Yeni Dönemde Yeni Yöntem Şart - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Yeni Dönemde Yeni Yöntem Şart

Mete TümerkanMete Tümerkan

Kıbrıs konusunda müzakere süreci Güney Kıbrıs’taki seçimlerden sonra yeniden başlayacak olursa, bunun nasıl ve ne şekilde olacağı mutlaka yeniden belirlenmelidir.

Yeni dönem yeni kural, anlayış ve yöntemleri hayata geçirerek başlamalıdır.


Süreç öyle bir şekilde kurgulanmalıdır ki sonucu her ne isterse olsun, statüko değişsin.

Hiçbir şey eskisi gibi kalmasın.

Müzakere süreçlerinde bugüne kadar neden bir başarı sağlanamadığı, statükonun neden devam ettiği artık herkes tarafından görülebilecek bir hal aldı.

Bunun müzakerelerde izlenen yöntem ve anlayışlarla, kurallarla doğrudan ilgisi vardır.

Örneğin, müzakereler yeniden başlacaksa mutlaka bir takvim belirlenmeli, süreç kesinlikle ucu açık olmamalıdır.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bunu ifade ediyor.

Akıncı’nın ifade etmeye başladığı bir diğer önemli konu ise müzakereler yeniden başlayacaksa, bunun öncesinde kapsamlı bir şekilde mekik diplomasisi yürütülmesi ve konularda yakınlaşma sağlanması halinde liderlerin stratejik bir anlaşmaya imza atmak üzere bir bir araya gelmeleridir.

Yani bu söylemle hedeflenen, sonuç ve çözüm odaklı bir anlayışla müzakere yapılmasıdır.

Bir başka önemli nokta ise müzakereler yeniden başlamdan önce müzakerelerin sonucu her ne isterse olsun mevcut durumun devamının engellenmesidir.

Yani örneğin, Rum tarafının tutumu  nedeni ile müzakereler yine başarısızlıkla sonuçlanacak olursa, Kıbrıs Türk tarafının durumunun ne olacağına işin başında karar verilmelidir.

Oyunun kuralları net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

Ancak böylesi bir anlayışla kurgulanacak bir müzakere süreci bundan öncekilerden farklı ve sonuç odaklı olur.

Annan Planı sürecinde ve bunun sonrasında Crans Montana’daki Kıbrıs Konferansı’nda müzakereler doğru kurgulanmadığı için sonuç alınamamış, belirsizlik ve statüko devam etmiştir.

Her iki süreç de Rum tarafının tutumu nedeni ile başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen, Kıbrıs Türk tarafı çözümsüzlüğün bedelini ödemeye devam etmek durumunda kalmıştır.

Kıbrıs Türkleri belirsizlik ortamı içerisinde tutularak, sanki çözümsüzlüğün sorumlusumuymuş gibi izolasyon ve ambargolar altında cezalandırılmaya devam edilmiştir.

Bu büyük bir adaletsizliktir.

Bu nedenle eğer müzakereler yeniden başlayacaksa bu konuda da bir tedbir alınmalı, çözümsüzlüğün sorumlusu her kim olacaksa bedeli o ödemelidir.

Ancak böylesi bir anlayışla dengeli ve eşit koşullarda bir müzakere süreci kurgulanabilir.

2004 Annan Planı sürecinde Kıbrıs Türkü plana “evet” diyerek çözümsüzlüğün nedeni olmadığını net bir şekilde ortaya koydu.

O gün AB ve BM çözümsüzlüğün devamını sağlayan Kıbrıs Rum tarafına dönük bir yaptırım uygulamadı, Kıbrıs Türkünün de Kıbrıs sorunu nedeni ile yaşadığı mağduriyetleri giderecek bir adım atmadı.

Cenevre’deki Kıbrıs Konferansı sürecinde de öyle oldu.

Müzakerelerin Güney Kıbrıs’taki seçimlerden sonra yeniden başlaması ancak anlayış değişikliği yaşanması ve sürecin doğru kurgulanmasına bağlanmalıdır.

Aksi takdirde yine havanda su dövülecek ve boşuna emek harcanıp zaman kaybedilecektir.

Onun için özellikle başta BM olmak üzere üçüncü taraflar şimdiden bu konularda kafa yormaya başlamalı, zamanı artık daha fazla boşa harcayacak işler yapmaktan geri durmalıdırlar.

Bugüne kadarki yöntemlerle Kıbrıs sorununun çözümlenemediği apaçık ortaya çıkmıştır.

O halde çözüm isteniyorsa yeni dönemde yeni yöntemler denenmelidir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar