2020 Yılının ilk çeyreğinde ortaya çıkan ve halen tüm dünyayı etkisi altına alan ve gerek sağlık gerekse ekonomik olarak büyük tahribatlar yaratan ve halen ikinci dalga olarak devam eden COVİD-19 PANDEMİSİ süreci yeni bir dünya dönemi yaratılmasına vesile teşkil edecek, Bir vaka olarak karşımıza çıktığını hep belirttim ve bu noktadan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı savını ortaya koydum.
Bu günkü yazımda bazı sorulara bu somut vaka karşısında cevap aramaya çalışacağım.
Covid-19 Pandemisi süreci ekonomide ne gibi fırsatlar yaratacaktır? Şirketler eskisi kadar fazla eleman çalıştırmayacaklar. Verimlilik en üst düzeye çıkacak ve alışverişler artık yerinden değil evlerden yapılacak. İşletmeler e- ticarete önem verecek ve altyapısı gelişmiş olan işletmeler bundan sonraki süreçte kazançlı çıkacak. Bundan sonraki dönem iyi değerlendirilmeli ve teknolojik yatırımlar yapılmalıdır.
Durum böyleyken önümüzdeki dönemde nasıl bir yatırım yapılmalı sorusunu soralım.
Bu süreç yani Covid-19 Pandemi süreci tarım ürünlerinin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Önümüzdeki dönemde organik gıda ürünleri ve hayvancılık öne çıkacak. Seracılık büyük çiftliklere yatırım geleceğin ekonomik aktiviteleri olacak. E- ticaret ve Tarımsal ticaret bir zorunluluk olarak karşımıza çıkacak.
Bizim de Türk lirasını kullandığımız ve kullandığımız paranın ana vatanı olan ve Türk lirasının değeriyle yakından ilgili olan Türkiye’nin CDS prim oranı ne olabilecek diye bizim için hayati bir soruya vereceğimiz yanıt ne olabilir? 300 ve yukarısı CDS primi olan ülke aşırı riskli ülkedir ve böyle bir ülkenin ulusal parası da değer kaybeden paralar arasında olur
Çünkü aşırı riskli ülkelere yatırım yapılmaz ve döviz girdisi ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye ulaşmaz. Türkiye’nin CDS primi 500 ‘ün altına inmiyor. Türkiye, Venezuela, Arjantin, Pakistan, Mısır, Ukrayna, Güney Afrika bu ülkeler dünyada yüksek riskli CDS primine sahip ülkelerdir. Dolayısıyla yeni dünya düzeninde de Türk lirasının değerli bir para birimi olmasını beklemek biraz hayal ürününden öteye gitmiyor.
Peki Türk lirası değerlenemeyeceğine göre Türk lirası birikimlerimiz ne kadar getiri sağlayacak?
Yani Türk lirasından reel getiri elde edebilecek miyiz? Olaya şuan itibariyle bakarsak bankaya yatırılan bir yıl vadeli Türk lirası mevduatın Face Value (nominal faizi )ortalama %9 dolayındadır. Mevduat faizinden %15 gelir vergisi kesilmektedir. Dolayısıyla net nominal faiz %7,60 olmaktadır.
Yıllık enflasyonun bu günkü beklentiyle %15 olacağını düşünürsek reel faiz % -7,40 olmaktadır.
Yani bugünkü şartlarda TL mevduat getirisinin negatif olduğu görülmektedir.Durum şu an böyle bir görünüm arz ederker. Yeni dünya düzeninde de Türk lirasının ana yurdu Türkiye’nin ekonomi politikalarının değişmeyeceği varsayımıyla ve de Türkiye’de ki iktidarın faiz antipatisi devam ettiği sürece TL’ nin negatif getirisinin devam edeceğini söylemek hiç de zor olmasa gerek.
Bu yazıyı yazarken Türk lirası değer kaybı noktasında yeni rekorlara imza atıyorum.