Pandemi, tüm ülkeleri yeniden derinden etkilemeye başladı.
Bu etki, kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, daha da derinden hissedilecektir.
Korona, tüm dünyayı yeniden şekillendirirken, Kuzey Kıbrıs’taki yaşamı da alabildiğine dağıttı.
Kuzey Kıbrıs yöneticileri, artan Korona vakalarından dolayı, saat başı yeni kararlar üretmek zorunda kalıyorlar.
Üretilen bazı yeni kararların ömrünün saatler içerisinde değiştirilmesi, birçok insanın kafalarında yeni soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır.
Bu kararları sık sık değiştirilmesinin ardında, Türkiye’ye bağımlı bir yaşam tarzının önemli etkileri vardır.
Türkiye’de artan Korona vakalarına rağmen, Türkiye-KKTC arasındaki hava ve deniz kapılarının kapatılması, Kuzey Kıbrıs yöneticilerinin tek başına yapabileceği bir iş değildir.
Bu kapılar kapatılmadığı için, SIFIR korona vakasından, dünkü OTUZ SEKİZ rakamına ulaşılmıştır.
İşin ilginç yanı, Türkiye’de negatif test sonucu ile adaya gelen bir çok insanın, Kuzey Kıbrıs’ta yapılan testlerle pozitif olarak tesbit edilmesidir.
Negatif ve pozitif ara döneminde, karantina uygulanmadığı için, korona, Kuzey Kıbrıs halkı arasında hızla yayılmaya başlanmıştır.
Şimdi, Koronaya karşı alınmaya çalışılan sıkı tedbirler GEÇ KALMIŞ tedbirlerdir. Yine de bu tedbirlerle birlikte, Kıbrıs Türk halkının bilinçli yapısı harekete geçirilebilirse, bu felaket, en az zararla atlatılabilir.
Kuzey Kıbrıs’ta 38 vaka, Güney Kıbrıs’ta ise BİR vaka, dün’ün en önemli yansımasıydı.
Güney Kıbrıs, dışa bağımlılığı az olduğu için, korona tedbirlerini ülke koşullarına uygun olarak alabilmektedir.
Kuzey Kıbrıs yöneticileri ise, “Acaba alacağımız tedbirlere Türkiye ne der” diye düşündüğü için, gerekli tedbirleri ZAMANINDA ALAMAMAKTADIR.
Zamanında alınamayan tedbirler ise bu topluma daha büyük bedel ödetmektedir.
İşin özeti, Kıbrıs Sorunu bitirilmeden, adada, Kuzey Kıbrıs yöneticilerinin, kararlar doğru olsa bile, tek başlarına önemli kararlar alma şanslarının OLMADIĞIDIR.
Doğu Akdeniz’de, Türkiye ile KARŞISINDA DURAN Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki çelişmeler de Kuzey Kıbrıs’ı derinden etkilemektedir.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ENERJİ SAVAŞLARI’nda izlediği siyaset doğru bir siyasettir.
Bu siyasetin sonuçları da Kuzey Kıbrıs’ı derinden etkileyecektir.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs, Türkiye ile DALAŞMA siyaseti yerine, uzlaşma ve işbirliği siyasetine er-geç dönmek zorunda kalacaklardır.
Kıbrıs sorunu artık, Türkiye ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs çelişmesinde BELİRLEYİCİ konuma gelmiştir.
Bu sorun adil bir şekilde çözülmedikçe, komşular arasında ÇATIŞMA olasılığı her zaman kuvvetli olacaktır.
İster Korona sorunu olsun,isterse ENERJİ savaşları olsun, her sorunun çözümünde Kıbrıs sorunu belirleyici olacaktır.
Yeni dönemin en önemli özelliği bu olacaktır.
