alınması gerektiği vurgulandı.
Hazır bekleyen Enerji Verimliliği Yasası ile ilgili adımların atılması istenen açıklamada, sektörün tüm paydaşlarının katıldığı Enerji Verimliliği Çalıştayı sonucunda çıkan tespitler ve öneriler dikkate alınarak, hükümetlerden bağımsız bir enerji üst kurumunun oluşturulmasının önemine dikkat çekildi.
Açıklamada, yapılan zamlarla birlikte Elektrik Kurumu bilançosunun hedeflediği girdi ve yatırıma ayırılacak bütçenin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması da istenerek, sıkıntılı olan enerji arzının üstesinden gelebilmek için alternatif enerji üretimi, enterkonnekte gibi konular hakkında yapılacaklarının anlatılması gerektiği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadeler yer verildi:
“Önerimiz; Kurum içinde yaşanan yönetsel verimsizliği ve elektrik santralindeki verimsiz üretimin nasıl üstesinden gelineceğinin neden sonuç ilişkisi ile anlatılması, geçmişte yapılanlar dahil Kurum ihalelerinde yapılan yolsuzlukların açığa çıkarılıp sorumluların yargı önüne çıkartılması, ülkedeki enerji politikalarını hükümetlerden bağımsız yönetecek özerk bir üst yapının bir an önce hayata geçirilmesi için gerekli adımların ivedilikle atılmasıdır.
Hükümet yetkililerini yukarıdaki konularla ilgili tüm ana paydaşları dinlemeye ve buna göre zamlı tarifelerin yeniden düzenlenmesi için gerekli adımları atmaya davet etmekteyiz.”
KTSO: “Üretimin idam kararı”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), elektrik zammının üretime son vermekle eşdeğer olduğunu belirterek,”Halkın alım gücünün de yıkımıdır. Bu karar üretimin idam kararıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
KTSO’dan yapılan açıklamada, elektrik konusunda beklentiler sıralanarak, bu beklentiler dikkate alınmadığı takdirde tüm sektörlerle eylem düzenleneceği ifade dildi.
Açıklamada,”Defalarca elektrik zammı konusunda temkinli davranılması, makul olunması konusunda yaptığımız uyarılar maalesef geldiğimiz noktada görmezden gelinmiştir.” denilerek şöyle devam edildi:
“Bu elektrik fiyatlarıyla üretsek bile ürünü kimseye satamayız. Sektörlerin pandeminin, döviz krizi ve tedarik sıkıntısı gibi önemli sıkıntılarla boğuştuğu bir ortamda, en önemli girdi maliyetlerinin başında olan elektrikte üç katı oranda bir zam yapılması çok büyük bir yanlıştır.
Bugünden sonra yerli ürünlerin ithal ürünlere karşı rekabet gücü sıfırlanmıştır. Bu noktadan sonra artık üretimin düşmesini değil, sonlanmasını ancak konuşabiliriz. Bu durumun oluşturacağı olumsuzluklar zincirleme bir reaksiyonla ekonomimiz açısından da endişe verici sonuçlar doğuracaktır.”
Hiçbir üretim sektörünün “böylesine fahiş” bir zammı kaldırabilecek güce sahip olmadığı vurgulanan açıklamada, özellikle elektrik girdisi yoğun sektörlerin hayatta kalmasının gerçek anlamda mümkün olmadığı ifade edildi.
Açıklamada, Başbakan Faiz Sucuoğlu’ndan dikkate alması beklenen beklentiler şöyle sıralandı:
1.“Fiyat artışının zamana yayılması, bir anda kimsenin altından kalkamayacağı zam yapılmaması. Tarifelerin üretim sektörleri için aşağıdaki gibi belirlenmesi;
- %45 indirim Mart- Haziran 2022
- %40 indirim Temmuz – Eylül 2022
- %30 indirim ekimden sonra %30 indirim oranının sabit olarak uygulanması indirim oranı olması
2.Sanayi sektörüne yönelik en az 15 MW’lık yenilenebilir enerji kotası verilmesi. Bu konuda kredi imkanı sağlanması ve teminat konusunda KGF mekanizması kurulması.
- Kıb-Tek Üretim maliyetlerinin çok detaylı ve şeffaf bir şekilde düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılması
- Kıb-Tek Yönetim Kurulu’nun siyasi yapıdan uzak olması, uzmanlardan oluşması ve Sanayi Odası’nın da temsil edilmesi
5.Elektrikte ilgili oluşturulacak politikalar için paydaşlarla birlikte sürdürülebilir, kaliteli ve uygun maliyette elektrik sektörünün geleceğiyle ilgili uygulanabilecek somut bir eylem planı hazırlanması ve bu eylem planının devlet politikası olarak kabul edilmesi. “
