Cumhuriyet (Her zaman büyüktür) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Cumhuriyet (Her zaman büyüktür)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Dünkü Pazar yazımı “Cumhuriyet Bayramı” üzerine yazacaktım.     Ve diyecektim ki “biz Cumhuriyet çocuklarıydık…” “23 Nisanlarla büyüdük, 19 Mayıslarla yetiştik, 30 ağustoslarla bilendikti…

Daha ilkokul sıralarında Mağusa Namık Meydanındaki Türk Gücü kulübünün lokali olan iki katlı binanın hanay balkonundan,  meydana doluşan Mağusa halkına bu ulusal günlerde şiirler okuduydum “bu vatan sıradağlar gibi bizimdir” diyerek…


Atatürk’ü anarken “titrerdik” büyüklüğü ile yaşattığımız sevgimizden..

Ağzımızdan “destansı şiirler” gibi dökülürdü kelimesi “Türkiye, Ankara” derken..

YAZSAYDIM dünkü yazımı,  yukarıdaki anlatımlarım gibi bir şeyler olacaktı. Yazamadım! Kaç zamandır artık yazılarımda “TC” (Türkiye Cumhuriyeti) diyemediğim için!

Türkiye’de değişen rejimle birlikte “94 yıllık Cumhuriyet de değişti!” Artık “başkanlık sistemine” dayalı bir rejim vardır ve ileride bu rejimin radikal hale gelmesi için de  genel seçimlere büyük bir hazırlık yapılmaktadır. Zaten o “bizim cumhuriyetimizden” şu anda geriye kalan TBMM’deki etkisiz muhalefettir ki “demokrasi” dediğinizin üzeri de çoktan çizildi!


       DURUM VAZİYETLERİMİZ NE ALEMDE? 

     “Yargımız” bir, çalışmasa da “Meclisimiz” iki! Bu iki “kurumumuz şanımız oldu..               Demokrasiye gelince: Keşke bu kadar olmasaydı çünkü çapımıza çok bol geldi, sindiremiyoruz! Mesela alın Sn. Başbakanımızı koyun mercek altına. Ne göreceksiniz?

ÖZGÜRGÜN: Genç ve yakışıklı bir politikacı.. UBP kurtlarının arasından sıyrılarak  şu veya bu etkenlerin bileşimiyle başbakan oldu. Oldu ama onca seçim atlatmasına, politikanın içinde yoğrulmasına karşın hâlâ eğer yasası varsa “ben yaptım olur” hükmünde karakuşi kararları,  parti başkanı olarak tek başına alamayacağını öğrenemedi!

ÇOK AYIP: Bir başbakan muhalefet partisi başkanıyla “hodri meydanlaşacak”   ve diyecek ki “istediğin erken seçimse varım!..”

Hadi bu restleşme erken seçimi getirdi. Pekala ayni başbakan seçime katılacak adayları kendisinin saptama yetkisi olmadığını bilmiyor muydu? Bizzat kendisini de önce UBP’nin üyeleriyle delegeleri seçmedi miydi?

Şimdi ne diyor Yüksek Seçim Kurulu? Siyasi partiler yasasına göre seçime katılacak vekil adaylarını sadece partilerin üyeleriyle delegeleri seçebilir!”

Zaten öteden beri bilinendir! UBP’nin yasa tasarıları da dönmektedir mahkemelerden! O kadar ki CTP’nin muhalefet şerhi UBP’nin yasalarını kadük etmek üzerine oturur! Muhalefet demişken bir de Erhürman’a bakalım:

       ERHÜRMAN: Özgürgün’e genç yakışıklı dedik, Erhürman’ın hakkını yemeyelim. Bu hukukçu politikacımız da öyle. Bir zamanlar Anayasamızda yaptığı fakat referandumdan dönen 21 maddelik değişiklikten tanıdıydım. Galiba basında bu değiştirilen maddeleri canı gönülden destekleyen ender “köşecilerden” biriydim.                                                                     Mesela o  maddelerden biri, “belediyeleri hukuka aykırı işlemleriyle  bütçesinin en az onda biri kadar zarara uğratan Başkan ve meclis üyelerinin görevden alınması” değişikliğiydi. Şimdiki maddede kılına dokunmak mümkün değil, “seçimle gelen seçimle gider!” Nasıl gittikleri de biliniyor arkalarında dağ gibi borç bırakarak!

Mesela “Sayıştay” da özerk bir anayasal kurum haline getirilecekti eğer bu değişiklikler referandumda onaylansaydı. Oysa Erhürman’a en büyük baydayı yine CTP attıydı “hayır” diyerek!

İŞTE bu iyi hukukçumuz Kıbrıs siyasi sorunu kapsamında  “iki ayrı devlete dayalı çözümünden” muzdariptir çünkü kendileri saplantılı biçimde “federasyon tutkunu” bir siyasidir..                                                                      Bu nedenle “federasyonu tarihe gömmeye en azından yerine konfederal sistemi koymaya çalışan” UBP’ye Erhürman fena takmakta, meclis kürsüsüne de çıktıkta son zamanlarda siyasilerimiz arasında da moda olan “Erdoğanvari sertlik ve yavan kelimelerle muhalefet yapmaktadır!” Hakkıdır da tutun ki “politik inceliğe bile sığmayan bir üslup ve tutum!  Ki artık bu ülkede kavgadan kısır tartışmalardan bıktık usandık. Bıktık ki ne  Federasyon tabudur ne de başkanlık sisteminin tartışılması. Üstelik tartışılmalıdırlar.

BAŞKANLIK SİSTEMİ: Neden? Dünyada hiçbir ülke her yıl erken seçim yaparak ne kalkınabilir ne büyüyebilir! (Ha şunu da söyleyeyim. Bazı Bakanlarımız “kalkınma” yerine sürekli “büyüdük” diyorlar. Büyüme başkadır kalkınma başkadır. Mesela ben büyüdüm yaşlandım öleceğim ama hâlâ kalkınamadım! KKTC evet apartmanları üniversiteleriyle büyüyor ama kalkınma nanay!)

Başkanlık sistemine dönelim: Tipik bir “koalisyonlar” ülkesi olduk. Sağ ile Sol da ortak oldu,  ayni görüşlere sahip partiler de!         Fakat  “Yönetim” adına “popülizm,” “kalkınma” adına da “erken seçim” yapmaktan öte varlık gösteremediler!                                     Kısaca daha koltuklarına ısınmadan erken seçim hazırlığı yapan hiçbir hükümetten devlete hayır gelmez…

NASIL OLACAK? Yani başkanlık. Dünyada örneği çok. Güney’dekini ise hem izliyor hem görüyoruz. Bizim de  hukukçularımız var. Türkiye’deki uzmanlar var. Sadece “başkanlık sistemiyle” erken seçimler önlenecekse düşünülüp araştırılmaya değmez mi?


KISACA TAKILDIĞIM:  (POLİSTEN BEKLENMEZDİ!)

Polisimize çok güveniyorduk. Zaten doğası gereği “güvenilmeyecek” polis teşkilatı olamaz!

Ne var ki memleket pislenip kirlendikçe kurumlarımızı saran kirlilik ve yozlaşma yazık ki polis teşkilatımıza da musallat oldu. Ki Sahte ehliyet satışı gibi “suç ve ceza yönünden polis için akla gelecek en son fiil bile olmamalıydı!”

Oldu ki üzülmemek elde değil. Bir ehliyet kaç paraya satılır ki? Sonuçta bir kimlik kartı kadar ruhsat! Ne var ki o  cüzi olduğunu düşündüğüm paraya karşın bu sahtekârlığa  tevessül ettiler! Her şey bir yana asıl kötüsü hem  adlarını kararttılar hem polis teşkilatını  zem altına soktular! Yazık!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar