COVİD 19 - DOĞU AKDENİZ –SU SORUNU - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

COVİD 19 – DOĞU AKDENİZ –SU SORUNU

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Doğu Akdeniz sorunuyla koronavirüs vakası arasına sıkışmışlık nedeniyle sıkılan canlarımız henüz çıkmadı ama eğer olaylar bir süre daha böyle devam ederse bu da olacak!

Çünkü ne bulaşından vazgeçiyor virüs ne muzırlığından Rum Yunan ikilisi!


Dolayısıyla zaten hiçbir devrede iki karpuzu bir koltuğumuzun altına sığdıramadıktı şimdi tamtamına ambale olduk ki ne “virüse karşı aldığımız tedbirler” tutarlı oluyor ne siyasi soruna yönelik inisiyatif kullanabiliyoruz..

Kaldı ki halkın dikkati de Cumhurbaşkanı seçimine yöneltilmiş!

VE tam bu gelişmeler yaşanırken “bugünkü işimizi yarına bırakmak” konusunda kazandığımız ulusal hasletimiz nedeniyle “önümüzdeki günlerde susuz kalacağımızın müjdesini akmayan çeşmelerden,” yetkililerin “suyu kontrollü kullanın” uyarılarından anlıyoruz!

KISACA yitip gitmiş beyinsel fonksiyonlarımızdan dolayı artık kendi irademizin dışında Parkinson hastalığına tutulmuşcasına durduk yerde eğilip bükülüp kalkıp oturup, iki geri bir ileri akrobasi hareketleri yapıyoruz! Amaçsız, faydasız ve çaresiz! Fakat!***SONUÇ ORTADA: Mesela dedik ki virüsün inadına çatlasın patlasın eğitime başlayacağız:

Özel okulları tedrise açtık, devlet okullarının üç sınıfını devreden çıkartıp kesip attık, sadece 1. ve 2. Sınıf öğrencilerini yüz yüze tedrise soktuk, diğer öğrencileri de internetin insafına bıraktık.. Oldu mu?

Doğrusu zaten daha okula başlamadan evde ana babası tarafından abc’i öğrenen çocuklar için çok da büyük olay değildi ama geriye kalan öğrencileri beterince özel okullara yönlendirmek gibi de bir anomali çıktı ortaya..  Yani palyatif bir tedbir!

Ötesi tedbirler de hepten “1 Ekime kadar süreli” zaman dilimine sıkıştırılmış ki “hele durumu görelim” denemesine!

Anlıyoruz ki hükümet (eğer bir hedef belirtmek gerekiyorsa) Cumhurbaşkanı seçimine kadar vaziyetleri idare etmeyi yeğlemiş! Doğrusu her ne kadar Eylül ayının daha başında ceplerdeki para suyunu çekmiş olsa da  1 Ekim kapının arkasında diyerek bir kez daha gelip giden hükümetlerin memleketin canına okuyan “idarei maslahatçılığı” yine tüm sorunların önüne konmuş! Mesela: ***

DOĞU Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan arasındaki ihtilaflar ki bunların çoğu kıta sahanlığı sorunlarıdır, bugün NATO’da görüşülecek. Habere göre Türk ve Yunan askeri heyetleri Brüksel’deki Nato karargâhında bir araya gelecekler..

Gönül bu toplantıdan olumlu kararlar çıkmasından yanadır ama çok iyi biliyoruz ki bu sorunlar kurmayların değil, siyasilerin yaratıp dolayısıyla siyasilerin çözmesi gereken sorunlardır. Oysa NATO için olay “şimdilik kaydıyla” olmalı, Doğu Akdeniz’deki Türk Yunan savaş gemileriyle askeri güçlerinin karşı karşıya gelmelerini önleyecek bazı prensip anlaşmalarına varılmasını sağlamaktır.

Yani NATO toplantısıyla Doğu Akdeniz’deki sorunlar kapanmıyor. Bir kez daha tekrarlamak gerekirse “cerahatli yara” neşterlenmezse kapamayacaktır da! Gerekirse savaşılacak, kan akacak ve kalıcı yeni anlaşmalar yapılacak!

“TABİ keşke Kıbrıs sorununu da içine alan kalıcı çözüm gerçekleşseydi” demek istiyoruz ama bu aşamada mümkün olmadığı ortada. “Dolayısıyla artık kalıcılığımızın, kökleşmemizin bilincinde bu diyarı mamur ve bayındır bir vatan yapmak için çalışmalıyız diyoruz da maşallah nasıl çalıştığımız ortada…


KISACA TAKILDIĞIM: (KALIN SUSUZ!)

VE  DERYA gibi Geçitköy barajna karşın susorunu yarattık! Ki biliyorduk: Bir gün elbet TC’den KKTC’ye uzanan borularda arızalar olacaktı!. Bu nedenle sular azalabilecekti!. Hatta çeşmeler akmayacak bazı tarım alanları kuruyabilecekti!. Peki ama “bir gün sular akmaz hale gelirse ne yapacağız diye hiç düşündük müydü?”

Tutun ki sadece KKTC değil, dünya koranavirüse hazırlıksız yakalandı yapacak bir şey yoktu.

Su öyle mi ama? TC’den akmadan önce bu memlekette alınan tedbir ve gerçekleştirilen bazı deniz suyu arıtma tesisleriyle sıkıntılı da olsa vaziyetleri idare ediyorduk. TC’den, “al suyunu da git” dediğimiz su geldi, borularda arıza oldu kesildi, şimdi kaldık mı susuz? Ne yaptınız o öncesi su kaynaklarını, arıtma tesislerini? Ne bilen var ne açıklama yapan! Kalın susuz da aklınız başınıza gelsin. Eskiler söylerdi zaten: Hesabını bilmeyen öküz senede iki çift boynuzdan olurmuş!

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar