Bir kıvılcım olur mu..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Bir kıvılcım olur mu..?

Dün CTP destekli bir eylem yapıldı Lefkoşa’da. Beş yüz civarında CTP’li yürüdü sokakta. Sayı belki azdı ama çıkarılan ses, sayı ile ters orantılıydı ve Belediye binası önünde BES ve KTAMS ile buluştular. CTP’li meclis üyeleri istifalarını sundular toplu olarak. Aslında yıllar önce yapmaları gerekeni yaptılar dün…
TDP, CTP’nin eylemine destek veren KTAMS’ı eleştirdi, bir partinin “arka bahçesi” olmakla. KTAMS ve CTP’nin aynı günde eylem yapmasına içerlemiş Sayın Çakıcı anlaşılan. Olmaması gereken bir tartışma yaşandı toplumun gözü önünde, “umut” olduklarını iddia eden iki muhalefet partisi arasında…  
Aslında tabiri caizse her iki parti de, “parsayı toplama” sevdasındaydı. TDP söylemlerinde belki haklıydı, çünkü dünkü eylem CTP grubunun bina önüne gelmesiyle adeta bir CTP eylemine dönüşmüştü. Atılan sloganlar, sallanan bayraklar ve hatta kürsü, eylemi dıştan veya televizyonu başında izleyenlerce CTP mitingi olarak algılandı. CTP,  başkanı, milletvekilleri, hatta bazı belediye başkanları ile tam kadro eylemde yer aldı…
KTAMS’ın CTP’ye destek vermek için eylemi aynı günde yapması tartışılabilir. Sayın Çakıcı’nın eyleme yönelik eleştirilerini haklı kılabilir. Ancak, Çakıcı’nın yerinde ben olsaydım, ne olursa olsun milletvekillerimle bile olsa, belediye binasının önünde olurdum. Çünkü KTAMS’ın dışında, gördüğüm kadarıyla KTEZO, Dev-İş, Türk-Sen, KTOEÖS, KTÖS temsilcileri oradaydı. O zaman Sayın Çakıcı, bu sendikaları da CTP’nin “arka bahçesi” olarak mı niteleyecek…
Hatırlayınız, bundan 3-5 ay önce CTP, TDP ve DP UBP hükümetine karşı bir güç birliği, eylem birliği için toplanmışlar ve yine sen-ben kavgası nedeniyle birlikteliği başlamadan bitirmişlerdi… Bugün de değişen bir şey yok. Halkın isyan noktasına geldiği bugünlerde yine sen- ben kavgası ile toplumun,  “kim gelirse gelsin değişmez” söylemini haklı çıkarmıyorlar mı..?         
Yine de her şeye rağmen, eğer niyet sorun çözmek olsaydı, tüm kesimlerin mutabakatıyla bir eylem düzenlenir, halkın da gönül rahatlığıyla katılımı sağlanırdı.
Genelde ülkenin, özelde Lefkoşalının ne dayanacak gücü, ne de boşa geçecek bir günü var. Bizi yönetenler kendi koltuk kavgalarının peşinde. Birçok vatandaş hala daha, “benim adamım gelsin de işim olsun” havasında. Memleketi düşünen yok. Ve ne yazık ki bu ortama baktığımızda, ülkeyi kurtaracak, insanlara yeniden umut ve güven verecek bir siyasi yapı da yok…
Bu eylem bir kıvılcım olur mu diye düşünmüştüm eylemden önce. Ancak gördüğüm tablo, toplumun kaderine razı olduğudur. Sorunlarına ve ülkesine sahip çıkmayan bir kalabalığa dönüştük. Barış ateşlerinin yakıldığı, on binlerin meydanları doldurduğu o günler, ne yazık ki sadece anılarda kaldı. Bunu da siyasiler ve halk olarak birlikte becerdik…

OKUR MEKTUBU
Aziz Dostum  Mehmet Moreket,
Gazete haberlerine göre Sn. Muhtarlar Birliği Başkanı UBP Kurultayı’ndaki oy hakkını belirli bir yönde kullanması için Sn. Küçük’ün kendine ve birçok delegeye bazı menfaatler sağlayacağına dair söz verdiğini iddia  ediyor ve bu söz yerine getirilmediği için de sitem ediyor.
Bu olay bana geçmiş genel seçimlerdeki buna benzer bir olayı hatırlatıyor.
Geçen genel seçimde bizim meşhur sendika ağalarımız seçime katılan tüm partilerin başkanlarını ziyaret edip, oylarına karşı bazı taleplerde bulunmuşlardı. Ağaların iddialarına göre sadece  Sn. Eroğlu bu istekleri kabul etmiş ve taleplerin karşılanacağına dair de söz vermiş, ancak seçimden sonra sözünü tutmamıştı…
Kısacası, benim anladığıma göre,  verilen söz üzerine bu sendika ağaları, üyelerini UBP’ye oy vermeleri için yönlendirilmişler ve belki de Sn. Eroğlu’nun seçimi kazanmasında büyük rol oynamışlardır. Ancak beklentileri gerçekleşmeyince medyanın da desteğiyle “halka verilen sözler tutulmadı” diye kopardıkları yaygara hala belleklerimizden silinmemiştir…
Demek ki ülkemizde oy pazarlığı yapan sadece ne halktır, ne de UBP delegeleridir. Sendika ağalarımız da bu pazarlıkları yaptıklarını açıkça itiraf etmişler ama kimse bunun farkında olmamış ve bu rezillik ne basın, ne STÖ’ler ve ne de siyasi partilerimiz tarafından tartışılmamıştır…
Geç de olsa bu konunun tartışılması ve gerek muhtarlar birliği başkanı olsun, gerek delegeler olsun ve gerek sendika ağaları  olsun, bu vatandaşı ne tip yüzsüzlerin temsil ettiği tartışılsın ve meydana çıksın.


Özer Raif

YERİN KULAĞI VAR
SİVİL HAVACILIK MÜDÜRÜ NİYE İSTİFA ETTİ: Ercan ihalesinin ardından çalışanların geleceği ile ilgili kaygıları bulunan Sivil Havacılık Dairesi Müdürü Hasan Topaloğlu, geçtiğimiz günlerde istifasını Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na sunmuş. İddiaya göre, istifası kabul edilmeyen Topaloğlu’nun, şubat ayına kadar görevde kalmasını ise bizzat bakan rica etmiş. Şubattan sonra ne değişecek onu bilmiyoruz…    
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ: Maaşlarını ve sosyal haklarını alamadıkları için eylem yapanları “güvenlik” nedeniyle bekleyen polislerin de, mesai paralarını alamadıklarını biliyor musunuz..? Kendi mesaisini alamayan ülkenin güvenliğinden sorumlu polisleri, maaşını alamayan işçi ile karşı karşıya getiriliyor. BES Hükümeti polise şikayet etmiş. Peki ama, polis kardeşlerimiz, kimi kime şikayet edecek. Bunun cevabını verecek bir makam var mı..?   
SAPLA SAMAN KARIŞTIRILDI: TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı dün, belediye çalışanlarına destek için eylem yapan CTP ile birlikte, eyleme destek veren KTAMS’ı eleştirdi. Bir partinin eylemine destek verdiği gerekçesiyle sendikayı eleştiren Çakıcı sapla samanı birbirine karıştırdı. Lefkoşa yangın yerine dönmüş, ortalığı b.k götürmüş bizim siyasiler hala sen ben kavgası yapıyorlar. Gün, birlik olma günüdür. Nerede kaldı birlik mücadele ve dayanışma…
İSTİFASINI GEREKTİREN BİR TEPKİ YOKMUŞ: Bugüne kadar gösterilen tepkiler istifasını gerektirecek düzeyde değilmiş… Duydunuz değil mi Cemal’in söylediğini. Adam haklı, vergilerinizi kafasına göre dağıttı, kafasına göre borçlandı, hepimizi borca soktu, çöpe, pisliğe hastalığa boğuldunuz, belediye diye bir şey kalmadı, ses çıkartmadınız. Bunları yapan birinin, kendiliğinden istifa etmesini beklediniz. Ah Lefkoşa halkı, ah…
EVLATLIKTAN RED: Cemal başkanın istifa etmek yerine, hiçbir şey olmamış gibi hala konuşmasına kızan bir vatandaş tepkisini şöyle dile getirmiş; “Bu ne saygısızlık, bu ne ilkesiz bir duruş. Halkına, toplumuna, dünyaya karşı, emeğe karşı bu ne saygısızlıktır anlamak mümkün değil. Bu kısaca, babanın evladını evlatlıktan reddetmesi ile eş değer bir durumdur. Halk da artık dönüşü muhteşem başkanı, başkanlıktan reddetmiştir. Bunu anlamamakta direnenlerin akıl sağlığından şüphe etmek gerek…”.
BİZ Mİ GÖRMÜYORUZ: Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana, dünden itibaren Lefkoşa’da çöp sorunu kalmayacağını iddia etmişti. Hatta bu konuda muhtarlıkların da devreye gireceğini söyleyen Dana’ya rağmen biz toplanan çöp göremedik, aksine hafta sonu çöpler daha da birikmiş. Acaba diyorum adresi şaşırıp başka bir kentin çöplerini mi topladılar…
GELEN KALIYOR: Bir ayda 2010 uçak inmiş. Bayram tatili uzundu, yaz biraz sarktı, insanlar bu mevsimde hala denize girilen bir ülkeyi tercih ettiler. Güzel bir gelişme. Fakat, bu haberin altında bir cümle daha vardı. Gemiyle gelen yolcu sayısı bir ayda 14 bin iken, gidenlerin sayısı sadece 7 binmiş. Yani yarı yarıya. Demek ki, gemiyle gelen kalıyor… Çalışma Bakanlığı iş yeri denetimleri ne durumda acaba? Şu kaçak belası yine patlamasın sakın…

ZİRVEDEKİLER
Şinasi Özdeş: Güzelyurt Sivil Toplum Platformu Sözcüsü Şinasi Özdeş, KKTC’de tavandan tabana kadar bütün işlerin durduğunu söyleyerek, “Memlekette büyük bir kaos yaşanmaktadır. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir çelişki ve çekişme var. Memurun amirini, amirin müsteşarını, müsteşarın da bakanını dinlemediği, takmadığı bir düzen mevcuttur…”. Kaos kelimesinin tam anlamını yaşıyoruz…
GAÜ İşletme Bölümü:  Girne Amerikan Üniversitesi, “en iyi işletme eğitimi veren 1000 üniversite” arasına girdi. Derecelendirme, uluslararası alanda eğitim kurumlarını değerlendiren Eduniversal tarafından yapıldı. Yaşadığımız rezil ortamda, üniversitelerimizin kazandığı başarılar yüzümüzü güldürüyor…

DİPTEKİLER       
Lefkoşa Halkı: Dün Lefkoşa’ya sahip çıkma eylemine gittim. Gözlerim evinin önü pislikte geçilmeyen, musluklarından su yerine kanalizasyon akan, sadece evinin içinde konuşan Lefkoşalıyı aradı. Kimse çıkıp da bu eylem bir partinindi gerekçesine sığınmasın. Öyle anlaşılıyor ki, pislik kanımıza işlemiş, bize yapılan her şey aslında hepimizin müstahakı, az bile yapıyorlar… 
Kaçak İşçi Çalıştıran Devlet: Hani adamı çalışma izniyle getirip, bir süre sonra yatırımlarını yapmayan işçisini kaçağa düşüren işverenler var. Şimdi LTB çalışanları da, daha birçok belediyenin çalışanı da aynen bu statüdedir, yani kaçak işçidir.  Çalışma Bakanlığı’nın çıkarttığı yasa kaçak işçi çalıştırana 5 asgari ücret ceza öngörüyor. Bu durumda bizzat yasayı çıkartanlar, denetim yapması gerekenler cezaya tabi değil mi? Bunu gören işveren, bu çarpıklıktan yararlanmaz mı? İş yine yargıya düştü. BES’in dün yaptığı suç duyurusu bu nedenle anlamlıdır. Yargı da bunu görmezden gelmemelidir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar