BÜYÜK AMERİKA KIBRIS’TA! (MÜZAKERELERİN BAŞARISIZLIĞA TOSLAMASINI BIDEN DA ÖNLEYEMEZ!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

BÜYÜK AMERİKA KIBRIS’TA! (MÜZAKERELERİN BAŞARISIZLIĞA TOSLAMASINI BIDEN DA ÖNLEYEMEZ!)

Amerika’nın Başkan Yardımcısı’nı bu adaya taşıyan nedenleri bilmeyen kalmadı. Çok kısaca “nerede petrol gaz, orada Amerika” düsturu doğru ise Biden’ın geldiği adres de doğrudur! Çünkü tam 80 kilometre uzağında Rum’un ve şirketi Noble ile refiki İsrail’in birlikte arayıp buldukları Doğu Akdeniz’deki doğal gaz vardır!
Fakat bir sorun daha vardır: Bu gazın AB’ye sevkiyatı. Bu konuda en ekonomik ve uygun ülke öteden beri Asya ile Avrupa arasında köprü görevine sahip Türkiye’dir.
Rum tarafı ise Türkiye ile sadece kavgalı değil, davalıdır da! Dolayısıyla değil gazı günahını bile geçirtmez Türkiye’den! Pekala AB bu gazdan mahrum mu kalsın? Yahut astarı yüzünden pahalıya mal olmasına karşın mesela Yunanistan üzerinden mi taşınsın? O halde.
Eğer adada çözüm olursa barış da olacağından ve Kuzey otomatik olarak AB’ye üye yazılacağından gazın Türkiye üzerinden nakli oldu da bitti maşallah olacaktır…
İşte Biden bu çözümü, daha gaz denizin dibinden üstüne çıkıp gün ışığı ile buluşmadan gerçekleştirmek istiyor ki işler gıcır gitsin! Buraya kadar aslında herkeslerin bildiği, tekrar edile edile bayatlamış olayı anlattık…
FAKAT NASIL ÇÖZÜM? İşte Amerika bunu bilemiyor! Gaz tamam, taşınması planları da tamam, Türkiye üzerinden geçebilmesi için barışçı çözümü gerektirdiği gerçeği de tamam. Amma ve lakin “nasıl çözüm?” Yani demek istiyoruz ki Amerika Başkan Yardımcısı’nın işi zor! Çünkü:
BİR: Biden bir yandan çözüme katkısı olacağı inancı ile Türk tarafını Maraş’ın Rum’a iadesi için ikna etmeye çalışacak, öte yandan Rum tarafından Maraş’a karşılık mesela Mağusa Limanı’nın yahut Ercan Havaalanı’nın uluslararası trafiğe açılmasına icazet verilmesini isteyecek.
İKİ: (Yapılan yorumlara göre) Biden belki de doğal gazın iki halk arasında değerlendirilmesi için Türk ve Rumlardan oluşan bir “ortak şirket” kurulmasını teklif edecek.
ÜÇ: Yine güven yaratıcı önlemler çerçevesinde ara bölgelerde mayınların temizlenmesi için ricacı olacak, falan…
FAKAT: Biden “bu çözüm şeklini gerçekleştirin” diyemeyecek!
Rum tarafına “Kuzey’e nüfusunu yığma kararı ile mülkiyet sorununu çok dürtme” de diyemeyecek!
Türk tarafına, birleşik Kıbrıs ilkesinden sapma anlamına gelecek “Kuzey’deki egemenlik hakkından vazgeç” de diyemeyecek!
Bu arada yine Türk tarafına “şu dönüşümlü başkanlıkta ısrar etmeyi bırak” da diyemeyecek!
Türkiye’ye “sen de askerini çekerken garantörlük hakkından artık feragat et” de diyemeyecek!
Rum tarafı üzerinden Yunanistan’a “artık Türkiye’ye karşı azıcık yumuşa ki şu gaz işini halledelim” de diyemeyecek! Vesaire…
O ZAMAN NE TAVSİYE EDECEK BIDEN? Ve Amerika olarak neyin ricacısı ile hangi sorunun dayatmacısı olacak?
Bilemiyoruz! Bildiğimiz “koskoca Amerika” ayağımıza geliyor, çözüm için ricalarda bulunuyor yahut bazı öneriler getiriyor.
Buna karşın “Amerika’yı kırmak kimin haddine” diyemiyoruz çünkü bugüne kadar “karıştığı tek ülke yoktur ki Amerika’yı kırmasın!”
Demek istiyoruz ki ABD’yi Anastasiadis de kırar, Eroğlu da! Atina da, Ankara da!
DOLAYISIYLA: ABD Başkanı Obama’nın yardımcısı Biden’ın adaya yapacağı ziyareti abartmayın! Zaten Anastasiadis’li Rum Yönetimi Biden’ın çizmeden yukarı çıkmaması için Amerika’ya mesajını çoktan yolladı!       

**********     
GEÇMİŞTEN GELECEĞE NASIL BİR GENÇLİK İSTİYORUZ
Geçen gün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı idi. Soma’daki facia dolayısıyla kutlamalar kısıtlı tutuldu. Buna karşılık artık gelenek haline gelmişliği ile anıtlara çelenkler konuldu üst kademe görevli ve askerler her zamanki gibi saygı duruşlarını yaparlarken bayraklar çekildi falan…
“Gençlikle” ilgili elbet her yerde konuşmalar yapıldı ama ben Eğitim Bakanı Arabacıoğlu’nun BRT’de gençlere yönelik konuşmasını önemsedim. Önce bir iki cümlesini aktarayım:
“Siz gençler bu ülkenin geleceği ve ışığısınız…”
“Sevgili gençler gelecek sizlersiniz. Geleceği kurarken geçmişi asla unutmayınız…”
“KKTC tarihini çok iyi öğreniniz ki geleceğe daha emin adımlarla yürüyebilesiniz…”
HEPSİ DE DOĞRUDUR, FAKAT! Hem “yeni” değillerdir hem de çok, çok, çok söylenmişlerdir. Dolayısıyla eğer her 19 Mayıs’ta ve hiç değişmeden sürekli tekrar ediliyorlarsa demek ki “sorun devam etmektedir!”
Elbette ki Sayın Arabacıoğlu’nun hassasiyeti ile söylemesi gerekenleri söylediğini de biliyoruz, yüklendiği Bakanlığın yetki ve görev bilincinde olduğunu da biliyoruz. Büyük olasılıkla “gençlik” derken duygu dolu heyecanlarda titrediğini de…
FAKAT: İtiraf edelim ki artık Kıbrıs Türk gençliği “Kıbrıs Türk halkını var eden” o gençlik değildir! Çünkü Kıbrıs Türk halkının siyasi ve ekonomik beklentilerine cevap verecek bir eğitim formatı ile değil, tutun ki “testlerin kalıplaşmış sorularına ABCD’lerle verdikleri cevaplar oranında yetişiyorlar!”
Öyle de olunca mesela, “Kıbrıs’ta 1974 Barış Harekâtı hangi nedenden dolayı gerçekleşmiştir” gibi bir sorunun işaretlenen şıkkı, tutun ki “Rum saldırıları karşısında Türk halkının can ve mal güvenliğini korumak için” olabilir! Hepsi bu kadar!
Fakat hepsi bu kadar mı? Mesela 1963 Kanlı Noel’inin doğru cevabının ABCD’ler içine nasıl sıkıştırıldığını da bilemeyiz!
Bildiğimiz Arabacıoğlu’nun da vurguladığı gibi “KKTC tarihini çok iyi öğrenmesi gereken” öğrencilerimizin çok iyi öğrenemedikleridir! Nitekim gitgide siyasi partilerin kuyrukçuları durumuna gelirlerken, o partilerin dümen suyunda düşünenlerin düşüncelerini taşıyıp “tekrar etmekten” öteye gidemediklerinin tanığıyız…
“Barış ve çözüm isteriz” deyip “Nasıl barış ve çözüm?” sorusu karşısında “İşte barış ve çözüm” demekten öte cevabı olmayan bir gençlikle; “Rum’u Türk karşısında yüceltip haklı kılan bir gençlik” de yetiştiriyoruz!
GEÇELİM: Trafik kazalarına bakınız! Araba kullanan gençleri izleyiniz! Sahillerde, piknik alanlarında, parklardaki banklarda kızlı erkekli dolanan, ellerindeki bira şişlerinden biralarını yudumlayan, bitti miydi o şişeleri sağa sola savuran gençlere de bakın! Hatta evlenen gençler kadar ayrılan gençlere, yahut iş aş peşinde koşarken umutsuzluk gayyasına düşen gençlere, veya “ne verdik ki ne istiyoruz” dediğimiz gençlere, sınavlardaki başarısızlıklarına falan da bakınız…
Ve sorunuz nasıl bir gençlik yetiştiriyoruz? Ki Arabacığlu da soruyor ve cevap vermek zorunda kalıyor: “Gençler gelecek sizsiniz. Geleceğe koşarken asla geçmişi unutmayınız…” Ne var ki geçmiş de gelecek de eğitim öğrenimle kazanılır ama!      


        
**********
KISACA TAKILDIĞIM: (TEMİZLİK KAMPANYASI!)         
Çevre Bakanlığı 5 Haziran’da büyük çapta bir temizlik kampanyası başlatacak o gün KKTC’nin kirletilmiş, içine edilmiş, pislikten geçilemez hale gelmiş ne kadar “mahal” varsa bircik bircik temizlenecekmiş!
İŞTE İDDİAM: Çok değil, üç dört gün sonra gidin memleketin o temizlenen yerlerine eğer temizlenmeden önceki pislik ve mezbeleliğin içinde değillerse, Kıbrıslıca yazalım, tükürün yüzüme!
Eee böyle olacak diye temizlik kampanyası yapılmasın mı? Evet yapılmasın! Yapılacaksa halkın pazar günleri müdavimi olduğu piknik alanlarında, sahillerde, bazı kırsal alanlarda, parklarda falan yapılmasın!
Oraları kirletenler gitsinler kirlettiklerinin içinde otlansınlar! Gerilerinde bıraktıkları pislikleri ile kaynaşsınlar, haşır neşir olsunlar! Çok canları sıkılır, temizliklerinin ar damarları kabarırsa el birliği ile o zibillikleri kendileri toplasınlar!
Bakalım temizlikle tertibi öğrenirler mi? Öğrenmezlerse layık oldukları yerlerde yaşasınlar! 
Not: “Boş arsalardaki, tarlalardaki köpek kulübelerini de temizleyecek misiniz?” Günahtır o hayvancıklara!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar