EKONOMİ DEDİLER, YİNE HER KAFADAN BİR SES ÇIKTI… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

EKONOMİ DEDİLER, YİNE HER KAFADAN BİR SES ÇIKTI…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Hükümet nihayet ekonomi konuşmaya başladı.

Aslında haklarını yemeyelim, ben eminim ki, ilk günden itibaren akıllarındaydı da, alınacak önlemler acıtacağı için, geri plana attılar.


Birden bire bakanlar çıktı, biri “maaşlar geç ödenecek, kesinti olabilir” derken, bir diğeri “topladığımızı ödeyeceğiz” deyiverdi.

İşte koktuğum buydu.,

Yanlış anlaşılmasın. Bu ülkede en üst gelir grubundaki memur maaşından, -ama hakça- kesinti yapmalarını beklerdik.

Böyle de olmalıydı ama, aynı corona virüse karşı alınan tedbirler gibi parça körce, ulu orta, plansız programsız, kesin olmayan ifadelerle, beklentiler ya da endişeler yaratarak değil. İyi hazırlanılmış, halka güven veren, ikna eden bir paket… Olayın tüm boyutları birden ele alınmadan ortaya atılan çelişkili, bir adım ileri, iki adım geri önlemler değil, bütünsel, kapsamlı, tutarlı ve tabii adil.

Maliye Bakanı dün bir tv programında “mesela yüzde 20” diyerek yapılacak tüm kesintiler için bir oran ortaya attı. Evet, memurun maaşından keseceksen, diğer başka nereden de kestiğini birlikte anlatacaksın. Öyle aniden çıkıp “memur maaşı” diye milleti birbirine düşürmeyeceksin. Adaletli olduğunu göstermek zorundasın. “Sen ne yaptın” sorusunu sordurtmayacaksın. Konuşulan örneğin, yerel istihdamı teşvik fonu. Bugün harcamayacaksın da ne zaman harcayacaksın. Sonra aklıma gelen, Sivil Savunma’nın asansör fonu mu ne vardı, Mağusa Hastanesi’nin yapımında kullanılmıştı. Türkiye Diyanet’ten, Din İşleri Dairesi’ne aktarılan milyonlar. Yine Vakıflar’a gelen paralar. Bunun gibi fonlar. Önce bunları konuşalım, sonra maaşları kesecekseniz, kesersiniz.

Bu gibi olağanüstü durumlarda işin sosyolojik yönü, en az teknik yönü kadar önemlidir. Anayasa’nın öngördüğü ekonomik konularda yasa gücünde kararname yetkisi de bunun için var. Sosyal çalkantılara, fırsatçılara kapıyı kapatmak adına, kararı hemen alıp, uygulamaya koyma yetkisi. Ağızlarda sakız, her kafadan bir ses, her saat başı başka önlem işine giderlerse, yandık…

Zaten geciktiler de geciktiler, otursunlar, hiç olmazsa bu defa bankacısından, ekonomistine, meslek örgütlerine, odalarına ve tabii sendikalara kadar her kesimin temsilcileriyle ortak akıl oluştursunlar. Bunların ikna olduğu yöntemlere, zaten halk da ikna olacaktır. O zaman adalet de gerçekleşir, toplumsal kaos da çıkmaz.

Maliye Bakanı’na dikkat ettim, siyasi partilerin ödeneklerinden, diğer fonlara kadar hepsinden aynı oranda kesilmesinden yana olduğunu söylüyor. Ama bunu söylerken, “bu benim görüşüm” diye de ekliyor. Bu kötü işte. Tam da bunları yazarken, haber düşüyor, Maliye Bakanı başka bir kanala şu anda herhangi bir kesitinin söz konusu olmadığını söylüyor. Tam da bunu söylüyorum işte, resmen kafamızı bulandırıyorlar.

Ortaya adam gibi bir paket çıkmadan spekülasyon yaratmaya hakları yok. Aldıkları önlemler doğru da olsa, bu şekilde devam ederlerse, ağızlarıyla kuş tutsalar, toplumun huzurunu ve de en önemlisi güvenini sağlayamazlar.

 

ÇIĞLIK ATMASALAR, DUYAN YOKTU…

Karantinadaki otellerde kalanların feryadı medyaya düşmeseydi, devletin haberi bile olmayacaktı.

İlk günden o insanları otellere kapattıklarında, sandık ki, tüm tıbbi ve diğer ihtiyaçları bir tamam karşılanacak. Meğer saldım çayıra usulü olmuş. Ekmeksiz, pirinç ağırlıklı berbat tabldotlar atılmış kapılarına.

Ne zaman ki, medyada duyuldu, birkaç saat içinde Kızılay’ından, Vakıflarına devreye girdiler, Sağlık Bakanı “artık her şey karşılanıyor” açıklaması yaptı. Otel Müdürü Ali Erdura söylüyor; “Havadis’in haberlerinin ve ısrarlı yayınlarının ardından, yetkililer nispeten harekete geçti”. Yazık!

Böyle mi olmalıydı? Topu topu 3 oteli karantina yaptık. Görünen o ki, bu sayı daha da artacak. İşte yurt dışından öğrenciler gelmeye başladı. Nedir tedbir, bu çocuklar da mı bu muameleyi görecek? Bunlar kimsesiz Alman, Polonyalı turistlere benzemez ki sesleri çıkmasın. Hepsinin aileleri var. Bakın Trodos’taki kampın önünde Rum aileler günlerdir eylem yapıyor.

Karantina alanları açıklansın, tek kişilik kalabilecekleri şartlar yaratılsın. Bir de turistler gibi onlar da birbirlerine bulaştırmasınlar. Altından kalkamazsınız…

YERİN KULAĞI VAR

6 AY YETECEK Mİ?:

Seçim nihayet 6 aylığına erteleniyor. Aklın yolu bir. Umarım kimse bunun da üstünden prim yapmaya kalkmaz. Aslında 6 ay kısa bir süre. Bir bildikleri mi var? Yoksa günü gelince bir yasa daha mı çıkaracaklar. Keşke doğrudan bir yıl erteleseydiler. Eminim karşı çıkanlar olmuştur. Tahmin etmek güç değil…

 ERCAN’A DİKKAT: Bakın net bilgi; Türkiye kapılarını İngiltere’ye kapatmadan önceki saatlerde Ercan’a inen uçak, öğrenci doluydu. Bu öğrenciler birer form doldurup, evlerine dağıldılar. En korkuncu, uçakta yabancı turistlerin olduğu bilgisi var. Ne yapıyoruz? Ya da ne yapmıyoruz? Hala mı boşvermişlik? Resmen korktum.

HAZIR OLUN:

Hükümetin 27 Mart’a kadar açıkladığı önlemlerin eksik veya fazla olduğunu tartışabiliriz ama, bu yasakların belki de daha da artarak süreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Yani 27 Mart’ta bu iş biter hayaline kimse kapılmasın. Virüsün ilk göründüğü Çin aradan 3 ay geçmesine rağmen hala tam olarak bertaraf ettiğini söyleyemiyor. Onun için bu mücadele uzun soluklu ve zor olacak. Herkes kendini buna göre hazırlasın…

YASALLIK İKİ TARAFTA DA TARTIŞILIYOR:

Başbakan basın toplantısında pek memnun görünüyordu. Bu defa da “her şey iyi gidiyor” falan diyordu. Öyle karar vermişler, olağanüstü durum ilan etmeden sürdüreceklermiş. Yaptıkları birçok uygulama yasal değil, bunu kendileri de biliyor. Aynı şey güneyde de geçerli. Dün Başsavcı Costas Clerides, yurt dışından gelen vatandaşlardan sağlık sertifikası istenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu açıkladı ve yönetimi dikkatsizce teoriler üretmekle suçladı.  Keşke bizim Başsavcı da çıkıp iki kelime etseydi de bilseydik…

 “MEVZUAT” ANCAK BAHANE OLUR:

Maliye Bakanı fonların kullanılmasının önünde engel olan mevzuatlar olduğunu söyledi dün. Ekonomik konularda yasa gücünde kararnameyle hepsinin üstesinden gelinebilir. Kamulaştırma da yapılabilir, paralara el de konabilir. Yeter ki cesaret olsun. Yapamadınız mı, yine mi mevzuat? İşte onun için Olağanüstü Durum ilan edin diye bağırdık ya…

HASTANE’NİN SİGORTA İŞİ NE OLDU?:

Hastane yangınının üstünden 19 gün geçti. Virüs olayı da arkasından gelince, gündemden düşürüldü. Ben de bütün halk da merak ediyor; ne oldu o sigortanın tazmin işi? Ertelenecek bir olay değil. Her ne kadar olay yerinin orasına burasına sigorta ellediyse de, sağlam bir hasar tespiti yapıldı mı, sözleşmenin zararı karşılama durumu ortaya çıktı mı? Kimse kulağının üstüne yatmasın. Burnumuza pis pis kokular geliyor. Eğer zarar bir tamam tazmin edilmezse, ortada suç olduğuna inanacağız. Ya ihmalden, ya da başka…

 ZİRVEDEKİLER

Dr. Hasan Birtan:“Salgının yayılıp yayılmaması halkın tamamen tutumuna bağlı. Halkın hala işin alayında olduğu gözle görülür durumda. Bu tutum kötü sonuçlar doğurabilir, böyle bir salgını dünya hastaneleri önleyemedi. Halkın tavırları iyiye işaret değil. Dilerim halkımız hepimiz için uyarıları ciddiye alır, ikinci bir İtalya örneği olabiliriz. Sokağa gerekirse çıkılmasın, işin boyutunun değişmesi halinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli…”

 DİPTEKİLER

Ali Pilli: Bugünlerde Sağlık Bakanı’na yüklenmek en kolayı diye düşünebilirsiniz. Yok öyle değil. Bunlar daha iyi günlerimiz ve ben işin ta başından söyleyeyim, krizin en başarısızı Sağlık Bakanı’dır. Kim ne derse desin. Aylar sonra yine değerlendirmeler yapacağız ama bu görüş asla değişmeyecek. Oysa bir kriz masası kurulur, başında da güvenilir bir Sağlık Bakanı olurdu. Olamadı. Farkındasınızdır; herhalde Bakanlar Kurulu da farkında ki, sesi daha az çıkar oldu…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar