“Bu hükümet yüzkarası” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
KıbrısManşet

“Bu hükümet yüzkarası”

Havadis Genel Yayın Yönetmeni Başaran Düzgün, Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı ve KTGB Başkanı Sami Özuslu, Melek Arabacıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Kulis programında konuştular:

KUMAR LOBİSİ: Radyo Havadis ve Havadis Web TV’de yayınlanan ve  yüzlerce kişinin canlı izlediği, binlerce erişime ulaşan programda Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’nın kumar lobilerine teslim olarak yüzkarası bir tavır içinde olduğu vurgulandı


 

YALAN VE DEMAGOJİ: Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın “basına para vereceğimize okul, hastane, yol yaparız” şeklindeki açıklamasının yalan ve demagojiden ibaret olduğu kaydedilen programda siyasi partilere verilen milyonlara dikkat çekildi

 

 

Radyo Havadis ve Havadis Web TV’de Melek Arabacıoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Kulis programına konuk olan Havadis Genel Yayın Yönetmeni Başaran Düzgün, Yenidüzen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı ve KTGB Başkanı Sami Özuslu, Medya Destek Programıyla ilgili çok önemli açıklamalar yaptılar.

Mevcut hükümeti “yüzkarası” olarak nitelendiren Başaran Düzgün, Sami Özuslu ve Cenk Mutluyakalı Geleneksel Medya Destek Programının iptal edilmesini kumar lobilerine teslim olan hükümetin utanılacak bir icraatı olduğunu vurguladılar.

Hüseyin Özgürgün’ün başbakanlığı döneminde başlayıp da Kudret Özersay’ın Başbakan Yardımcısı olduğu Tufan Erhürman hükümeti döneminde devam eden ve Başbakan Ersin Tatar’ın sözlü olarak “kesinlikle devam etmesi gerekir” dediği Geleneksel Medya Destek Programı’nın mevcut hükümet döneminde gazeteciler ve gazeteler şeytanlaştırılarak iptal edildiği kaydedilen programda konuşmacılar şunu belirtti:

“Sami Özuslu: Geleneksel medya komitesi olarak Yaklaşık iki aydır basında örgütlü diğer sendikalar BASIN-SEN, DEV-İŞ ve KTAMS’ın da desteğiyle hükümetin her iki ortağına da ziyaretler yaparak Medya’nın sorunları ile ve Medya destek programı ile ilgili bakanlarla görüştük. Bize hep oldu olacak çalışıyoruz denildi, bakanlar kurulundançıktı çıkıyor denilerek bekletildik. Sonra bir yerlerden birilerinin düğmelerine basıldı ve bazı enteresan isimler geleneksel medyaya ve televizyonlara yapılan katkıyla ilgili ileri geri ifadeler kullanmaya başladı. Mecliste yapılan konuşmalarda kullanılan üslup ise basını itibarsızlaştırarak  dilenciymiş gibi gösterme boyutuna  kadar geçince tabii ki tepki koyduk bu tepkimiz bu üslup değişmedikçe artarak devam edecek.

Burada ilk defa bu yayında bir açıklama yapmak istiyorum. KKTC bütçesi yasa ile yapılır ve yasalar amir konumdadır. Dolayısı ile yasaları uygulamak icracıların yani hükümetin görevidir. 2019 bütçesinde Geleneksel Medya Fonu’nun kaynağı ayrılmış ve nerelere gideceği de kriterleri ile birlikte bellidir. Devletin devamlılığı söz konusuyken bu kriterlerle oynayacağız diyerek ilkesizlik ve  kritersizlik dayatmaya çalışanlara aslında suç işlediklerini söylemek isterim. Yasaları uygulamayan yöneticiler yasa dışılık yapıyor.

Bu dört aylık tatilden sonra hükümetin yasama yılında ilk ele aldığı yasa Kumarhane yasasıdır. Bu hükümetin adı kumarhane baronlarını destekleme hükümeti olarak tarihe geçecek. Haksız rekabet konusunda mecliste tonlarca kâğıtlık konuşma yapıldı ama hiçbir karar alınmadı. Bu ülkenin gerçeği Türkiye medyası Kuzey Kıbrıs Medyasını yedi bitirdi.

 

Cenk Mutluyakalı: Bu ülkenin gurur duyduğu gelenekleri vardır. Kıbrıslı Türklerin çok uzak olmayan tarihinde önemli başarıları ve hareketleri vardır. Bu ülkenin en gurur duyduğu hareketlerinden birisi de Kıbrıs Türk Basın hareketidir. Bunu gazeteci olduğum için söylemiyorum. Çok az toplum vardır ki tüm bu baskı ve kayıplara rağmen basınını ayakta tutabilmiştir. Yüz yılı aşkın süredir ısrarla var edilen bu gerçeklik mücadele basınını doğurdu. Kudret Özersay’ın yaptığı son açıklamalara bakacak olursak maliyenin sıkıntıda olduğundan ve bu bütçeyi okul hastane ve yol yapmak için kullanacağından bahsetmektedir. Bu  basını halka hedef göstermekten ve itibarsızlaştırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. bir buçuk yıldır basına kullandırmadıkları bütçe ile okul ve hastaneleri yapsınlar bizler gazeteciler olarak söz veriyoruz o okul ve hastanelerin içini biz dolduracağız.

Sayın Özersayın kumarhane lobileri ile işbirliği yaptığını, aracılarının deşifre olduğunu ve bir kumarhane medyası yaratmayı istediğini biz gazeteciler olarak biliyoruz. Biz gazeteciler üzerine bir proje odakladık. Odağında gazetecilerin korunması olan bu projede gördük ki bu hükümet içinde gazetecilerin olduğu bir gazete istemiyor.

Şu anki hükümet kurumlara ve üreten kesimlere uygulanan bu destek programlarını ve destek vermeyi sanki sosyal bir devlet unsuru olarak değil de kendi ceplerindeki para dağıtır edasıyla yaptıkları için bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Sorumlu ve etik yayıncılığın yapılmasını istemiyorlar. Dijitale dönüşüm sürecinde kurumsal basın öncü olsun istemiyorlar. Onlar kirli manipülasyon yapan yalancı yayıncılık istiyorlar. Türkiye medyasının aynisini burada kurmak için gösterdikleri gayrette budur.

Basına ayrılan bütçe o kadar sıradan bir bütçedir ki değil okul, hastane ya da yol bir hastanenin basamaklarını bile yapmaya yetmez.  Sayın Özersay’dan ricam mecliste çıksınlar ve medyaya ayrılan bütçeyi ve siyasi partilere ayrılan bütçeyi kalem kalem açıklasınlar.  Açıklasınlar ve görelim hangisi bütçe ile ne kadar hastane ne kadar okul ne kadar yol yapılır? Bunu lütfen çıkıp ve açıklasınlar ve biz de medyaya ayrılan bütçe ile o hastanelere ve okullara kaç tane basamak yapılacağını hesaplayalım.

 

 

Başaran Düzgün: Şuan ülkemizde yaşanan koşullar, Kıbrıs Türkünü yüz yıllık hem basın hem de var olma mücadelesinde  yok etme planının koşullarıdır. Hem kendimizden hem de ait olduğumuz yayın kuruluşlarından gelinen duruma baktığımızda birilerinin ellerini ovuşturarak “bırakalım bunları batsınlar” politikasını yürürlüğe koyduklarını göstermekteyiz.

Bu dönem çok büyük miktarda legal ve legal olmayan paranın Kıbrıs’ın kuzeyine boca edildiği ve bu paranın bütün ülkedeki yaşamı şekillendirdiğini üzülerek görüyoruz. Hepimiz bu paranın yaşattığı anomalileri onlarca defa gazetelerimizde yazdık ve nitekim bu birilerini rahatsız etti. Bu rahatsızlık sonrası, bu kara para, elini memleketteki medya düzenine attı ve ağır maddi şartlar altında ayakta durmaya çalışan geleneksel medyaya gerek reklam bazında gerek ise personel bazında zarar vererek kendi medyasını yaratma gayreti içine girdi. Aylık yüz binlerce lira zarara uğramalarına rağmen hiçbir masraftan kaçınmayan bir kumarhane gazeteciliği ile karşı karşıyayız. Bu dönemin politikacısı bunun neresindedir diye baktığımızda ise gördük ki bürokratların önemli bir bölümü bu kurulan düzenin içindeki eğlencede ve rantın içinde bulunuyor. Geçen dönem yetkilileri “size alternatif paralel bir devlet kuruluyor” diye  uyardık  Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Başbakan Yardımcısını, tüm bakan ve milletvekillerini uyardık.

Milletvekillerinin ve bürokratların önemli bir bölümünün hükümetten  değil de para babalarından emirler aldığını ilettik ancak bu uyarılarımız gerektiği gibi değerlendirilmedi. Birkaç dönem önceki hükümet sesimize kulak verdi ve “evet bu gazetelerin korunması gerekir” diyerek irade ortaya koydu ve hazırlanan bilimsel  projeyi hayata geçirdiler. Şimdi ne oldu da sayın Kudret Özersay  bu projeye saldırıyor? Kumar baronları ve onların medyasına olan bağımlık nedeniyle mi?

Eğer öyleyse bu büyük bir utanç ve yüzkarasıdır.”

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar