Çakıcı: Bırakıyorum! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Röportaj

Çakıcı: Bırakıyorum!

Çakıcı: Bırakıyorum!

RAHAT AMA KAYGILI: Başkanlığı bırakma kararı alan Mehmet Çakıcı, “Kararım konusunda şu an rahatım. Parti bu süreci yaşamalıdır. Bu, beni bir tek ilerisi için endişelendiriyor. Acaba, bu süreç bir gerileme hareketine dönüşürse, ileride toparlanabilir mi en büyük endişemdir” diyerek kaygısını dile getirdi

DAHA SONRA OLURUM: Gördüğü dağınıklık yanında, sürecin de yaşanması adına aday olmadığını ifade eden Çakıcı, örgütlerde coşkunun azalmasını da endişe ile izliyor. Çakıcı, “Bugün aday olmam, daha sonra olurum. Siyaset benim için aday olmadım diye bitmiyor. TDP’liyim” ifadesini kullandı


Baykan Gürses Özdağ

TDP’nin 7 yıldır genel başkanlık görevini yürüten Mehmet Çakıcı, yeni dönemde parti başkanlığına aday olmayacağını ilk kez HAVADİS’e açıkladı.
Kendisinden sonraki döneme ilişkin endişeli olduğunu vurgulayan Çakıcı, yenilenme hareketi diye tanımlanan bu sürecin eksilme hareketine dönüşmesinden endişe ettiğini belirtti.
Kendisine tek adam olduğu yönünde getirilen eleştirileri yanıtlayan Çakıcı, “Şu anda artık tek adam değilim. Tek adam görülmeyim diye çalışmasa mıydım” diye sordu.
Çakıcı, parti içinde herkesi kucakladığını ancak kendisinin aynı şeyi görmediğini vurguladı. “Parti başkanının milletvekili olmaması bir dezavantajdır, Meclis dışından partiyi yönetmek zordur” diyen Çakıcı, ancak bunun TDP’de yaşanması gerektiğinin altını çizdi.

“İlk kez Annan Planı döneminde siyasi yorumlarım duyuldu”
Mehmet Çakıcı, siyaset yaşantısına ilk olarak Annan Planı tartışmaları döneminde girdiğini söyleyerek, bu dönemde yaptığı açıklama ve yorumların halk tarafından benimsenerek, destek bulduğunu hatırlattı.
Çakıcı, o dönemde Mustafa Akıncı ile buluşmasını ve resmen siyasete adım atma sürecini şöyle anlattı:
“Siyasi yorumlarımı ilk kez Annan Planı dönemi duyurmaya başladım. Annan Planını ilk okuyanlardan ve bunun yorumlarını ilk yapanlarından biri oldum. Yorumlarıma halk da sempati duymaya başlamıştı. Halk, bu yorumlarımla Siyaseten beni tanıdı. Naci Talat’ın yeğeni olduğum için o dönem CTP içinde yer almamı isteyenler de olmuştu. Babam da belediyede çalıştığı için Mustafa Akıncı’ya yakınlık duyuyordu.
Biz, sol düşüncede bir aileydik. Ben de o dönem BDH’dan yana tercih yaparak, sosyal demokrat bir hareket kurdum. CTP’de bir klik ekip olduğu ile ilgili o dönem bir söylenti vardı. TKP’de seçimden yeni çıkmış, yeniliğe açık bir parti görünümündeydi. TKP’liler Belediye Başkan adaylığı, CTP’liler de belediye Meclis üyeliğini teklif ettiler. Her ikisini de reddetmiştim, siyasete yakınlaşmam biraz da o dönemde başladı. TKP konusunda duygusal bir tercih yaparak dahil oldum, bu kararımdan CTP’li ailem çok üzülmüştü.”

“Siyasette kısa bir sürede yerimi aldım”
“Çok kısa bir sürede siyasette yerimi aldım, 1 yıllık aktif siyaset hayatımda 2003’te de milletvekili seçildim. 2004’te genel sekreter, 2005’te de partinin genel başkanı oldum. 2004-2005 yıllarında parti bir dağılma süreci yaşamıştı. Biz de çok yeniydik. TKP mi BDH mi noktasında biz Mustafa Akıncı’dan yana tavır koyduk. 2005 Şubatında parti seçime girerken ikiye bölünmüştü. Çok ağır bir yenilgi alınmıştı, TKP barajı geçememiş, BDH da bir milletvekili çıkarmıştı. 2006 Yerel seçiminde de çöküş devam ediyordu.
O dönemde birlikte hareket edememek bizleri geriletti. 2006 yılında 4,8 oy almıştık. 2007’de de partinin birleşmesi kararı verilmişti. Birleşme şartı olarak da Mustafa Akıncı ve Hüseyin Angolemli geri çekiliyor, parti birleştiriyor sonucu üretilmişti. Ben de partinin birleşmesini iddia eden, çalışan biri olarak bu dönemde yer aldım.”

“Genel başkanlık dönemim çok zorluklarla geçti…”
TDP Genel Başkanlığına gelirken, nasıl bir parti bulduğu ve bugüne taşıdığı konusunda değerlendirmelerini paylaşan Çakıcı, çok zorlu koşullarda hem maddi hem de kadrolar açısından son derece zorluklar yaşadıklarını ifade etti.
Çakıcı yaşananları şöyle özetledi:
“2007 yılında bir milletvekilimiz vardı. Örgütlerin artırılması, kaynakların artırılması ve yeni insanların katılımının artması gerekiyordu. Olanaklarımız da kısıtlıydı. 1 milletvekilinden aylık gelirimiz vardı, ama sizin aylık minimum yapmanız gereken 25- 30 bin TL’lik harcama gerekliydi.
Parti kaynaklarını artıracak çalışmalar yapmamız gerekiyordu. Bankalardan borç aldığımız zamanlar oldu. 2007’de başladığımızda hep birlikte kaynak yaratmaya çalıştık. CTP-ÖRP Hükümeti döneminde, DP ve UBP muhalefet yapmıyordu, bu durum bizim için bir şans olmuştu.
Örgütsel yapı çok gerilemişti, bunu artırmak gerekiyordu. Yeniden bir toparlanma süreci yaşıyorduk ve 2009 seçimine de bu şekilde girmiştik. 100 bin TL nakit paramız, 150 bin TL de borçlanarak seçime girmiştik. Şimdi bu parayı sadece tek bir milletvekili adayı tek başına harcıyor. 2009’da iki milletvekiline çıktık. Ardından ara seçim oldu.
Biz CTP ile iyi bir işbirliği yaptık. Ve bir milletvekili daha kazandık. 2013’teki Belediye seçimlerine geldiğimizde ilk kez artı kaynağımız olmuştu. İlk kez son yerel seçimde kasamızda 80 bin TL paramız olmuştu. Çok zorluklar aştık.”

“Son seçimde bazı adayların çekilmesi yanlış bir zamanlama oldu”
Son seçimde bazı adayların yapılan sıralamaya itiraz ederek, adaylıktan çekilmesi sürecini de değerlendiren Mehmet Çakıcı, bunun yanlış bir zamanlama olarak değerlendirildiğini söyledi.
“Son güne kadar bir şey yoktu, herkesin adaylığı tamamdı” ifadesini kullanan Çakıcı, “Parti Meclisi de toplandı, oylama yapıldı. Sabah bazı adayların itiraz ettiğini ve adaylıktan çekildiğini gördük. Ben bu arkadaşlarla kavga etmedim, konuşmadım bile” dedi.
Çakıcı kimse ile bir sorunu olmadığını belirterek, “Birinin benimle ilgili bir sorunu varsa, seçim öncesinde mi aklı başına geldi. O güne kadar benimle ilgili bir sorunları varsaydı neden söylemediler. TDP içindeki sıralama ve adaylarla ilgili tartışmalar bize karşı kullanıldı. Bu bize karşı bir propaganda savaşına döndürüldü, parti de bununla savaşamadı. Medyadaki saldırılar bana yöneldi” dedi.

“Bazı insanlar parti başkanı olarak benim başarısız olmamı istedi”
“Bazı insanlar parti başkanı olarak benim başarısız olmamı istedi” diye konuşan Mehmet Çakıcı şöyle devam etti:
“Sıralarla ilgili o gece bize yakışmayan gereksiz bir tartışma yaşandı. Onların da çok pişman olduğundan eminim. Bana, kendilerine, partiye ve halka zarar verdiler. 4 veya 5. Sıra iyi bir sıralamadır. Arkadaşlara gerekirse parti başkanı olarak 16. sırada aday olurum yeter ki parti başarılı olsun dedim. 
Daha sonra Çakıcı bu arkadaşları rakip gördü ve sildi dediler. Herkesi memnun etmemiz mümkün değildi. Sıralamanın seçimde bir önemi yoktur. Halk sizi severse seçer. Ben ilk seçimde 12. sıradaydım kazandığımda… Rahatsızlık varsaydı, bunu önceden konuşurdunuz, parti başkanını suçlu göstermezdiniz.”

“Benim için siyaset hayatı bitmedi”
Kendi üzerinden bir siyaset yapıldığını ve bunun kendini üzdüğünü söyleyen Mehmet Çakıcı, yeni dönemde partiyi daha ileri götürmenin esas hedef olması gerektiğine vurgu yaptı.
Çakıcı devamla şunları söyledi:
“Benim üstümden beni karalayarak kimse siyaset yapmasın. Parti başkanlığının gereklerini yerine getirecek ve benden daha çok çalışacaksan, daha çok sürükleyeceksen aday olursun. Bir partiyi daha ileri götüremeyeceğini düşünüyorsa bir kişi bunu da konuşmasın.
Şimdi örgütlerde başkan neden aday olmuyorsun deniliyor. Bu dağınık yapıyı gördüğümde, birlikte hareket edilemeyeceğini gördüğümde kimse benim koltuk sevdalısı olduğumu söylemesin dedim ve yaptım. Aday olmadım. Bugün olmam, daha sonra olurum. Siyaset benim için aday olmadım diye bitmiyor. Ben geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, geleceği de düşünen bir TDP’liyim…”

“Yenilenme hareketimiz eksilme hareketine mi döndü”
Kendisinden sonraki döneme ilişkin endişeli olduğuna vurgu yapan Çakıcı, yenilenme hareketi diye tanımlanan bu sürecin eksilme hareketine dönüşme tedirginliğini yaşadığını söyledi.
Kurultay öncesi iki kongrenin ertelendiğini, yeterli kalabalığın sağlanamadığını söyleyen çakıcı, “Yenilenme hareketi eksilme hareketine dönüyor” endişesini paylaştı.
Çakıcı şunları söyledi:
“Endişem, partinin bundan sonraki çalışması ile ilgilidir. En çok duyduğum endişe, parti başkanı olarak yapılacak çalışma ne kadar yapılacak. Örgütler artacak mı? Arkadaşlar bunun bir yenilenme hareketi olduğunu söyledi. Yenilenme hareketi benim bildiğim daha çok kalabalıklar, kadrolar demektir.
Biz iki kongre erteledik. Yenilenme hareketimiz eksilme hareketine mi döndü. Partililer şu anda şaşırmıştır. Örgütlerde bir mutsuz hava olduğunu görüyorum. Bir heyecan olduğunu görmüyorum.”

“Herkesi kucakladım, aynı kucaklama bana yapıldı mı?
Kendisine tek adam olduğu yönünde getirilen eleştirileri de yanıtlayan Çakıcı, “şu anda artık tek adam değilim. Burada da haksızlık yapıldı. Ben kendime düşen kadar partiyi temsil etmeye çalıştım. Tek adamdır denildiğinde de, birine engel mi oldum. Tek adam görülmeyim diye ben çalışmasa mıydım? Ben herkesi kucaklamaya çalıştım. Farklı görüşleri de kucakladım. Aynı kucaklama bana yapıldı mı diye de soruyorum” ifadesini kullandı.

“Herkesi kucaklamak hata yapmaksa, ben hata yaptım”
“Herkesi kucaklamak hata yapmaksa, ben hata yaptım” diyen Çakıcı, parti başkanlığını gönül rahatlığı ile mi bıraktı sorusuna, “Kararım konusunda şu an rahatım. Parti bu süreci yaşamalıdır. Kendi içimizdeki tartışmalar, başka başkanla yapılabilir mi, nasıl olacağı bir deneyimdir. Bu bir tek beni ilerisi için endişelendiriyor. Acaba, bu süreç bir gerileme hareketine dönüşürse, ilerde toparlanabilir mi en büyük endişemdir” kuşkusunu dile getirdi.

“Parti başkanının milletvekili olmaması bir dezavantajdır…”
Seçilecek parti başkanının milletvekili olmamasının yaratacağı etkiyi de sorduğumuz Mehmet Çakıcı,  “Bu elbette bir dezavantajdır. Meclis’teki gelişmeleri Televizyondan mı seyredeceksiniz. Siyaset, Meclis’tedir. Gündemleri yaratan nokta orasıdır. Dışarıdan siyaset yapılabilir, ama zordur. Partiyi idare etmek dışarıdan çok kolay değildir. Mümkündür, denenebilir. Yaşanır ve görülür” ifadesini kullandı.

“Oylar arttı, ben istifa ettim”

Partisinin oylarını artırdığını ancak kendisinin de istifa ettiğini belirten Mehmet Çakıcı, “Oylarını 6,8’den 7,4’e yükselten ve milletvekili sayısını artıran ve ‘ben yeterince yükseltemedim’ diye istifa eden Kıbrıs’ta başka bir siyasetçi var mı diye de merak ediyorum” diye sordu.

“Kişisel değerlendirmeler TDP’yi büyütmez”
Kendinden sonraki döneme ilişkin bir endişe içinde olup olmadığını sorduğumuz TDP Genel Başkanı Çakıcı, buna şu sözlerle yanıt verdi:
“Seçim sonrası yapılan tartışmayı doğru bulmadım. Bunu bir öngörüsüzlük olarak değerlendiriyorum. Kişisel değerlendirmeler yapıldı. Gelecekte kimin milletvekili olacağı endişesinin daha çok hakim olduğunu, bir makam tartışmasının daha hakim olduğunu, TDP gelecekte ne olacak değil de, biz ne olacağız gelecekte diye bir değerlendirmenin daha ön planda olduğunu gördüm. Bu beni rahatsız etti. Bunu da bir öngörüsüzlük olarak değerlendiriyorum.
Başkanlığa adı geçen arkadaşlar, bunu nasıl yapacaklarını daha çok izah etmeliydiler. Özel işi varsa bırakıp nasıl yapacak? Köy gezilerinde nasıl bir ilişki içinde olacaklar? Partiye akşam mı gelecekler? Sadece  bir bakacaklar? Örgütler, telefonla mı idare edilecek? Meclis’te siyaset orada konuşulurken, televizyondan mı seyredecek buradaki gelişmeleri?
Bunlar oturulup sağlıklı değerlendirilirdi. Çakıcı çekilsin de ben başkan olayım, milletvekili olayım düşüncesi mi diye de sorguladım. Bu, partiyi büyütmekle ilgili bir hedef olmadığını düşündürüyor.”

“TKP bizim geçmişimizdir”
“TDP, TKP’ye döner mi?” tartışmalarını hatırlattığımız Mehmet Çakıcı, “Bunun gereksiz olduğunu, TDP’nin her seçim oyunu artıran, kökleşmiş bir parti olduğunu” belirtti.
Çakıcı, konu ile ilgili şunları söyledi:
“Böylesi bir gündem tartışmasına gerek yok. 2009 seçimi BDH ve TKP uzantısında bir TDP meydana gelmişti, ama 2013’te bunlar artık TDP’nin kendi oylarıydı. TDP kökleşmiş bir parti konumunda geldi. Bunu aşmak ve isim tartışması yapmak gerekli değildir.
Amblemler bazı insanlar için değerlidir, ben hep amblemleri değil ideolojiyi savunmayı doğru buldum. Partiyi birleştirirken adı başka da olabilirdi, benim için fark etmezdi çünkü önemli olan birleşmeydi. Önemli olan herkesi kucaklayacak bir yapıda buluşmaktır. Geçmişi reddetmiyoruz, TKP’nin geçmişi bizim geçmişimizdir. TKP’nin hatası da sevabı da bizimdir.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar