DOĞRUDUR, KKTC BAŞKA BİR NOKTAYA GELMİŞTİR... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

DOĞRUDUR, KKTC BAŞKA BİR NOKTAYA GELMİŞTİR…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

“KKTC Başka bir noktaya gelmiş”, bunu da herkes bilmeliymiş.

Ersin Tatar böyle diyor…


Doğru söylemiş, gerçekten KKTC bugüne kadar yaşamadığı rezillikler, kuralsızlıklar, başıboşluklarla başka bir noktaya gelmiş durumdadır.

Bunu bugün kime sorsanız söyler zaten…

20-25 vakayla milleti evlere kapattık, insanları iflas ettirdik, 200 vaka ile sokaklarda özgür bir şekilde geziyoruz. Ne arayan var ne soran.

Gün gelecek, “sokaklarda düşüp ölecek insanlar” denirdi, neredeyse o hale geldik. Başka birçok hastalığı olduğu halde, hastanede tedaviye alınmayan covid hastası, evde hayatını kaybediyor. Yaşlılar bakımevlerinde aşılanmadıkları için bir bir ölüyorlar. Başka bir nokta gerçekten, ama berbat bir nokta…

Demokrasisi yaralı, hükümeti var mı yok mu belli değil, sosyal devlet olmaktan çıkmış, hukuk devleti olduğu şüpheli bir yapı, başka bir nokta tabii… Hiç görülmemiş…

O bunları hamaseten söylüyor aslında. Hani iki devletlilik falan… Geri dönüş yokmuş.

Bu rezil yapıyla ne iki devletliliği? Devletin var olan tüm değerleri, birikimi çiğnenmiş; gelirini toplayamıyor; her şey kayıt dışı olmuş, nüfusu belli değil; geleceği karanlık… Çaresi iki devletlilikmiş, hamdolsun!!!

Anlıyorum, tüm derdi dikkatleri başka tarafa çekmek.

Kimse yemiyor… İnsanlar federasyonu tam da bu çöküşten kurtulmak için istemiyor mu zaten…

OLMAZ OLSUN ÖYLE BAĞIMSIZLIK…

Dünya tarihinde görülmemiş bir olay; bir ülkenin erkekleri, kadınlarını geride ölüm tehlikesi içinde bırakıp kaçıyor. Bu nasıl bir vahşettir, nasıl bir kitlesel delilik halidir? Ne İkinci Dünya Savaşı’nda, ne Vietnam’da ne başka bir yerde böyle bir şey görüldü. Savaştan ilk kurtarılacak olanlar hep çocuklar ve kadınlardı…

En az Taliban kadar, kadınlarını çocuklarını bırakıp kaçan Afgan erkekleri de insanlık suçu işlemiştir. Bu yaptıklarının hiçbir makul izahı olamaz.

Önce Suriye, sonra Afganistan meselesi yüzyıllar içinde gelişmiş, evrenselleşmiş insani değerleri bile tartışmaya açmış durumda. Öyle bir delilik yaşanıyor ki, kimin neyi savunduğu, kimin haklı, kimin haksız olduğunu anlamak zor…

Bu süreçte en son canımı sıkan, kendilerine “Cumhuriyet Kadınları” diyen Derneğin bildirisi oldu. Ünlü gazeteci Gülgün Feyman’ın, istifasıyla gündeme geldiler. “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz ve selamlıyoruz” diye bir bildiri yayınlamışlar. Afganistan Taliban’la birlikte, ABD ve emperyalizmin hegemonyasından kurtulmuş.

Eksik olsun öyle kurtuluş. En başta gelen yaşam hakkını ortadan kaldıran bir rejimin getirdiği bağımsızlıktan ne olur? Olsa olsa aynen bunlar gibi, modern dünyanın insanlıkla ilgili her türlü değerinden bağımsız bir yapı olur. Kadınların ezildiği, insan sayılmadığı; çocukların satıldığı; en vahşi şekilde adam öldüren, baskıcı, terörist bir rejimin bir ülkeye getirdiği şeye “bağımsızlık” denebilir mi? Vay keşke sömürge olsalardı da bunları yaşamasalardı…

Adında “Cumhuriyet” olan, sözde Atatürkçülükleriyle övünen bir Dernek ve benzerleri de yolunu şaşıranlardan. Sözde özgürlükçülük adına Taliban gibi bir cani güruhuna destek verenler, kendi ulusları için de tehdittirler…

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

PASAPORTLAR İPTAL:

Rum Bakanlar Kurulu, aralarında Cumhurbaşkanı Tatar’ın da bulunduğu, Kapalı Maraş’a ilişkin açılımda öne çıkan ve Bakanlar Kurulu’nda bulunan siyasi isimlerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarını iptal etti. Bizimkiler başta Tatar olmak üzere “Rum pasaportu” diye niteledikleri, aslında “Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportlarını iade etmek için, “formül” arıyorlardı. Bugüne kadar da o formülü bulamamışlardı. Bu iptal kararı onlar için pek bir şey ifade etmemeli. Artık hamasetin dibini bulurlar…

 

ONDAN SES YOK:

Son günlerde UBP ile ortağı YDP arasında yaşanan ve saygı sınırlarını aşan sözlü düelloya bir isim dışında neredeyse tüm UBP’liler katıldı, tepki gösterdi. Yalnız UBP Genel Başkanı ve Başbakan Saner, tek bir söz etmedi. Başkan olarak, partisine yönelik olmadık suçlamalarda bulunan YDP’ye söyleyecek hiç mi sözü yok? Ama korkuyor, “ya YDP bırakıp da giderse ben ne yaparım” telaşındadır…

 

HADE GENE:

Yaklaşık 9 aylık bakanlığı döneminde hiçbir akaryakıt ihalesini sonuçlandıramayan ama, suçu hep başkalarına atan ucuzcu bakan Arıklı, yine ihale yasasını çiğnedi.  İhalenin iptaliyle ilgili olarak, “Verilen belgeler, şartname de aranan nitelikler açısından uyumsuzdu” açıklaması yapıldı. Bahaneye bakın. Sizce de tuhaf değil mi? Arıklı’nın göreve gelmesiyle birlikte kurum, ihalesiz ve doğrudan alım ile üretim yapıyor…

 

ÜNİVERSİTELERİ DE HALK ÖDEYECEK:

Üniversite öğrencilerinin karantina ücretlerini devlet ödediğinde de tepkiler gelmişti. “Ayranı yok içmeye…” diye başlayan cümlelerdi. Yalan mı? Kendi halkını mamur ettin de kaldı üniversite öğrencisinin derdi. Şimdi öğrencilerin uçak biletlerini de test paralarını da devlet karşılayacakmış. Bu işten para kazanacak olan, üniversiteler; nasıl ki yurt ücretlerinden, taşıma ücretlerinden, kayıt ücretlerinden asla vazgeçmezler, bir zahmet bunları da kendileri ödesinler. Maliye’nin kasasında borç senedinden başka bir şey yok, hala daha milletin sırtına, onun bunun keyfine yeni yükler yüklerler. Ayırımcılık, sorumsuzluk…

 

PANDEMİDE İPİN UCU KAÇTI:

Defalarca yazdım, yine yazacağım, bu devlet sözde kural koyar, ama uygulamaz. Komite’nin aldığı kararlara hiç bakmayın siz, onlar uygulanmaz. 3 Ağustos’ta aldıkları “aşısızlar kendi pcr testlerinin parasını ödeyecek” kararı hiç uygulanmadı, şimdi herkese paralı olacakmış. Uygulamayacak ki. Pozitif çıkanlar, çoğu bilekliksiz, sokaklarda. İki zabıtayı dinledim dün, belediyenin önünde maskesiz biri kolundan tutmuş, “Ben pozitifim, ikinci testimi yaptıracağım nereye gideyim” diye sormuş. Tam bir cinnet hali. Tabipler Birliği, sadece semptom gösteren pozitiflerin sayısının açıklandığını iddia ediyor. Felaket… Toparlamanın imkanı yok. Tek çare, ülkeyi bu hale düşürenlerden bir an önce kurtulmak, kendimize gelmek…

 

HAZIR MIYIZ?:

Okulların açılmasına şunun şurasında ne kaldı. Sağlık Bakanı ve Eğitim Bakanı her şeyin yolunda” olduğunu söylerler. Ama Tabipler Birliği ile öğretmenler yapılan hazırlıkların yetersiz olduğunu iddia ederler. Bu hükümetin denetimsizlik anlayışıyla nereye kadar? Güneydeki Eğitim Bakanlığı okullara mesafe kuralına uyulsun diye 50 bin yeni sıra almış. Biz ise birkaç dezenfektan sıkarız herhalde. Bu çocuklar bizim ve yaşanacak olası bir felaketin sorumlusu sizler olacaksınız, tıpkı “gençlik kamplarında” yaşananlar gibi…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar