Bir 8 Mart haftasını geride bırakırken eğitimci olarak kendi her defasında ayni soruyu soruyorken bulurum; Neden Eğitim sistemi cinsiyetçilik sorununu aşamamıştır?
Eğitim bilimciler neden bu konuya edilgen bir yaklaşım ve tutum sergiliyorlar. En başta hala daha toplumsal algıda erkeğin yönetim kademelerinde, kadının ev idaresinde olmasının herkes için iyi olacağı düşüncesini korumaktayız. Düşünün çocuğunuz İle ilgili bir problem durum ( özellikle sağlıkta, ya da davranışsal ) ortaya çıktığında çalışan anne etrafındakiler sesiz suçlusun mesajlarını vermeden O hemen kendini suçlayıp “ acaba hiç iş hayatına atılmasa mıydım, iş mi bırakmalıyım mı ? diye hayıflanır vicdan yapabiliyor. Yani arkadaşım mağara devrinden beri ev idaresi ve çocuk bakımı konusunda kendi kendisini yetiştirmek zorunda bırakılmış çağdaş değişim yanlısı kadının bile bu durum iliklerine kadar işlemiştir ki bir işlenmiştik de erkek için oluşmuştur. Güç isteyen, ev dışı her iş onundur ve bu her durumda öyle olmalıdır. Bir de dinimizin kadınlar üzerindeki işaret parmağı “iffetli kadın ol “kocana istersin ya da istemezsin her türlü hizmeti sun ki cennete gidebilesin “ söylemleri son zamanlarda artış göstermiştir.
Çalışan kadın sayımız yüksek olmasına rağmen yönetici kademelerinde onları pek göremeyiz. Eğitim ve sağlık kadın işi görünür de bu alanların yöneticileri erkek diyordum ki (son 10 yıldır okul yöneticilerimizin ( özellikle ilkokul ) )çoğunluğunu kadınlar oluşturmaya başlamıştır. Ülkemizde 10 yılda bir bir kadın bakana rastlıyor ve seviniyoruz ). Eğitimde cinsiyetçilik sorununu aşmak için Eğitim bilimleri bilimsel olarak feminist hareketlerin de yoğun olarak sürdürüldüğü, tartışıldığı yıllarda( 1970 – 1980 ) bu konuda aşamalar kaydetmiştir. Ama ne yazık ki 1990 yılından beridir bu konu tartışma zemininde bırakılmıştır. Eğitim bilimcilerin bazıları araştırmalarında topluma zeka ve öğrenme konusunda da bazı mesajlar vererek kadının gelişimine değişimine dur dediklerinin farkına varabiliyorlar mı acaba?
“Sayısal alanda erkek sözel alanda kız çocukları güçlüdür“ Evet çocukları büyütürken kız çocuğudur erken konuşur dil becerisi iyidir demiyor muyuz? Biraz büyüdüğünde sayısal alanda başarı gösteren kız çocuğuna iş bulmanın zorluklarından tutun da, evlilik hayatında çocuk bakarken daha çok zamanın olur söylemleriyle onu sayısal alandan uzaklaştıranların da varlığı da az değildir sanırım.
Büyürken bütün zorlukları aşan kadın çocuk sahibi olmaya karar verdiği anda hayat kendi içinde barındırdığı zorlukları sürekli onun önüne serer. Zamanı ev aile ikileminde geçen kadın toplum içinde varlığını çok dar bir alanda devam ettirmek zorunda kalıyor. Bunun sonucunda özgüven, öz bilinç eksikliği yaşayan kadın bu eksikliğini özellikle kız çocuğuna da aktarıyor.
-Ama artık modern olduk yardımcı kadınlar var, ev işlerini kolaylaştıran makineler var dediğinizi duyar gibi oluyorum. Peki bunların organizasyonunu kim yapıyor ?
Bir evde birlikte yaşıyorsak gerçek bir paylaşımdan yana olmalıyız arkadaşlar . “-“Dur sana yardım edeyim “cümlesi ev içinde şık bir cümle gibi görünse bile aldatıcıdır. Toplumumuzda bu meselelerin daha fazla irdelenmesi ve daha yoğunlukla tartışılmaya açılması gerekmektedir ( ilerici kadın hareketlerimiz temsilcileri (FEMA ) gibi bu meseleleri meclisimize taşımayı başarmıştılar ).
Tartışmalar İçin üniversitelerimiz daha çok zemin hazırlamalı ( DAÜ KAEM bu konuda başarılı ) sorunların doğru tanımlanması doğru cevapların toplumla paylaşılması gerekiyor. Biliyoruz ki biyolojik farklılığımızın yarattığı iki cinsiyet birini diğerinden üstün kalmıyor. Ataerkilin yarattığı bu olgu gerçeklik değildir.Gerçeklik bizim insan oluşumuzdur .Eğitim alanları bu soruna tek başına cevap vermekte yetersiz kalıyor.
Neden ? Çünkü uygulanan yeni çağ politikalarla Eğitim rekabetçi bir alana dönüşmüştür. İlkokuldan üniversiteye kadar öğrenenler de öğretenler de yarış içimdedir. Sorgulamaya, tartışmaya, eleştirmeye kapalı Eğitim sistemleri ile toplumsal cinsiyetçiliğin çözülmesine katkı sağladığımızı sanıyoruz ve ciddi şekilde yanılıyoruz.
Bunun en iyi göstergesi de Toplumsal Cinsiyet Dairemizin hala daha işlerlik kazanmamasından anlayabiliyoruz
