BiRAZ DA DIŞIMIZDAKİ DÜNYAYA BAKALIM DEDİK: - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Mayıs 5, 2024
Köşe Yazarları

BiRAZ DA DIŞIMIZDAKİ DÜNYAYA BAKALIM DEDİK:

Eşref Çetinel

Ne zamandır kendi sorunlarımızla sarmalanmış olmalıyız dünyaya dönüp bakamıyoruz! Oysa bizden hallice değiller, aksine kaynıyorlar! 3. bir dünya savaşına nasıl başlayacaklarının provalarını yapan ülkeler bir yandan da birbirleriyle dalaşmak için aralarında sorun üstüne sorunlar çıkarıyorlar! Neyse ki tüm uğraşmalarına karşın Rusya ile Ukrayna savaşından uzak durmayı beceriyorlar  ama bu ülkeler arasında bir iki istisna var..

BUNLARDAN biri Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’ı da içine alacağı bir yeni “adalar egemenliği alanı” oluşturmak isteyen Yunanistan tabi! Gün geçmiyor ki yeni bir emrivaki ağırlıklı atağın haberini işitmeyelim. Sonuncusu da Lübnan’dan sonra Libya ile deniz sınırlarını yeniden saptama çağrısı oluyor!


TÜM amacı Ege’de Doğu Akdeniz’de yüzlerce ada ve adacıkları da içine alan bir “Yunan deniz egemenliği alanı oluşturmak!”

Bu hayaline çanak tutan ülke ise son yıllarda postu Doğu Akdeniz’e onlarca askeri üssü ile  seren ABD oluyor!

Dolayısıyla artık kaçınılmazlığın son kertesine gelinmişliğinde sadece Kuzey’deki biz Türkler değil, Türkiye de tehdit altına itiliyor! SON gelişmelerde ise öne çıkan ülke  yine  Yunanistan oluyor! Nitekim amacına ulaşmak için sürekli ve peşi peşine yeni çıkışları ile henüz tamamlayamadığı egemenlik alanı zincirinin halkalarını birbirine ulamaya çalışırken  Türkiye’nin hemen ardından daha önce de müzakerelerini yaptığınca Libya’ya   “deniz sınırlarını saptama” teklifinde bulunması oluyor! Ayni sıralarda Türkiye Mısır ile ilişkilerini düzeltmeye çalışırken Mısır tam tersi bir çıkışla TC ile müzakereleri durdurma kararı alıyoryor! Tabi Yunanistan’ın refiki olarak! ***

LİBYA’ya dönecek olursak:  Hemen hatırlatalım Kıbrıs barış harekâtında Türkiye’ye elverdiğince askeri teçhizat yardımında bulunan Kaddafi’li Libya olduydu. Askeri araç gereçlerin ve uçakların teker lastiklerine kadar.

TABİ yine Amerika müdahalesi  sonucunda  dünyanın enteresan liderinden biri olan  Kaddafi ile Irak’ın Saddam Hüseyin’in nasıl katledildikleri de hâlâ hafızlarımızda yaşamakta! ***

NEREDE KALMAŞTIK? Şimdi Yunanistan 12 yıl önce Libya ile  başlattığı müzakerelerin yeniden başlaması için artık ağa babası konumuna geçen ABD’nin Dışişleri Bakanı Blinken’den Atina ile Trablus arasında 2010 yılında kesilen Deniz Yetki Sınırlarının belirlenmesine yönelik müzakerelere başlaması için “Libya Ulusal Birlik Hükümetine” baskı yapmasını istiyor!

BÜTÜN BU YENİ gelişmelerin “dolaylı” olarak değil, “direkt” KKTC’yi de çok yakından ilgilendirdiğini söylemek her halde yanlış olmayacaktır.. Çünkü biz “Akdeniz çanağı ülkeleri”  yıllardır siyasi huzursuzluklarla besleniyoruz! KIBRIS’ta 1974 Barış Harekâtının gerçekleştiğinin, İrak Suriye’de “ihtilallerin” nasıl kanlı savaşlara dönüştüğünün sadece tanıkları değil, yaşayanları da olduk!  Ki siyasi çözüm sağlanmadan bizi de kapsamına alacak savaş yada savaşlar olasılıklarından kaçamayız!

YANİ bu olasılığı komşunun nasıl gördüğünü bilemem ama anası Yunanistan’ın başında Miçotakis gibi sorumsuz ve çılgınca hareketlerle kararların sahibi olabilen  bir Başbakan  varken  biz bu adada güvenlik ve huzur içinde olduğumuzu asla söyleyemeyeceğiz. Çünkü değiliz!  Diyeyim ve bir başka konuya geçeyim:

KISACA TAKILDIĞIM: Ben haberi atlamıştım. Bir gazeteci refikim “köşesinde” yorumlayınca  öğrendim: Haber ve olay şuydu:

MEĞER bundan iki hafta önce AB Parlamento Başkanı bayan Roberto Metsola adanın Güneyi’ni ziyaret etmiş mülteci sorunları  ile  Maraş’ın açılması sorunlarını  görüşmüş bilgiler almış.

Ne var ki  Kuzey’e geçmek gibi bir siyasi hatada bulunmamış(!) olsa da geri dönüşünde parlamentoyu ziyareti ile ilgili bilgilendirirken şöyle demiş:

“Türk tarafının tahriklerini yerinde gördüm!”

HER ne kadar AB bir Hristiyan kulübü  olsa da.. Artık yaşlı nüfusu ile hantal bir kıta haline de gelse de siyasi ve askeri refleksinin  ne kadar etkin olduğu bilinmese de sonuçta bu adada Osmanlı döneminden beridir bir Türk nüfusu vardır ve 1974’den beridir de  Kuzey’de defakto da olsa TC tarafından tanınan bir Kıbrıs Türk Devletidir.

VE büyük gerçek, yarım asırdır da Kıbrıs adasında Türklerle Rumlar arasında fiske kadarlık ne sürtüşme olmuştur ne kavga kalaba! Bayan Metsola bu siyasi barış ortamını da gördü mü?

Çünkü kendileri Güney’de ve yerinde “Türk tahriklerini gördüm” diyor da “Rumların bir ayağının Türk çarşılarında, Türklerin bir ayağının Güney’de ve barış içinde alışveriş yaptıklarını görmedi mi? Nerde olmuş Türk tahrikleri ne yapmışlar! ***

AVRUPA “böylesi yöneticilerin” elinde ve Rum tarafı da “bu böylesi yöneticilerin” dümeninde adada yalan yanlış haberler yayarak siyasi çıkarlar umuyorlarsa yanılıyorlar!  Çünkü yarım asırdır barış içinde yaşayan Rum-Türk halklarının hisleriyle ulusal değer yargılarını kaşımaya devam ederseniz kanatırsınız. Ki bunu zamanında Makarios yaptı adanın yarısını kaybetti!

“AMAN”  diyoruz bırakın bu asude adamızda barış içinde yaşayalım, dürtmeyin kaşımayın!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar