Birden fazla mesaj verilmek istenirse... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Birden fazla mesaj verilmek istenirse…

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

Görünen köy kılavuz istemez içgüdüsü galip geldiği için bu yazıyı şimdi yayınlamak ağır bastı.

Önümüzdeki seçimler hangi adayın ya da fikrin tercih edilmesi gerektiği üzerinden değil de hangi adayın niye tercih edilmemesi üzerinden sonuca ulaşacak gibi durmaya başladı.


Sonunda kazanacak olanın bir şeyi başarıp başarmayacağından ziyade üzerinde en az negatif bulunduran kazanacak.

Sıralayayım.

 

***

Akıncı: Crans Montana’ya ‘’son şans’’ ve ‘’bizim nesil çözemezse gelecek nesillere kalır’’ deyip gerekçelerini açıklamadan bu söylediklerinden geri çark etmesi,

 

‘’İlle de anlaşma’’ değil de ‘’ille de federasyon’’ ısrarından ve Rum liderin ezber bozan federasyon dışı çözüm söylemlerini dikkate almaması,

 

Hesaplı söylemleri ile Türkiye devletini ve partiler üstü geniş bir kamuoyunu yeri gelirse karşısına alabileceğini ve bunun yol açacağı 5 yıllık olası bir kriz dönemi göze alınamayacağı,

 

***

Özersay: Sağın ‘’çatı adayı’’ olmayı altın tepside sunulmasını naif bir şekilde bekleyip bir türlü federasyona alternatif olacak olan yol haritasını ortaya koymaması,

 

AB çatısı altında iki ayrı devlet mi yoksa nasıl olacağı ve statüsü meçhul olan ‘’iş birliğine dayalı yapı’’ mı diye net bir görüş ortaya koymadığı,

 

Kıbrıs sorunundaki bilgi derinliği ve diplomatik çevreler nezdinde gördüğü kabulün verdiği rahatlık ile pekişen özgüveninin yansıması, onun giderek artan bir şekilde toplumun geniş bir kesimine antipatik ve egosu büyük bir siyasetçi olarak yansıması,

 

Ortaya çıkan bu görüntünün Özersay’ı, vereceği mesajın önüne geçirip Kıbrıs sorununun çözümünde fark yaratabilecek olan görüşlerini gölgede bıraktığı,

 

***

Tatar: Kendi ifadesi ile daha düne kadar istemediği Cumhurbaşkanlığına niye aday olduğunun yaratacağı kafa karışıklığı,

 

Parti başkanlığında kalabilmek için mecburiyetten aday olduğu görüşünün hâkim olacağı,

 

Tatar’dan sonra partinin başına aday olacak kişileri düşündükçe Tatar’ın şimdiki görevinde kalmasının toplum için en hayırlı ve optimum karar olacağı,

 

Onun iyiliğini düşünenlerin de ona oy vermeyecek olması,

 

Tatar’ın Kıbrıs sorununa yaklaşımının Eroğlu’dan çok daha heyecanlı hamasi nutuk atmanın ötesine geçemeyeceğinden ve toplumun da karnının buna tok olduğu,

 

Seçim sürecine iyice girildiğinde diğer adaylar karşısında Kıbrıs konusuna göreceli olarak hâkim olmadığının açık oturumlarda ortaya çıkacak olması,

 

Seçmenin bu üç adaya toptan bir mesaj vermesi ve mesafe koyma ihtimali giderek artmaktadır.

 

Bundan dolayı üzerinde en az spekülasyon ve negatif olan aday az şekerli kahve kıvamında Erhürman gibi gözükmektedir.

 

Seçim süreci daha tam olarak başlamadan, niye Akıncı, Özersay ve Tatar değil sorusunun altı çok daha rahat doldurulabilmektedir.

 

Üzerlerinde biriktirdikleri negatifler bu 3 adayın şansını azaltan yegâne faktör olmaya adaydır.

Erhürman’ın federasyonu savunuyor olması sağ seçmen üzerinde onun zayıf noktası gibi görünebilir ama kurulmuş olan Suriye anayasa komisyonunun konuşacağı devlet yönetiminde herhalde T.C. Suriye içinde ayrı devlet tezini savunmayacaktır.

 

Bölgede bir anda değişebilecek konjonktürün içerisinde Erhürman’ın Türkiye’yi karşısına almadan iki ayrı devletin niye olamayacağı argümanını etkili bir şekilde sorgulayıp anlatacak olması ile birlikte AB çatısı altında konfederasyonun da olabileceğini telaffuz etmesi onu toplum nezdinde bambaşka bir konuma kolaylıkla sokar.

 

Bundan dolayı federasyondaki ısrarına çok da takılmamak lazım. Baksanıza federasyonun görüşülmesine karşı olup kafayı buna takanlar kendi çıkar ilişkileri söz konusu olduğunda bunu rahatlıkla unutmaya razı.

 

Eh en önde duran seçilmişler meseleye bu şekilde yaklaşınca cemaat de buna ‘’o kadar da önemli değilmiş’’ diyerek elbette ayak uydurur.

 

Ne de olsa arka planda T.C. gibi bir sigorta poliçesi olduğu olgusu var.

 

O olgunun boş çıktığı noktada da anlaşma referandum için önüme gelecek o zaman doğrusunu yaparım inanış ve algısı var.

 

Doğru ya da yanlış bu toplum milletvekili seçimleri dışında adayların yarıştığı seçimlerde kendisi için en optimum olacak olan tercihi yapmaya alışkın ve meyillidir.

 

Bundan dolayı Türkiye’ye kendi siyasi çıkarı için kafa tutan Akıncı’yı torunları ile vakit geçirmeye,

 

Aralarında koalisyon hükümeti kurup ortak aday çıkartmakta anlaşamayan Tatar ve Özersay’a iddialı oldukları icraatın ve yolsuzlukla mücadelenin başında Türkiye ile uyumlu bir şekilde görevlerine devam etmeye,

 

Türkiye’ye de Akıncı’ya notunu demokrasi sınırları içinde kendisinin pekâlâ verebileceğini,

 

Kriz yaşamak istemediğini ama işaret edilen Tatar ve Özersay tercihlerini de onaylamadığını,

 

Bundan dolayı Cumhurbaşkanlığına da Türkiye nezdinde kraldan kralcı olmayacak birini seçtiği mesajını verme fırsatını kaçırmazsa şaşırmamak lazım.

 

Akıncı’ya geri bildirimde bulunurken Erhürman’a da Akıncı’nın gittiği yoldan gitmemesi ve federasyon dışındaki alternatifleri de dikkate alması gerektiği mesajını verecektir.

 

Belirleyici olacak olan merkezdeki yüzer seçmenin değerlendirmesi sonucunda, Türkiye ile kavga etmeyecek, Türkiye’nin baskısı altında olsa da kraldan kralcı olmayacak, entelektüel yanı güçlü, Kıbrıs konusunda bilgili, alçak gönüllü olması federasyoncu olmasına ağır basması ile Erhürman aradan çıkabilir.

 

Birileri de en büyük parti benim diye hindi gibi kabardıkça kabarsın bakalım. Aday belirlerken göreve göre tercih yapamayıp ‘’örf ve adet’’ düsturu ile hareket etmenin günümüzde artık siyasi partilerin değil tarikatlar için geçerli kural olduğu anlaşılmış olacak.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar