Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Ülke gündemini çadır oluşturuyor. Namık Kemal Lisesi öğrencilerinin okulların açılmasının üzerinden üç hafta geçmesinden sonra çadırda eğitime devam etmeleri kararı alınmış…
Birçok insan söylüyor zaten onun için ben, “Elli senedir okul binalarına doğru dürüst yatırım yapılmadı” demeyeceğim. “Okullara yatırım veya yeni baştan okul yapmak için deprem olmasını ve 35 canı kaybetmeyi mi beklediniz?“ da demeyeceğim. Madem çadırda eğitime devam edilecekti, niye karar almak için üç hafta beklendi?” sorusunu da sormayacağım.
Geçmişi tartışmayı çok da anlamlı bulmuyorum. Şu anda tartışmamız gereken en iyi seçeneğimiz, NKL öğrencilerinin çadırda eğitime devam etmesi midir? Bence çok daha iyi seçenekler bulunabilirdi. Ortaya atılan seçeneklerin handikapları olduğu gibi çadırda eğitimin de farklı handikapları vardır. Bunları hep birlikte yaşayacağız.
Çadırda eğitimin uzun süreli olmayacağı söyleniyor. Bir ay sonra Mağusa’da yapımı tamamlanması beklenen Yonpaş Metin Derinel Lisesi’ne çocukların yerleştirileceği söyleniyor. Ya o lise zamanında yetişmezse? İlkbahar ile başlayacak olan sıcak ortamda çadırda ders yapma ne kadar sağlıklı olacak?
Mutlaka düşünülmüş ancak yapıl(a)mamış seçenekler de vardır elbette… Yani Mağusa’da DAÜ, İTÜ, Ada Kent Üniversitesi, Kıbrıs Batı Üniversitesi, Avrupa Liderlik Üniversitesi’nin kampüsleri var. Bu üniversitelerin binalarından yararlanılamaz mıydı? Yine aynı şekilde Mağusa’da NKL dışında çok sayıda ortaokul ve lise var. Bunların binaları sabahçı, akşamcı şeklinde kullanılamaz mıydı? Çok sayıda NKL öğrencisinin de gittiği özel dershaneler var. Bu dershaneler öğleden önce kullanılamaz mıydı? Doğa Koleji, YDÜ Koleji gibi özel okullarımız var. Bunların binalarından yararlanılamaz mıydı? Mağusa Kültür ve Kongre Merkezi var ve çok sayıda odası olduğu biliniyor. Kullanılamaz mıydı?
Şimdi bunların neden kullanılmadığı ile ilgili çok sayıda gerekçe sayabilir “çadır” kararı alanlar… Çadır kararı alanlar ana gerekçelerinden biri de çocukların hepsinin bir yerde olmasıymış… Geçici bir durum olduğuna göre niye hepsi bir yerde olsun ki? Yani 9, 10, 11 ve 12’nci sınıflar farklı binalarda olsalar ne gibi sorunlar olacak ve ne olacak da bunların üstesinden gelinemeyecek? Zaten 1200 kişilik lise mi olur? En başta bunu tartışmak gerekecek. NKL’yi Mağusa’nın tek genel lisesi haline getirirken murat edilen neydi pek anlamış değilim. Murat edilen 40 kişilik sınıflarda ders yapmak mıydı?
Bu çadır kararına ne NKL okul aile birliği ne de KTOEÖS ses çıkarmadığına göre herkes bu çadır işinden memnun anlaşılan. Madem herkes çadırdan memnun, çadırda eğitim yapılacağını karar vermek niye üç hafta sürdü? Yeterli çadırı bulmak üç hafta mı sürdü?
Pandemi döneminde ağır aksak da olsa online devam eden bir eğitim vardı. Bu geçen üç haftada niye online eğitim düşünülmedi? Düşünüldüyse neden yapılmadı? 3-4 haftalık ders kayıplarının yaşandığı bir durumda, Mağusa üzüntüden kendine gelememişken bir de 23 Nisan ve 19 Mayıs törenleri yapılacakmış… Elbette bu törenlere hazırlık için ders kesimleri de olacak. Zaten var olan ders kayıpları daha da artacak değil mi?
Açıkçası bu çadır işi beni çok tatmin etmedi. Bu kriz çok daha iyi yönetilebilirdi. Bu çadır kararının altında dillendirilmeyen farklı gerekçeler de olabilir. Açıkçası bu kararın alınmasında öğleden sonra devam eden özel dersler, dershaneler, kurslar, farklı aktivitelerin de etkili olduğunu düşünmedim dersem yalan olur.
