Türkiye ve KKTC arasında gizlilik içerisinde devam eden “Ekonomik Protokol” görüşmelerinin detayları yavaş yavaş basınımıza yansımaya başladı.
İddialara göre KKTC’deki A ve B öğretmen uygulaması iki ülke arasında krize neden olmuş… Peki nedir bu A ve B öğretmen meselesi? Kısacası şudur; İlkokulda görev yapan sınıf öğretmenlerinin haftalık ders saati 25 saattir. Meslekte 20 yılını doldurduğunda bu 23’e, 25 yılı doldurduğunda da 20 saate düşüyor. Okul öncesi, İngilizce, Beden Eğitimi, Resim, Müzik ve Özel Eğitim dersleri veren öğretmenlerin haftalık ders saatleri 20, 20 yılını dolduranların 18, 25 yılını dolduranların ise 15 saattir.
Burada görülüyor ki aslında öğretmenlerin %95’i haftada 18-25 saat arasında ders vermektedir. Bu rakamlar Avrupa ve dünyanın diğer ülkeleri ile doğru oranda örtüşmektedir. Yani KKTC’de öğretmenler “daha az ders veriyor” algısı doğru değildir. Yani anlayacağınız KKTC’deki öğretmenlerin verdiği ders sayısı bakımından Avrupa’daki meslektaşlarından farkı yoktur. Büyük olasılıkla fark okulda bulunma süresi ile alakalıdır. Bizim ülkemizde okul saatleri ortalama 8.00-13.00 arasından olduğunu düşünürsek; bu da günde 5 saat, haftada da 25 saat demektir. İngiltere’de bir öğretmenin okulda bulunma süresi 9.00-16.00 arasında olduğuna göre, günde 7 saat okulda bulunmak zorundadır. Ancak unutmayalım ki İngiltere’de çalışan bir öğretmenin de ders saatleri (teaching hours) haftalık olarak 18-25 saatleri arasındadır. Böyle bir durumda KKTC’deki öğretmenlerin gün içerisinde daha sıkışmış bir zaman içerisinde aynı ders saatini veriyor olması, onlar açısında daha yıpratıcıdır.
Bugün OECD ve Avrupa ülkelerinde tartışılan öğretmenlerin ders saatlerinden çok ders saatleri dışında yaptığı çalışmalardır. Öğretmenlerin çalışma saatlerine eklenen ekstra ve angarya olarak kabul edilen işlerin öğretmenlerin omzuna yüklenmesi ile öğretmenlerin çalışma saatlerinin haftalık 50 saatin üzerine çıktığı ifade edilmektedir. Günümüzde çağdaş batılı toplumlarda sendikalar ile hükümetler arasındaki görüşmeler bu noktadan başlanmaktadır. Öğretmenlik mesleği sadece okulda yapılmamaktadır. Eve iş getirdiğiniz çok az meslekten biridir öğretmenlik mesleği…
Bugün bizim kanıksadığımız ve normal olarak kabul ettiğimiz ancak Avrupa’da öğretmen üzerinde ekstra bir yük ve çalışma saatlerine ek olarak verilen çok sayıda aktivite var. Bu aktiviteler arasında ödevlerin veya çalışmaların kontrolü ve düzeltilmesi, veliler ve öğrenciler ile görüşme, ders saati dışında okulda yapılması gereken işler, derslerle ilgili plan yapma vs.
******
OECD verilerine göre öğretmenlerin yıllık ders saatlerine baktığımız zaman, Avrupa’da eğitimde en başarılı ülkeler arasında yer alan Finlandiya’da 677 saat, Estonya’da da 619 saat olduğu görüyoruz. Yine aynı şekilde Avrupa’nın birçok ülkesi Finlandiya ve Estonya’dan farksız değildir. Yunanistan’da 630, Macaristan’da 608, Polonya’da 573, Slovenya’da 627 saattir. Türkiye’de ise bu rakam 720 saattir. OECD verileri içinde yer almayan KKTC’de okulların açık olduğu hafta sayısı 36 olarak biliniyor. İlkokulda bir öğretmen haftada 18-25 saat arasında ders verirse ve ortalamayı 21 saat olarak alırsak bu da 21×36= 756 saat eder.
Yıl içerisinde kayıplar olduğunu düşünerek yıl içindeki 36 haftayı 32 haftaya düşürsek ki o kadar değildir, yine de öğretmenin yıllık ders saati 21×32= 672’dir. Bu da Finlandiya’da çalışan bir öğretmen ile aynı düzeydedir.
Zaten Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun A ve B Öğretmen statülerinde yapılacak bir değişikliğin hükümeti zor durumda bırakacağını Türkiyeli yetkililere ilettiği söyleniyor. A ve B öğretmen statüleri ile ilgili bir değişiklik düşünülüyorsa, bu konunun sendikalar işe istişare edilmesi gerekmektedir. Ben doğru ve makul gerekçeler ile sendikaların önüne gidilirse, sendikaların bu konuda olumsuz bir tavır takınacağını zannetmiyorum. Yeter ki hükümet tarafı dürüst ve gerçekçi olsun.
