Böyledir Bu İşler... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Böyledir Bu İşler…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Evet, böyledir…

Öyle içindeyken, keyfini sürerken ala, dışına çıkınca tu kaka…


UBP’nin liste dışı kalan iki milletvekili, düpedüz itirafta bulunmuşlar.

Ergün Serdaroğlu ve Hamit Bakırcı…

“Gombinalar döndü” diyorlar…

“Listeler dolaştı” diyorlar…

“Biz bunu bilmiyoruz, yapamadık, onun için liste dışı kaldık” diyorlar.

Yapmayın be arkadaşlar…

UBP’nin içinde kurulduğu günden beri vardı bu gombinalar.

Listeler, listecikler…

Defalarca gözlerimle gördüm. Hem kurultaylarda, hem aday belirlemede, hem de genel seçimlerde… Onlarca, yüzlerce liste. Kimin listesi daha çok kitleye ulaşırsaydı, o liste kazanırdı.

Yani hadi Hamit Bakırcı yeni diyelim, Ergün dostum da mı bilmez…

Sonra kendi oy verdikleri kadın kotasını eleştiriyorlar.

Hamit Bakırcı doğrudan kadın kotası mağduru oldu. Daha fazla oy aldığı halde, dışta kaldı.

İnsan başına gelince anlamazmış…

Ama ülke yönetimi böyle olmaz.

Kafan tokuşunca anlarsan, iş işten geçer.

Onun için vizyon lazımdır, neyin ne olacağını hesaplayabilmek lazımdır.

En önemlisi de cesaret lazımdır.

Savunan partin de olsa, yanlış gördüğünü söyleyeceksin.

Ben bugüne kadar hiç bir UBP’li vekilin şu kadın kotasına karşı çıktığını görmedim.

Ama daha ilk seçimde ne oldu?

Kozmetik, zorlama adaylarla doldu listeleri.

Aldıkları oylar boşa gitti. UBP tabanının iradesi gerçekleşmedi.

Ergün Serdaroğlu daha da kötüsünü söylüyor. Aynen bizim de tahmin ettiğimiz gibi, kitleler halinde üye yazmışlar. Hatta yeni vatandaş yaptıklarını UBP’ye üye kaydetmişler.

Ben. Girne’de bir cafe’de kurulan karargaha bizzat şahit oldum. Gelene geçene ‘gel seni UBP’ye yazalım’ teklifi yapıyorlardı.

Biz de burada hesap yapıyoruz, 12 bin üyeleri vardı, 5 bini sandığa gitmedi falan diye. Boş iş…

Demek ki neymiş, UBP hala “abi” ideolojisiyle yönetilmeye devam ediyormuş.

Öyle demokrasi falan hikaye…

Ayak oyunları, gommalar, gombinalar, listecikler bildik…

_______________________________________________________________________________

İşte buna ihtiyacımız var…

Güney Kıbrıs’ta suç işleyerek hapse mahkum olan yabancı uyrukluların Güney Kıbrıs’tan aldıkları pasaport ve kimlik kartları iptal edilecek, bu belgelere el konulması veya tekrar verilmemesi için düzenleme yapılacak… Böyle bir yasa çalışması içindeler…

Tam da ihtiyacımız olan bir uygulama…

Burada da asayiş ciddi bir sorun haline geldiği, hapishanenin kapasitesinin 3-4 katına çıktığı göz önüne alınırsa, bizim de bu yöntemi uygulamamız gerekir diye düşünürüm.

Hem de bir fazlasıyla…

Cezasını çektikten sonra bir daha geri gelmemek şartıyla ülkesine iade edilmek üzere…

Kolay mı..? Değil… Ama cesaret gerekiyor…

Yoksa, her  olayda asayiş sorunundan dem vurmanın, laga lugadan öte bir anlamı yok…

_______________________________________________________________________________

YERİN KULAĞI VAR

ÇALIŞMADIĞI DAHA İYİ:

Meclis dün açıldı ve kapandı. E malum, herkes arazide… Keşke bir düzenleme yapsalar da, seçim yasakları boyunca hiç çalışmasa. Yaptıkları yasaların hemen uygulanmasının imkanı yok nasıl olsa. Dahası, baksanıza, seçim sonrasını bağlayacak tinyozluklar dönüyor. İktidar, Meclis’i de propaganda aracı olarak kullanıyor. Varsın 60 gün çalışmasın…

SADECE RASTLANTI:

Vatandaşlıktı, kırsal kesim arsasıydı derken seçim kapıya dayanıverdi. Ama onlar yılmadılar, dağıtacak birşey kalmayınca eski defterleri karıştırıp, polise erken emeklilik, geçicilerin kadrolanması yasalarını bir çırpıda Meclis’ten geçiriverdiler. Muhalefet yapılanları popülizm ve seçim yatırımı olarak eleştirirken,  hükümet kanadı, “seçimle ne ilgisi var, neresi popülizm” diye kendini savunuyor. Doğru ya, bunların seçimle ne alakası olabilir, sadece bir rastlantı…

 DÖVİZİ GÜNDEMİNE ALAN VAR MI:

Seçimlere büyük bir ekonomik krizle giriyoruz. Fakirleşerek, geçim sıkıntısı çekerek… Dahası bir çok kişi banka kredilerini ödeyemediği için ya mazbata mağduru olma, ya da eldekini avuçtakini satma eşiğinde. Peki bir buçuk ay sonra yapılacak olan seçim, bu öncelikli soruna bir çare getirecek mi? Partilerden böyle bir beklentimiz var mı? Şüphesiz var ama, bir de gündemlerine bakın…. Dövizle ilgili politikası olan? Yok… Demek ki, bu halk talep etmeyi de öğrenmeli. Bir kaderciliktir gidiyor…

KONTENJAN ADAYLIĞI UCUZ DEĞİL:

Diğer adaylar listeye girebilmek için birbiriyle yarışırken, parti tarafından belirlenen kontenjan adayları daha rahat olur. Nasıl olmasa sırası için birileriyle yarışmak zorunda değiller. Ancak bu rahatlığın da bir bedeli varmış meğer. UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, kontenjan adayı olanların, diğer adaylardan farklı olarak asgari ücretin 16 katı bir para ödediklerini belirtti. Ha bir de kendilerine hatırlatalım, UBP tarihine bir baksınlar, kontenjanların kaçta kaçı seçim kazanmış…

BU FİLMİ YILLARDIR GÖRÜYORUZ:

Yağmurların başlamasıyla birlikte,  vatandaşın korkulu rüyası sel baskınlarının yeniden yaşanabileceğine dikkat çeken İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Seran Aysal, “aynı filmi tekrar görmeyelim” uyarısı yapıyor ve yağışlar bitince, mağdurlar da dahil unutulduğunu vurguluyor.  Vallahi biz böyle bir milletiz. Acı çekmekten zevk mi alıyoruz, yoksa bir şeyleri başarabileceğimizi mi unuttuk nedir…

SADECE ÜZÜLÜYORUM: Güney Kıbrıs ve Mısır’ın doğal gaz ve diplomasi konusunda yaptıkları anlaşmalara bakıp, üzülüyorum. Bir de bizim tarafa bakıyorum, her zaman olduğu gibi reaksiyoner tepkiler… Tanımayacağız, evet tanımayacağız. Bizi bağlamaz, evet bağlamaz, ama üzüyor be kardeşim… Böyle eli kolu bağlı seyretmek kanıma dokunuyor…

_______________________________________________________________________________

ZİRVEDEKİLER

Hüseyin Ekmekçi: “Kimse kimsenin işten atılması derdinde değil ama anayasaya aykırı olarak sınavsız bir şekilde tamamen popülist istihdam yapılması için yasa hazırlamak ve bunu doğru olarak lanse etmek nedir? Madem tüm parti yetkilileri anayasa mahkemesinden dönecek diyorlar neden buna ret oyu veremiyorlar? Bu ülke bu oy avcılığı yüzünden bu halde. Dürüstlük hiçe sayıldığı için biz hayır etmeyik zaten”…

_______________________________________________________________________________

DİPTEKİLER

Ahmet Kaşif: “1016 kişiyi kadroluyorum, ne mutlu bana” diyor. Popülizmin, yasaların, eşitliğin, adaletin yerini almasını savunan bir siyasetçi ve onun sözleri… Ya dışta, ellerinde diplomalarıyla münhal açılmasını bekleyen ve sizin gibi dayısı olup da arka kapıdan devlete kapağı atamayanların çiğnenen hakları? Anayasa Mahkemesi söyleyecek son sözü… Şark politikasına “dur” diyecek bir son noktamız, yargımız var şükür ki… Sizi de Sayın Kaşif, vatandaş değerlendirecek…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar