Dün basına düşen bir haber pes dedirtti. Tüyler ürpertici bu haber aileler tarafından umarım ciddiye alınır.
Güvercinlik köyünde yaşanan bu olay akıllara durgunluk verdi. Alışık olmadığımız bir infial yaşandı.
Aslında yaşı ne olursa olsun bir insanın bedenine kendi rızası olmadan dokunuluyorsa bunun affı yoktur. Her ne olursa olsun mazeretler işlenen suçu örtbas etmez.
Yaşanan bu olayda her iki tarafın da sorgulanması gerekir. Öncelikle henüz çocuk olan ve ergenlik dönemine yeni girmiş bu genç kızın ailesi nerede?
Bu kızın kimlerle görüşüp, görüşmediğini ailesi bilmiyor mu?
Ailesi bu kıza kimlerle konuşup, kimlerle konuşmadığını hiç mi söylemedi?
Bu kız bu yaşta babasından büyük bir adamla yalnız nereye gidebilir?
Bu kızın iki yıl boyunca bu adamla olan cinsi münasebeti kimsenin dikkatini çekmedi mi?
Öncelikle mağdur olan tarafa sorulacak bu soruların öncesinde bu kızın nasıl bir aileye sahip olduğu sorusu sorulmalıdır. Hatta en önemli konu da budur. Bu kız çocuğunun ailesi kızları ile ne kadar alakadardır?
Şimdi bu kız nasıl çocukluğunu yaşayacak? Ya da nasıl bir gelecek onu bekliyor? Bu, çocuk yaştaki bu kıza büyük ve sarsıcı darbedir.
Gelelim ahlak sınırlarını aşmış, zevkleri uğruna çocuk yaştaki bir kızla zorla birlikte olan insan sayılan adama.
Yargısız infaz yapmak doğru olmaz ama eğer bu adamın suçu kanıtlanırsa; aleme ibret olacak bir ceza almasını temenni ederim.
Çocuğundan küçük bir kızla iki yıl boyunca birlikte olan bu adam nasıl bir vicdan taşıyor ki bu sürede yaşanan bu olaydan hiç rahatsız olmamış ve yatağına başını rahatça dayayıp, uyumuştur. Bölgede bu olayın duyulması ile birçok insan şok yaşadı. Hatta o köylü bir dostum beni aradı ve “İnanamadım. Bu adam çok efendi bir adamdı. Nasıl böyle bir şey yapar halen inanmış değilim” dedi. Yani dış görüntüsü ile yaptığı davranışı bağdaştıramayan bölge halkı şoktadır.
Bu olayın duyulması ile çocuklarını korumaya alan aileler, acaba insanlara artık nasıl güvenecek?
Bu saatten sonra hiçbir şey bu yanlışı düzeltemez.
Bu adam, mahkemeye çıkarılsa ve 10 yıl ceza bile alsa bu yaşananlar affedilir bir durum değildir.
Öncelikle toplum olarak güvenimizi yitirdik. Kimseye ve hiçbir şeye güven duymuyoruz. Yaşadıklarımız bizi buna itti. Bugün baktığınızda en güvenli ülkeler arasındayız. Ama maalesef bu da yok olmakla karşı karşıya.
Polis basın subaylığından gelen haberlerle bu ülkede yaşanan olumsuzluklara şahit oluyoruz. Hırsızlık, uyuşturucu, kaçakçılık, sahte kimlik, tecavüz, kavga… daha bunlar gibi bir çok şey kendi ülkemizde günden güne artan suçlardır. Bugün kapımız açık olarak bahçemizde bile dolaşmaktan tedirginiz. Kaldı ki tüm güvenlik önlemleri alındığı halde yine bu sorunlar yaşanmaktadır.
Yazımı kaleme alırken içimden geçen en ağır kelimeleri düşünmüştüm aslında. Ama önce sorgulamamız gereken şeyin kendimiz olduğunu fark ettim. Bizler bu ülkede yaşananlara izin verdik. Yani kimse alınmasın ama “insan seçmedik”. Her gelene kapımızı açtık. Bence biz burada hata yaptık. Bugün suç oranlarına baktığımız zaman “neden” ve “niçin”ler ortadadır.
Bu yaşanan olay bize bir gerçeği daha ortaya koydu. Kendi ülkemizi biz bozduk.
