EKONOMİK VE SİYASAL BAĞIMLILIK YENİ PROTOKOL DPÖ VE ELEKTRİK KURUMU - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

EKONOMİK VE SİYASAL BAĞIMLILIK YENİ PROTOKOL DPÖ VE ELEKTRİK KURUMU

 KKTC’deki siyaset geride bıraktığımız bir çok yılı heba ederek hatta içinde bulunduğumuz mevcut kötü durumu yaratarak yine bir “Ekonomik Paket” protokolü ile karşı karşıya geldik. Geçmiş yıllara baktığımızda ekonomik ve siyasi olarak kaybedilmiş yıllar olduğunu görüyoruz. Hem siyaset hem de ekonomi hiçbir yol kat etmezken aynı zamanda kapanması zor yaralar açtılar. Hiçbir ekonomik olguyu siyasetten ve iktidar ilişkisinden ayrı ve bağımsız düşünemeyiz. Neo-Klasik iktisat ekonomi ve siyaset arasında ki ilişkiyi genelde “parti siyaseti” ve çıkar ilişkili birkaç olgu üzerinden kurar.
                Bu iki unsur arasında ki ilişki birbirinden ayrılamaz. Politika da alınacak her karar yeni alınacak başka kararlara zemin hazırlar.
                Ekonomik alanda vuku bulan bir şey hiçbir zaman salt ekonomiye veya ekonomik değişkenlere ilişkin değildir. Aynı zamanda siyasidir de. Bir verginin indirimi ve/veya vergi affı, bir kamu harcaması hiçbir zaman basit bir harcama değildir. Şuan da önümüzde duran ekonomik paket protokolü de Türkiye ile olan pazarlığımız ve iktidarın büyük ortağı CTP’nin siyasi çizgisinden ödün vererek pazarlığı sürdürmesi bu basit bir pazarlık değildir. Tüm bunların gerisinde iktidar oyunları ve stratejiler vardır. Dolayısıyla siyaset vardır, bağımlılık vardır, politik çıkar için tavizler vardır.
                Kıbrıs Türk Halkı var olduğu tarihten itibaren ekonomik ve politik olarak çeşitli evrelerden geçmiştir. Her zaman Kıbrıs Türk Halkının ekonomik ve politik bağımlılığını tartıştık. Tartışmaların kökeninde ülkemiz ekonomisini ve siyasetini kendimizin yönetme becerisi olmadığıdır. Yani bağımsız bir yapıyı bağımsız bir modeli bizim kendimizin yaratamadığımızdır. Modern ve küreselleşen ekonomilerde bağlılık vardır. Zaten ekonomiler arasında ki bağlılık çok eski çağlara doğru uzanır. Ancak eski ekonomilerde, ekonomilerin birbirine bağlılıkları yaşamsal bir nitelik taşımaktan uzaktı. Fakat Sanayi Devriminden sonra ekonomilerde bağlar arttı ve günümüzde ekonomi global yapıya ulaştı. Yani bütünleşti. Ülkelerin tam bağımsızlığının en zayıf olduğu halka ekonomidir. Ekonomik bağlılığın yükseldiği süreç içerisinde ülkeler ekonomilerinin dışa bağlılık durumunu kendileri tarafından  denetlenebilir ve yönlendirebilir bağlılık şekline dönüştürebilmişlerdir.
                KKTC’de durum böyle olmaktan çok uzaktır. KKTC hem ekonomik hem siyasi olarak dışa bağlı değildir. Bağımlıdır. Bu günkü gelecek vade de iktidarda aynı yapıyı sürdürmekte ısrarlı olmaktan sözde reform hükümeti özde devrimci siyasi parti hem reformdan hem de siyasi yapının değiştirilmesinden uzak bir siyaset izlemektedir.
                Modern Dünyanın bir gereği olan elektrikte uzaktan fiyatlandırma sistemine geçilmişse, faturalar cep telefonunuza ve mail adresimize e-fatura olarak geliyorsa, elektriklerimiz artık kesilmiyorsa, elektrik kurumu tahsilatlar da büyük yol kat etmişse, kurum yatırım yapacak düzeye gelmişse ben elektriğin özelleşme siyasetine başka anlamlar ve sebepler yüklerim.
                Eğer yıllardır sorguladığımız Devlet Planlama Örgütünün işlevsizliği son iki yılda işlevsel hale gelmişse, istatistiki bilgiler zamanında çıkıyorsa, enflasyon bilgileri Türkiye ile eş zamanlı açıklanıyorsa, Hane Halkı Tüketici Endeksi güncelleniyorsa, Ekonomik Güven Endeksi çalışmaları başladıysa, Enflasyon sepeti güncelleniyorsa, Yatırım teşvikleri zamanında inceleniyor ve veriliyorsa bu konuda herhangi bir şaibe yaşanmadıysa, on yıldan sonra ilk kez 3 yıllık ekonomik program çalışması yapılıp toplumla paylaşıldıysa ve de TC ile imzalanacak protokolde DPÖ’nün çalışması esastır denildiyse (siyasiler tarafından) ben Devlet Planlama Örgütü’nün kapatılıp ve/veya başka bir isme dönüştürülüp işlevselliğinin bozulacağı ve/veya azaltılacağı ve/veya ortadan kaldırılacağı bir yapının kurulmasına başka anlamlar ve sebepler yüklerim.
                KKTC’ye bu türden önerilenin ve/veya dayatmaların kurulan yapımızın TC’ye olan bağımlılığın bir sonucudur. Ve bu yapının değişmesi için ortaya hiçbir çabanın konmamasıdır. Bu bir siyasi sonuçtur. İmzalanacak olan yeni protokol ülkemize yeni bir dönem getirecektir. Yeni dönemi yaratırken hepimiz çok düşünmeli ve ona göre şekillenmeliyiz. Tecrübe edilen trajedileri halının altına itmeyelim.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar