Çözümü kiminle gerçekleştirmeye çalışıyoruz bilelim - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Çözümü kiminle gerçekleştirmeye çalışıyoruz bilelim

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Merak ettim, haritayı açtım yangının çıktığı Kannavia Kakopetriya bölgesini buldum. (Nereden bakarsanız bakınız Güzelyurt körfezine bir karışlık yerde. Buna karşılık Baf ve Limasol kıyılarına tutun ki on karışlık mesafede. Eğer daha yangının çıktığı ilk gün Akıncı’nın yardım teklifi kabul görseydi üç gün üç gece devam etmez, daha büyük alanlara yayılmadan söndürülürdü. Hatta İsrail’den gelen uçak ve helikopterlere de ayni körfezden su taşıma olanağı yaratılır felaket bu kadar büyük olmazdı!

BİR KEZ DAHA ANLADIK. Yangını bahane ederek, “Türk ve Türkiye ile Türklere karşı Rum düşmanlığının ne kadar derinlerde kök saldığından” söz edip “işte görün bu adada hangi kafa yapısı ile çözüm bulmaya çalışıyoruz” demiyeceğim!


İnanıyorum ki her insanın hayatında olduğu gibi devletlerin de zaman zaman “vicdanlarını sızlatırken utanç duyup nadim oldukları insanlığa sığmayan vukuatları olmaktadır!” Buna karşın “unutma fakat affet” demek de “barışın ve insanlığın gereğidir.”

NİTEKİM: Yıllardır Rum liderliği ve kilisesi ile yaratılacak böylesi bir “barışçı çözüm” arayışındayız. Hem de 1958’ Eoka saldırılarına, Kıbrıs Cumhuriyetini yıkmalarına karşın.

Hem de 1963 Kanlı Noeli ile Türk halkını yok etmek üzerine başlattıkları saldırılara karşın!

Hem de 1974 derbesi ile adayı Yunanistan’a bağlamak teşebbüsünde bulunmalarına karşın.

Hem de Atlılar, Muratağa, Sandallar “soykırımını” gerçekleştirmelerine karşın

Hem de AB ile Türk halkını Ambargolara mahkûm etmelerine karşın!

Hem de Annan planına hayır demeleeğine, bugün de müzakerelerde muzırlık yapmalarına karşın…

VE YİNE BUNLARA KARŞIN. Günü geldi Güney’deki yangını söndürmek için yardım teklif ettik. Ret ettiler! Kabul ettiklerinde de Türkiye’ye rota koşulu dayattılar!

Yukarıdakileri bu adada kiminle barışçı çözüm için görüştüğümüzü az biraz anlatmak için yazdım. Takdir sizindir!

KISACA TAKILDIĞIM: (İSTİKRAR VE DÜZENLERİ ÇOK ÖZLEDİK.)

“Tutun ki hükümet düğmeye bastı” demek bile abes. Çünkü bir yerlerden başlayıp bir yerlere varmak gerekiyor. Bugüne kadar çok zaman kaybettik. Siyasi partiler kendi içlerinde hem birbirleriyle hem de bu kadarı yetmemiş olacak, Türkiye ile kavga ederek getirdiler Türk halkını bugünlere.

Bugünlerde ne var demeyin. Hâlâ sürüp giden su sorunu vardır… Hâla uygulamasına geçilemeyen reform içerikli yeni yapılanmalar vardır… Hâlâ ve her vesile ile TC karşıtı eylemler vardır… Gençliği tepe tepe kullanırlarken partilerine “oy” sağlamayı düşünen vicdansız politikacılar vardır… Barışı huzuru tesis edemeyen gelip giden hükümetlere nazire hâlâ “bu hükümet nasıl gitmeli” hesaplarına dayalı kombinalar vardır…

Ve ıkına sıkına yüz liralık artışla geçen asgari ücret acubesi ile borcun içinde batan binlerce mahkemelik insan vardır!

KORKU FİLMİ! KKTC’de oynayan filmdir! Oyuncuları da halktır! Mesela üreticilerdir! Esnaf zanaatkârlardır! Hayvancılar çiftçilerdir! İşçiler köylülerdir! Geleceğe her baktıklarında ne olacağız diyen gençlerdir! İşsizler, dar gelirlilerdir!

Bu filmi seyretmek için yürek ister! O da çok hasta! Ya kanserden gitmekte insanlar ya o yürek sızısından! “Kadara” bir değil bindir!

 BELEDİYELERİN BİRLEŞTİRİLMESİ SORUNU

Yıllardır gündemi zorluyordu. 28 belediye çoktur deniyordu. Nitekim daha yıllar önce “birleştirilip azaltılsın” diyenlerdenim. Ancak çıplak gözle bakıp “plan proje” yapılmaz! Bir örnek vereyim. Mesela Mağusa’nın yamacında Mağusa Belediyesine bağlı Tuzla vardır. Sadece “bağlıdır” ama! Ötesini aramayın, sormayın! (Hoş Mağusa da belediye hizmetleri yönünden bu konuda ayni talihsizliği yaşamaktadır!)

Bu iki yöreye “Boğaziçi belediyesi” üçüncü yerleşim yeri olarak katılacak deniyor! Henüz birleştirilecek belediyelerden olumlu veya olumsuz tepkiler gelmedi. Birleşmek istenmeyen belediyeler de olacaktır. Fakat biz Mağusa’dan örneklediğimiz birleşme olayını biraz arayalım.

 Mağusa Belediyesi Birleşme gerçekleşirse şu andaki hizmet alanını ikiye belki üçe katlayacak! Geçmişte bir ucu Derinya’da idi.. Şimdi diğer ucu Salamis otelini de içine alan güzergâhta Boğaziçi belediyesine ait köyleri de kapsamına alarak  Mağusa kadar bir alanı daha Belediye sınırları içine katacak..

Hizmet alanı büyürken araç gereç ve personel ihtiyacı büyüyecek. Bu da daha çok “parasal gider” demek olacak!

Fakat daha çok “gidere” karşılık daha çok gelir elde edileceğini şu anda söylemek mümkün değildir çünkü kırsallarda “belediye vergilerini” toplayabilmek zor ve külfetli iştir! Öte yandan:

MEVCUDU KORUMAK: “Her halde” diyorum. Birleşirken “Ana belediyelere” bağlanan “küçük belediyelerin” mevcut “yapısını” araç gereçleriyle personelini  korumak gerekir… Tutun ki Mağusa’dan kalkan çöp arabası kilometrelerce yol kat edip Boğaziçi’ne gitmek yerine, oradaki mevcut “temizlik ekibi” görevine devam edecek!

KOLAY OLMAYACAK! Araçtan gereçten ve personelden tasarruf” felsefesi ile çıkılan yolda “o tasarruf işten durdurmaları da getirecektir hizmetlerin uzağa gittikçe aksamasını ve sorun olmaları da!” Tam aksine yeni istihdamlarla yeni yatırımlara da gereksinim duyulabilecektir! Tabi tüm bunların sonucunda bitmeyen eylemler furyası başlayacaktır!.. Kısaca “birleştirme çok iyi düşünülüp çok iyi hesaplanması gereken bir olay.”Hatta öncesinde bazı pilot bölgeler oluşturmakta bile yarar vardır…”

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar