Bu bir direniştir... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Bu bir direniştir…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Aslında bu Emirname, öncekilerden farklı.

Gelen geçsin anlayışı yok bu defa.


Girne’yi mahveden, alt yapıya, trafiğe, nüfus artışına bakmadan tüm arsalara çok katlı yapım izni verilmesine benzemiyor…

Bu çıkarılmaya çalışılan Gazimağusa-Yeniboğaziçi-İskele Emirnamesi, aksine koruyucu.

Bölgenin İmar Planı yok. Ama fena halde yapılaşmakta. Buna uzmanları “gelişen” dese de, bence yapılaşma, tek başına gelişme olamaz…

Böyle bir durumda, İmar Planı çıkıncaya kadar, herkes canının çektiğini yapamasın diye çıkacak bu Emirname.

Acaba Ersan Saner ya da bölgenin Belediye Başkanları da bu farktan dolayı mı karşı çıkmıştı?

Her neyse, şehircilik uzmanları Emirname’yi savunduğuna göre, korkacak bir şey yok.

Bugüne kadar yapılan inşaatlarla zaten, bölgenin kaldırmayacağı bir durum ortaya çıkmış.

Ülkesel Fiziksel Plan’da özellikle Mağusa-İskele bölgesinin gelişmeye açık olduğu belirtilmiş, kentsel büyüme bölgesi olması öngörülmüş.

Ancak sahile sıfır çok katlı binalar dikerek değil…

Bir çok kriter var yapılar için. Alt yapı, çevre, kültürel yapı, demografi v.s.

Girne’yi kilitleyen, tanınmaz bir hale getiren emirnameler, ne çevre bıraktı, ne kültür, ne nüfus…

Üstelik de yaşam, o inşaatların katları gibi, katlanarak zorlaştı.

Arıtması yetmiyor, yolları yetmiyor, park sorunu, trafik sorunu, çöp sorunu, temizlik…

Bundan 5 yıl öncesiyle bugünkü Girne’yi karşılaştırın, daha temiz, daha bakımlı, daha rahat bir kent değil miydi? Eskiden her ay yapılan genel sokak temizlikleri şimdi yazın ve kışın birer defa yapılabiliyor. Bu bile yeterli bir örnek…

Emiirnameye konu olan bölgede kanalizasyon sadece Mağusa’nın bir kısmında varmış. E, ne olacak? Hangi zengin belediye kanalizasyon yapacak?

İnşaatlardan alınan vergiler de malum. Doğru dürüst vergi sistemi olsa, belediyeler belki bir miktar kentleri bu durumlara hazırlayacaklar ama o da yok. Elektrik, su ha keza. Yeni santraller yapacak gücümüz var mı ki, böyle işlere girişiyoruz?

Şehir Plancıları Odası, “İskele ilçesinin nüfusu 8000 civarlarındayken 30000 üstünde nüfusu barındırabilecek kapasitede konut üretimi vardır” diyor.

Korkunç bir rakam. “Irrasyonel” diye tarif edliyor, yani çılgınlık düzeyinde…

İhtiyacın kat kat üstünde. Bu da gösteriyor ki, bu konutlar yabancılara satılmak için düşünülüyor.

İşte uzmanlar buna da “balon” diyor.

Arz-talep dengesine uymayan yatırımlar. Zaten inşaat sektörü, 2017’de, bir yıl öncesine göre yüzde 100 büyümüş durumda. Peki nereye kadar?

Bir başka tehlike de var. Bu tür çılgınlık hallerinde, sadece kentlerin dokusu bozulmuyor, bankacılık sektörünü, inşaatçıları, konut alanları da içine alan bir ekonomik krize doğru da gidebiliyor.

Konut yapalım, yabancıya satalım, kalkınalım…

Şu anda mentalite bu…

Allahtan çeşitli görüşlerin temsil edildiği bir hükümet var da, önlem almaya çalışıyor.

Şu anda geçmiş Girne emirnamelerini çıkaranların tek başlarına hükümette olduklarını bir düşünsenize… Bakın Fikri Ataoğlu’na, koruma öngören emirnameyi hükümette olduğu halde eleştiriyor. Bu da İçişleri Bakanı Baybars’ın tarif ettiği, “eski-yeni siyaset zihniyeti” farkı olsa gerek.

Bence bu bir direniştir…

Ülkenin değerlerinin, sermayeye karşı savunmasıdır…

Tüm direnenlere kolay gelsin…

YERİN KULAĞI VAR

SIKIYI GÖRÜNCE:

Doğal gaz konusunda atıp tutan Rum lider Anastasiadis, Barbaros araştırma gemisinin bölgeye Türk savaş gemilerinin eşliğinde gelmesiyle birlikte yan çizip bir anda barış havarisi kesildi. Anastasiadis, “Kimsenin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasal vatandaşlarının tümüne ait olan doğal kaynakları gasp etme amacı olmadığı ve Türkiye de dahil hiçbir ülkeyle iş birliği yapılmayacak gibi bir önyargıya sahip olmadığı”nı söylemiş. Acaba korkmuş mu, yoksa suları ısıtmak için provokasyon mu yapıyor.

 

ADALET NEREDE:

ABD Dışişleri Bakanlığı  açıklama yapmış, “Adadaki tüm doğal kaynaklar gibi petrol ve doğal gazın bütünlüklü bir çözüm çerçevesinde adadaki iki toplum arasında adil dağıtılması gerekir”… Bir tutturmuşlar, “adil dağıtım”. Ya karar alma süreci? Kıbrıslı Türkler şu anda bu sürecin dışında. Madem gelirinden hak sahibi olacaklar, söz sahibi de olmaları gerekmez mi? Uluslararası sermayenin siyaseti ve adaleti nasıl çarpıttığının somut bir örneği…

 

ADAY MI:

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 2020 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak, “Parti ile istişarem yok. Bir talebim yok. Kararı parti verecek. Parti kararını verdikten sonra bu tip konular konuşulabilir. Henüz bu konu kararlaştırılmış değil” derken aslında partinin aday göstermesi halinde buna sıcak bakacağı mesajını verdi. Son seçimlerde, adaylığı gündeme geldiyse de, CTP son anda Sibel Siber’i aday göstermişti. Seçimler için önümüzde yaklaşık birbuçuk yıl var ama, belli ki partiler aday yoklamaları başladı bile…

 

TEK BİR OPERASYONDA 13 KİŞİ:

Önceki akşamki “huzur opersayonu”nda, hakkında ihraç kararı olan 1 kişi ve ülkede ikamet izinsiz kalan 10 kişi tespit ederek tutuklandı. Operasyonda yatıevleri, pansiyonlar da sıkı denetime alınmış. Rakam küçük gelebilir. Gerçekten de gelen gitmiyor, onu biliyoruz. Ancak hiç yoktan iyidir diye düşünüyor insan. Operasyonlar sıklaştırılırsa, bu sayı artacak. Yine de güzel…

 

“KALİTESİZ EĞİTİM”KAYGISI:

YÖK tarafından yapılan öğrenci anketine katılanlanların %10’u,    KKTC Üniversitelerini tercih etmemelerinin başlıca nedeni olarak eğitimin kalitesiyle ilgili kaygıları olduğunu söylemişler. Geriye kalanlar ise KKTC’deki pahalılık ve ulaşımı öne sürmüşler. Bazı üniversitelerimiz ne yazık ki, verdikleri eğitimin kalitesinden çok, gelen öğrenci sayısıyla ilgileniyorlar. Bu kadar çok üniversitenin olduğu bir yerde yaşanan rekabet, eğitimin kalitesini de etkiliyor. Bilmedikleri tek şey, “ticari bir anlayışla” eğitimin yapılamayacağı… İşte tehlike çanları çalıyor.

 

DOĞRU BİR KARAR:

Beleş diye sağa sola attığımız, her ürün için ayrı ayrı aldığımız ve en önemlisi ülkedeki kirliliğin baş nedeni naylon poşetler 1 Aralık’tan itibaren para ile satılacakmış. Henüz kaça satılacağı belli olmasa da, bir ücreti olacağından eldeki poşetleri sokağa atmak yerine gözümüz gibi bakacağız. Bu karar çevre ve doğa kirliliği için iyi bir adım olacak…

 

ZİRVEDEKİLER

Trevanian (Yazar): “İnsanı mutlu eden şey, ihtiyaçlarıyla varlıkları arasında bir denge olmasıdır. Bütün sorun, bu dengenin nasıl sağlanacağı; İnsan bunu belki varlıklarını yükseltip ihtiyaçlarının düzeyine çıkararak yapabilir ama bu, budalalık olur. Öyleyse akıllı bir adam dengeyi, ihtiyaçlarını azaltarak, yani onları varlıklarının düzeyine indirerek sağlar. Bunu yapmanın en iyi yolu, bedava olan şeylerin değerini bilmektir. Dağların, kahkahanın, şiirin, bir dostun verdiği şarabın”.

 

DİPTEKİLER

Vuran Mı, Vurulan mı Eşek: Önceki gün sosyal medyada paylaşılan ve zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilen eşek fotoğrafıyla ilgili açıklama yapan Taşkent Doğa Parkı, söz konusu eşeğin zehirlenerek değil, vurularak öldürüldüğünü açıkladı. Şimdi sormak lazım, bunu vuran insan mı, yoksa vurulan zavallı hayvan mı eşek…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar