CİNNET GÜNLERİ BİTERKEN… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

CİNNET GÜNLERİ BİTERKEN…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Beklenen oldu, nihayet Ersan Saner düştüğü durumun farkına vardı ve ortaklar çekilmeden, daha da kötü duruma düşmemek adına mecburen istifayı verdi…

Farkında olduğu, ülkeyi içine düşürdüğü durum değildir “Ersan Saner” adının geleceğiyle ilgilidir.


Birkaç gündür istifanın gündemlerinde olduğunu biliyorduk. Partisinden gelen baskıya daha fazla dayanamayacağı belliydi. Hele bir de DP değil ama, Erhan Arıklı çekildiğini açıklasaydı, eyiden beter olacaktı, noktayı kendi koysun dedi…

Ama noktayı koyarken, bunu bir noktalı virgül olarak düşündü. Dedik ya haberleri geliyordu. Akıllarında önce kurultayı atlatmak, sonra da yeni bir hükümet kurmadan mevcudun ölüsünü sürükleyerek seçime gitmek vardı. Etraflarındakiler birkaç gündür bunu dillendiriyordu. Yani hükümet istifa etse de yenisi kurulana kadar başta kalır, seçime kadar da bu iş böyle gider. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Tatar ülkeyi bir ay hükümetsiz bıraktı da ne oldu, yine yapılırdı…

Ancak hesaba katmadıkları, kurultaydır. Kurultay bu oyunu bozar. Ha, bana derseniz, ‘kim kazanırsa kazansın, seçimden önce hükümet kuramaz, Saner hükümeti devam eder’, olabilir onu bile düşünmüş olabilir. Bu noktada Taçoy’un şaşkınlığı dikkat çekicidir. UBP’nin yetkili kurullarının istifadan haberleri olmadığını söylüyor. Yani anlaşılıyor ki, istifa da bir kurultay hesabı, bunu birileriyle planlamış, kendi kendine yapmış. İstifayı sunduğu andaki görüntülerine bakın, gayet de mutlu. Şimdi rahat rahat kurultay çalışması yapacak. Daha dün sabah, istifadan bir saat önce “Kurultayım var benim, Kıb-Tek’le mi uğraşayım” diyordu ya…  Ama bu plan işe yarar mı, aksine aleyhine mi olur, varsın kendi düşünsün…

Ne isterse olsun, bu cinnet günlerinin bitmesi için önemli bir merhale geçilmiştir.

Tekrar yaşanmaması için yapılması gerekenlerin acilen düşünülmesi, planlanması gereği ortadadır.

Yasaya göre 60 günü mü var, o süreyi kullanması engellenmeli, tüm yetkileri elinden alınmalı, oyunu bozulmalıdır.

Meclis’in bugünkü yapısıyla icraat hükümeti kurulamayacağına göre, iradenin yenilenmesi şart. O sürede İrsen Küçük’ün 2013’de yaptığı gibi, erken seçimin ilanı ve arkasından teknokrat bir seçim hükümeti tek çaredir…

Bırakıp kaçtığı tarih, bütçenin yaklaştığı bir tarihtir. Öyle veya böyle 60 gün daha başta kalsa, bütçe yapamaz. Yapmaz da zaten. Aynen geçen yıl olduğu gibi. O halde bir teknokrat kabine, bütçeyi yapma ve ülkeyi kazasız belasız seçime götürme görevini üstlenmelidir.

Ülkeye yaşatılan yıkım büyüktür. Acısını bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. Maliye’nin yeniden borçlanma yetkisi bile yok. Kasa boş, açık günden güne artıyor. Sosyal yapı bozulmuş, asayiş bozulmuş, devlet otoritesi yok olmuş, istikrarın ne olduğu unutulmuş. Sağlıktan eğitime, ödenecek borçlardan kamu düzenine her iş boşlanmış.

Bütün bunlara rağmen, kimsenin öyle ahım şahım bir icraat beklediği yok. Sadece mevcudu idare edecek, seçim gailesi olmayan insanların alacağı acil önlemlere ihtiyaç var.

Meclis’te bulunan halkın temsilcileri, bunlara karşı stratejiler getirme işini yüklensinler. Gerekirse halkı da arkalarına alsınlar, bir birlik bütünlük sergileyelim.

Kimse “istifa etti, bitti” deyip rahatlamasın…

Şimdi bu darmadağın edilen memleketin sahipsiz olmadığını gösterme zamanıdır.

Bir an önce düşük hükümete, her türlü devlet işinden el çektirilmelidir. Öncelikli olan bu. Diğer her şey bundan sonra gelir…

 

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

KABUS BİTTİ:

Siyasi dilin bozulduğu, yalan ve talanın bir arada olduğu, anayasa ve yasaların çiğnendiği böylesi bir dönem yaşanmamıştı bu ülkede. Sonunda 10 aylık bir kabus sona erdi. Aylardır insanlarla dalga geçen, derinleşen ekonomik krizi seyreden, kendilerine ve destekçilerine çıkar sağlamaktan başka misyonu olmayan yamalı bohça hükümeti sonunda bitti. Eminim birkaç yalaka ve menfaatçi dışında bu gidişe üzülen olmamıştır. Gitmelerine elbet de ki sevindik ama, önemli olan bir daha gelmemelerini sağlamak…

 

MUHALEFET: “MEMLEKETİN GÖZÜ AYDIN”:

CTP, TDP ve HP Genel Başkanları sürpriz istifayı değerlendirirken, Erhürman; “Olmayan hükumet olmadığını nihayet idrak ederek istifa etti!. Hayal aleminden gerçek dünyaya dönüş!!!”… Özyiğit; “Azınlık hükümeti zaten çoktan bitmişti. Bunu kendileri de biliyordu. Şimdi sadece malumun ilanı yapılıyor…” Özersay;  “Baskıyla, zorlamayla buraya kadar. memlekete zerre faydası dokunmayan bu mefta yamalı bohça hükümet şimdi defnediliyor. Halkın, memleketin gözü aydın. Bu memleket sahipsiz değildir” dediler. İyi güzel de zaman rehavete kapılmadan safları sıklaştırma zamanıdır. Esasa mücadele şimdi başlıyor…

 

UYANIK OLMAK LAZIM:

Bu yamalı bohça hükümetinin gitmesine sevinelim sevinmesine de Saner ve Tatar ikilisinin nasıl bir senaryo yazdığını bilemiyoruz. Bu ani istifanın ve hemen kabul edilmesinin ardında ne var? İkisi de çok mutlu göründüğüne göre, ben resmen endişelendim. Toplum nezdinde güven ve itibarını kaybetmiş, kurultayda da kaybedeceği neredeyse kesinleşmiş Saner’den bu saatten sonra her şey beklenir. Tatar kendince bazı senaryoları yazıp Saner’e oynatabilir. Giderayak neler yaparlar bilemeyiz. Onun için özellikle muhalefetin uyanık olması çok önemli…

 

“SİYASİ ETİK” AZINLIĞA DÜŞTÜĞÜ GÜN SÖZ KONUSUYDU:

Hala değerlendirmek bir işe yarar mı bilmem ama şu “Siyasi etik gereği istifa ettim” lafı var ya, duyduğumda cinnet geçirdim. Yahu bu hükümet Temmuz ayında azınlığa düştü. O gün istifa etseydi,  o siyasi etik gereği olurdu. Aradan 3 ay geçmiş, Meclis’in kapanmasını fırsat bilmiş, aynı adamın bakanlıktan istifasını kabul edip, bir hafta sonra yeniden bakan atayabilmiş, denemediği formül kalmamış, memlekete zaman kaybettirmiş, şimdi kalkmış siyasi etikten bahseder. Geç yahu, geç…

 

TAM DA GÜNÜNDE:

Mimar Mühendisler Odası’nın Ersan Saner’in meslek yasasını ihlal ettiği gerekçesiyle mimarlıktan men edilmesi talebiyle başlattığı imza kampanyası, hedeflenen sayıyı epeyce aşmış. Oda Yönetim Kurulu soruşturma başlatıp, Onur Kurulu’na sevk etmeye hazırlanıyor. Tam da istifa günü açıklandı bunlar. Haydi bakalım, şimdi Kurul’un kararını bekleyelim. Kurultay mı, seçim mi yoksa meslek mi; engelden engel seç…

 

“DEMOKRATİK SÜREÇ DOĞRU ÇALIŞTIRILMALI”:

“UBP başkanlığının dışında, parlamento içerisinde başka bir hükümet alternatifi yoktur” diyen Hasan Taçoy’un, “Hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan demokratik süreci doğru çalıştırmak mecburiyetindedir. Demokrasimizin yara alacağı, UBP’nin sorgulanacağı bir süreç yaşanmaması Ersan Saner’in sorumluluğundadır” sözleri oldukça manidar. Belli ki, Taçoy’un da yaşanacak süreçle ilgili kaygıları var…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar