Bugün kangren haline gelmiş konulardan birisi de muhacerette yaşanıyordu. Birçok mağdur insan bu affın çıkmasını bekliyordu. İşvereni tarafından mağdur edilenden tutun da sağlık sorunlarından yurt dışında kalıp, gününü geçirenlere kadar.
Muhaceret affı genel bir af niteliğinde çıkarıldı. Amaç mağduriyet yaşayan insanların mağduriyetini ortadan kaldırmak. Bu af ayni zamanda birçok işverenlerin de mağduriyetini giderecektir. Ekonomik sıkıntılar yüzünden çalışanların haklarını zamanında yatıramayan işverenler, düştükleri cezanın bir nebze de olsa azalmasından yararlanarak eski güçlerine kavuşabilecek.
CTP çıkan af yasasına tepki gösterdi. Bunu anayasa mahkemesine taşıyacaklarını bildirdi. Elbette ki en doğal haklarıdır. Ama öncelikle geçmişe bakacak olurlarsa Çalışma ve Muhaceret Affının daha önceki dönemlerde yani 2005 – CTP-DP hükümeti döneminde yasa gücünde kararnameyle, 2007 ve 2008 – CTP-ÖRP hükümeti döneminde yasa değişikliğiyle, 2009-UBP hükümeti döneminde yasa gücünde kararnameyle, 2011- UBP döneminde yasa değişikliğiyle ve 2014-15 CTP-DP hükümeti döneminde yasa değişikliğiyle af çıkarılmıştır. Bunun kanun önünde anayasa mahkemesine taşınmasının anlamını da anlamış değilim. Bu af sayesinde Meclisin devre dışı bırakıldığını savundu. Hâlbuki bu yasanın hazırlanması sürecinde İçişleri eski Bakanı Sayın Teberrüken Uluçay da bu toplantılara katılmış, görüş alışverişinde bulunmuştur. CTP, Hükümetin parlamenter demokrasiyi ve hukuku görmezden geldiğini savundu. Peki, sorarım daha önceki yasa gücünde kararname veya yasa değişikliği ile çıkan afta durum nasıldı? Bu af çıkarken kimseden de mi görüş alınmadı? Yasalar hiçe mi sayıldı?
Bu yasanın çıkması için Müteahhitler ve taşeronlar bas bas bağırken kimse onların feryadını duymayacak mıydı? Ya da işveren tarafından mağdur olan insanlar para cezasına çarptırılınca CTP mutlu mu olacaktır? Kararnameyle çıkmasına karşı çıkan CTP, 2005 yılında af yasası çıkarırken doğru yaptı da şimdi UBP-DP mi yanlış yaptı? Toplumun büyük kesiminden (özelikle sivil toplum örgütleri) destek verirken CTP bu kararnameyle çıkan affa neden karşı çıkıyor?
Bu ülkede kalifiye eleman bulmanın sıkıntısını yaşayan işverenler ve ülkemizde son dönemde yaşanan inşaat sektöründeki hareketlenmeler sanırım CTP’yi düşündürmüyor? Yarın turizm ve inşaat sektöründe olası bir hareketlenme yaşandığı takdirde kimse iş gücü olarak kalifiye eleman bulamayacaktır. Öncelikle herkesin çıkarı bu ülkenin çıkarları ile örtüşmelidir. Bu bağlamda bu konunun dikkate alınarak söz konusu affın anayasa mahkemesine taşınmasının kendi ayağımıza kurşun sıkmakla ayni olduğunu vurgulamak isterim. Umarım CTP bu yanlıştan yol yakınken döner.
