İletişim ve haberleşme teknolojisi arttıkça dünya küçülüyor. Bizim gibi sıradan insanların akıl erdirmekte güçlük çektiği “Dijital” dediğimiz sayısallık üzerine kurulan yeni fakat çok daha büyük bir dünya oluşuyor.
Nitekim artık sadece “nereden geldiğimizi” bilmekle kalmıyoruz. Eskiden göremediğimiz için “mukadderat” deyip Allah’a havale ettiğimiz “gelecekleri” de daha iyi görebiliyoruz.
Tutun ki artık insanlık “kaderinin tevekkülünde” değildir.. O kadere egemen oluşunun evrimsellik çağını yaşıyor.
ANCAK bu “çağ” hiç de gönül açıcı değil! Çünkü dünya 2 derece ısındı denilirken eğer önüne geçilmezse üzerinde yaşanabilirlik mümkün olmayacak. Bu nedenle “yok oluşu” durdurmak için “dünyasal seferberlik başladı bile!
FAKAT o doğasal seferberliğe karşın ayni ülkeler bir yandan da dünyayı “düşman kamplarına böldüler!” Nükleer silahlarla bloklaşırlarken dünyayı adeta zamanı gelmeden berhava edip yokluğa gömmek için uğraşıyorlar!
Yani insanlık doğasal felaketlere inat kendi felaketini de beraber hazırlamakta!
…VE Kıbrıs’ı düşünüyorum gözlerim kapalı! “Neyiz bu dünyada” sorusuyla! Ne kadarız? Ve “nereye gidiyoruz?”
Ki Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Rum Yunan ikilisinin oyununu bozan Libya ile oluşturduğu Kıta Sahanlığı ittifakını bu sorunların açılımlarında değerlendirmeye çalışıyorum! Çünkü artık Rum tarafıyla farklı rotalarda gitgide geriye dönüşü olmayan ayrı gayrı yollara saptık!
FAKAT hâlâ tek ve büyük bir şansımız vardır: Bütün bu arızalı ve netameli yolları koşarken, son noktayı “Türkiye-Yunanistan anlaşmasıyla koymak..”
Tabi bu “şansı” kullanmak artık Yunanistan’ın görevidir. Nitekim ne diyor Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu? Rum Yönetimi hariç tüm ülkelerle anlaşma yapabiliriz.
YANİ Yunanistan’la bile!
Kİ Atatürk ile Venizelos bunu başardıydı… ABDİ İpekçi, Theotorakis, Zülfi Livaneli de Türk Yunan arkadaşlığını tesis etmek için çok uğraştılardı..
HATTA günü geldiğinde İsmail Cem Papadopulos ile sirtaki bile oynadıydı Türk Yunan dostluğu uğruna..
VE biz Kıbrıslı Türk ve Rumlar. Neden başarmayalım? Başarmak için ille de yeniden savaşmak, kırıp dökmek öldürmek mi gerekir!
HA neden böyle olsun diyorum? Başında yazdım işte! Çünkü artık insanlık için tek bir “hedef, ideal” vardır: Dünyanın kurtarılması için birlikte çalışmak, iş ve güç birliği yapmak…
Bunun için ulusların birbirlerini kıyarak yok etmesi değil, birbirlerinin ellerini tutarak dünyayı kurtarmalarıdır asıl büyük ve dünyasal olay..
*****
ÖĞRETİM KADAR ÖNEMLİDİR EĞİTİM
VE devam ediyorum: Diyorum ki artık etkilerini yaşamaya başladığımız için bizzat görüp ellediğimizce eğer iklim değişikliklerini en azından beterin beteri olmadan önlemek istiyorsak “gelecekler için çalışıp önlemler alması gerekecek bir nesil yetiştirmek zorundayız..”
Oysa Bakın! Türkiye’de de son zamanlarda gencecik kızlar kadınlar nasıl kıyım kıyım kıyılmaktalar. Bir özürle geçiştirilecek olaylar nedeniyle insanlar nasıl birbirlerini kurşunlamaktalar!
Son olay beterin beteri olmuş. Ceren Özdemir adlı gencecik bir bale öğrencisi “psikopat” dedikleri bir kişi tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. Tek bir neden bile yok! Günlerdir Türkiye ayakta. Ceren Özdemir’in yanı sıra kadına şiddet olayını tartışıyor, gösteriler düzenleniyor. Fakat bugüne kadar tek bir kişi çıkıp da “biz nasıl insanlar yetiştirdik ki böylesi canavarca” diye sormuyor!.
…BANA olayı yıllar önce arkadaşım rahmetlik Arif Hasan Tahsin anlattıydı. Geçmişte de çok yazdımdı. Kısaca şuydu:
Arif, Avustralya’da evli kızını ziyarete gider. Bir gün bir gencin makineli tüfeğiyle hiç nedensiz bir otobüs dolusu insanı taradığı, onlarca ölü olduğu haberleriyle çalkalanır Avustralya..
VE şöyle devam eder anlatımına rahmetlik Arif Desem:
“Çok merak ettimdi acaba ertesi gün gazeteler olay hakkında neler yazacaklardı..
“Ertesi sabah gazetelere baktımdı ne cani ne psikopat gibi kelimeler vardı haberde. Hatta bazı gazeteler şunu sorguluyorlardı: “Biz nasıl bir gençlik yetiştirdik ki böylesi feci bir katliamda bulundu?..”
İŞTE olay! Asıl sorgulanması gereken “nasıl insanlar yetiştiriyoruz ki suç makinesi haline geliyorlar? Kadınları kıyıyor, mal gibi kullanırlarken horluyor, taciz ediyorlar?”
EĞİTİM! Asıl büyük sorun eğitimde! Çocuklarımızı sadece Türkiye’de değil, KKTC’de de iyi yetiştiremiyoruz! Gözettiğimiz tek şey “derslerinde çok iyi olmaları!”
HATIRLAYIN: Mağusa’da bir grup üniversiteli gencimiz bir Afrikalı siyahi öğrenciyi “göl” dediğimiz bataklığa götürüp başına taşlar vurarak ezip öldürdülerdi.
Gazetelerde haberlerini okurken mahkemede anlattıkları beni titretip çarpmıştı! Bir tavuğu bile kesmek travma yaratırken nasıl bir insanın başı taşlarla ezilebilirdi? Bunu yapanların arasında gencecik kızlarımız da vardı. Olabilir miydi?
Ve Arif Hasan Tahsin gibi mırıldandımdı:”Biz nasıl bir nesil yetiştirdik yarabbi! Kaldı ki uyuşturucudan ötesi illegal olaylara kadar artık gençlerimiz her belanın içinde!
Desek ki insan ektiğini biçerse Devlet de odur! Çocuklarımıza iyi “öğrenim” de sağlasak galiba iyi “eğitemiyoruz!”