Burcu cesaretini şöhrete dönüştürdü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Mayıs 1, 2024
Magazin

Burcu cesaretini şöhrete dönüştürdü

GÖZÜNÜ KARARTIP YOLA ÇIKTI:

Güzel oyuncu Burcu Biricik, şöhret basamağındaki ilk adımı “İstanbul’da tanıdığım kimse olmamasına, buradaki oyunculuk piyasasını hiç bilmememe, cebimde gerçekten para olmamasına rağmen gözümü karartıp İstanbul’a geldim.” şeklinde özetledi


 

Türkiye’nin sevilen oyuncularından Burcu Biricik, renkli sayfalara yüreğini açarak samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Menajerliğini de yapan eşiyle oyunculukta emin adımlarla çıtasını yükselten Burcu sadece güzelliğiyle değil cesareti ve yeteneğiyle de dikkatleri üzerine çeken bir isim. Öyle ki kısa sürede şöhret basamaklarını tırmanmayı başardı.

İşte bu yükseliş hikayesini tüm gerçekliğiyle ortaya koydu Burcu… Ve bakın sevenlerine nere anlattı…

 

Oyunculukta başarının gerçek sırrı nedir sence?

Bana kalırsa oynadığın karaktere inancın, seyircinin karaktere inancıyla doğru orantılı. Senin gerçekliğine inanırlarsa izlemek daha keyifli empati kurmak daha kolay oluyor sanırım onlar için.

 

Ünlü olmak neler değiştirdi hayatında?

Şimdiye kadar hep nasılsam öyle yaşamaya çalıştım ben, neysem dışarıda da oyum. Olmadığım biri gibi görünme derdim olmadı hiç. Magazin, dergi, basın, röportajlar da işimin bir parçası, o yüzden onlarla da sıkıntım yok. Ama ben de bu aralar tam bu sorgulamanın içindeyim. Dışarı gerçek Burcu nasılsa öyle çıkıyorum, içimden geldiği gibi ama son zamanlarda öyle enteresan bakışlarla karşılaşıyorum ki, bu açıkçası bana biraz taciz gibi geliyor. ‘Ne giymiş?’, ‘Saçı nasılmış?’, ‘Bakayım makyajsız hali nasılmış?’ Normalde bunları takan biri değilim ama ara ara yorucu olabiliyor.

 

Başlangıçta hedeflemiş miydin böyle bir şöhreti?

Tiyatro yani sahnede olma arzusuyla çıktım yola ve iş buralara kadar geldi. Şu anda da yaptığım işi çok seviyorum, her ne kadar televizyon dünyasının şartları, çalışma şekli seni yeterince tatmin etmese de! Bir diğeri klasik bir cevap olsa da beni tanıyanlar doğru söylediğimi bilir. Göz önünde olma isteğim getirmedi beni buraya. Bundan başka bir işi nasıl yapardım, yapabilir miydim, o kısmını hala bilmiyorum ama madem seviyorum ve işim bu, o zaman yapabildiğimin en iyisini yapmalıyım fikriyle devam ediyorum yola.

 

“Kuzgun” dizisinin katkısı ne oldu yükselişinize?

Kariyerim için olan kısmını şu an değil uzun vadede göreceğim ama benim için kaç bölüm sürerse sürsün reytingi ne olursa olsun, kapı baca yıksın ya da yıkmasın iyi ki yaptım diyeceğim işlerden oluyor. Dila karakteri ise bana göre biraz daha kadınsı diyebilirim. Dizinin hikayesini de, karakterlerini de çok seviyorum.

 

Sizi en çok ifade eden karakter hangisiydi rolleriniz arasında?

İlk olarak, ilk canlandırdığım karakter Derya’ya (Düşman Kardeşler) sarılırdım. O kadar toy o kadar emekleme, yürümeye çalışma dönemiydi ki ona sarılıp ‘aferin sana bak, sayende buralara geldim’ demek isterdim. En özlediğim de Hülya (Hayat Şarkısı). O da bana o kadar güzel anılar bıraktı ve güzel kapılar açtı ki ona minnettarım. Ayrıca Hülya’yla çok eğleniyordum, o yüzden onunla saatlerce sohbet edebilirim. Ama diğerlerini de seviyorum, hepsi benim bebeklerim.

 

Hayatınızın en cesur adımı nedir sizce?

İstanbul’da tanıdığım kimse olmamasına, buradaki oyunculuk piyasasını hiç bilmememe, cebimde gerçekten para olmamasına rağmen gözümü karartıp İstanbul’a gelmiş olmam olabilir. Ama tabii ki bu bazı genç arkadaşlarıma kötü örnek olmasın, tamamen ailemin manevi desteğini alarak oldu. Sonra Şeref Meselesi’nin seçmelerine gerçekten Kübra karakteri gibi giyinip saç bozuk, makyajsız, ayağımın altına da kalın tabanlıklar koyup topallayarak gitmem ve orada Kanal D’nin CEO’suyla karşılaşıp rolü almam… Canım Gül Oğuz’un ve canım Mahinur Ergun’un neredeyse beni hiç tanımadan Hülya gibi bir karakterin altından kalkabileceğimi düşünmesi, bana güvenmesi… Bunlar şu an aklıma gelenler.

 

Hayata tutunurken kimleri arkanıza almayı tercih edersiniz?

Kendi işimi kendim halletmek isterim, başkalarından yardımı son çare isterim. Sürekli yerli yersiz kahkaha atarım. Çabuk sinirlenmem ama yeri geldiğinde ışık hızıyla patlar, beş dakika sonra her şeyi unuturum. Yüzde 30’luk kısım hırstan ibaret olabilir ama o da kendi içindeki, kendine karşı, yaptığın işe hissettiğin hırs; bunu birinin yoluna taş koymadan, bir başkasının önüne geçme telaşın olmadan yapmalısın.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar