BİR İDRAK SORUNU VAR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe YazarlarıSürmanşet

BİR İDRAK SORUNU VAR

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Tam da aklımdakini söyledi Serdar Denktaş, “Gece gündüz çalışıp bütçeyi geçirelim bitsin” dedi.

Ondan bir gün önce de Tufan Erhürman, yaşananlar ortadayken, Meclis’te falan daireye ayrılan bütçenin yetersizliğini konuşmanın abes olduğunu söylüyordu.


Öyle ya, memlekette yer yerinden oynarken, zaten açık olan, zaten kaynağı belirsiz bir bütçeye bu kadar zaman harcamak akıl karı mıdır?

Nasıl olsa hükümet ortakları, müstafi vekillerle bütçeyi geçirecekler, bırakın geçirsinler, bitsin…

Bütçe Meclis Genel Kurulu’na geldiği gün, bizzat iktidar demeliydi ki, “Yahu arkadaşlar, bütçeye hız verelim, kısa sürede bitirelim, yapılacak çok işimiz var, buralarda zaman öldürmeyelim”… Hiç akıllarına bile gelmedi. Meclis’te uyarılınca ayıldılar da 29’unda bitirmeye karar verdiler, lütfen…

Böyle bir kararı almak, ülkeye daha fazla zaman kaybettirmemek için önce bu ülkenin ne halde olduğunu idrak etmeleri gerekiyordu. Eksik olan bu…

Şu son iki haftada, memleketi yeniden kargaşaya soktular, umurları olmadı.

Kapandık, kapanmadık derken, bulaşta ipin ucu kaçtı, ölümler artmaya başladı, hastane doldu taştı, yine umursamadılar ki, kalktılar son 2 gündür bize bu teraneyi yeniden yaşattılar. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun aldığı kapanma kararını bir kez daha ellediler, tedbirlerin hayata geçmesini 2 gün daha ertelediler. Bu arada vakalar artmaya devam etti.

Sonunda yine gecikmiş bir kapanma kararı.

Asıl soru, bu kapanma kararı neden iki hafta önce verilmedi?

Bunca insan ölmeden, bunca insan hastalanmadan. Mesele budur.

Toplum isyan etmeden karar alamıyorlar. O arada da giden gidiyor sayelerinde.

Yaptıkları bir şey var, hala muhalefeti, hala belediyeleri, hala halkı suçlamaya kalkmak.

Böyle yapınca da hepimizin “adamlar iş yapacak bırakmıyorlar” diyeceğimizi sanıyorlar. İstiyorlar ki, biz de başkalarını suçlayalım. Yok öyle dava. Kimin ne yaptığı ne yapmadığı apaçık ortada… Tartışılmaz bile.

Dünkü kararları defalarca okudum. Haberlerin altına gelen yorumları da tabii. Her zamanki gibi niyetini bile tam açıklayamayan cümleler. Herkesin kafası bir o kadar daha karıştı.

Bakın mesela, açık olan yerleri sıralamış, birkaç madde sonra, açık olduğu belirtilmeyen yerlerde çalışanlara özel izinden bahsediyor. Bankalar, muhasebeciler, şu bu diye sıraladıklarını, açık olan hizmetlerin içine niye yazmazsın ki?

Başka bir maddede, “Lefkoşa ve Girne’de tam gün sokağa çıkma yasağı var” deniyor. Market açık, eczane açık, bankalar açık, kreşler açık, nasıl sokağa çıkma yasağı bu?

Size bir şey söyleyeyim mi, bunlar bu seçimi kaybedeceklerinin bile farkında değiller. Baksanıza hala daha başarıdan söz etmekteler. 24 günde 8 ölüm, eşittir başarı. Hem de nüfusu 400 bin bile olmayan bir yerde.

Kararlarıyla sadece virüsü arttırmayı başaran bir hükümet, bunu başarı sayabiliyorsa, olup bitenin farkında değildir bence.

Onun için, bütçeyi acele geçirmeleri gerektiğini bile anlayamadılar. Millet isyan ederken, hiç olmazsa ‘partizanlık yapmayalım, görevden alma ve atamaları durduralım’ diyemediler.

Yarın, öbür gün seçim olduğunda, seçim sonuçlarını da anlamayacaklar.

O zaman da kimse çıkıp kendilerine anlatmayacak.

Ama, sebeplerini düşünmek için bol zamanları olacak…

 

 

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

 

ÜLKEYİ DEĞİL, BAKANLAR KURULUNU KAPATIN:

Bu ülkenin önündeki en büyük sorun ne salgın ne de ekonomidir. Esas sorun ne yaptığını bilmeyen Bakanlar Kuruludur. Ya karar alamıyorlar ya aldıkları kararları kendileri uygulamıyor veya toptan iptal ediyorlar. Bunların ne yaptığını bilmez tavırları nedeniyle vatandaş resmen kafayı yemek üzere. Bir de hiç sıkılmadan çıkıp da “bu süreci dünyada en iyi biz yönettik” demezler mi, resmen çıldırıyorum. Aslında yapılması gereken çok basit, Bakanlar Kurulunu toptan kapatacaksınız, bakın görün ülke bu günkünden çok daha iyi duruma gelecek. Saner hükümeti sayesinde bir ülkenin nasıl yönetilmeyeceğini anladık…

 

BÜROKRATİK ENGEL YARATMA ZAMANI MI:

Denetimi belediyelere verin deniyor ya, meğer kalkıp belediyelerden isim istemişler, onlar da göndermemiş. Bahaneye bakın, resmen durduk yerde bürokratik engel. İşin aciliyetini bile göremiyorlar. Başbakan halka sesleniyor, ‘sadece bizi değil, belediyeleri de suçlayın’ falan diye. Niye göndersin ki, kendi içindeki düzenlemeyi nasıl isterse yapar, sana ne. Sen yetkiyi ver, sorumluluğu belediye alsın. Yok, tekelcilikten çıkmasın. Bakarsın iyi bir iş yaparlar, olur mu sonra?

 

NE DİYOR ACABA:

Hükümetin sorumsuzluğu Tatar’ı bile açıklama yapmak zorunda bırakmış. Tedbirler alınırken hükümet yetkilileri, günlük gelişmeleri dünya ile paralel takip ederek değerlendirmeliymiş, bu da başarısının devamlılığı açısından önem arz etmekteymiş. Tedbir alırken, dünyaya bakın diye önermiş, yani demek istiyor ki, ‘yanlışların ben de farkındayım’. Ama aynı zamanda, neredeyse bir aydan fazla sıfır vaka yaşayan ülkede 20 günde 8 ölüm noktasına gelinmiş, bu da devam ettirilmesi gereken bir başarıymış. Altında bir yorum; “Ne diyor acaba?”. Aynen ben de öyle dedim, ne diyor acaba?

 

EKONOMİ NE KAZANDI:

Ülkede artan vaka sayısı nedeniyle son çare olarak tam kapanma kararına karşı çıkanların tek dayanağı “kapanırsak ekonomi batar” söylemidir. Ben de bu arkadaşlara sorarım, kapanmadığımız bu geçen sürede ekonomimizde patlama mı yaşadık, yoksa var olanı da mı kaybettik?  Turizme, yükseköğretime yönelik umutları, artan vaka sayılarıyla bir yıl daha mı erteledik… Ha, ekonomiden kasıtları bir türlü kapatamadıkları kumarhaneler ise evet bu dönemin kazananı sayenizde onlar oldu…

 

SUCUOĞLU NE DESE BOŞ:

Müdahale suçtur diyor, demokrasiyi yaralar diyor; sonra da “Telkinler olmayacağı için tekrar aday oldum” diyor. Bu sözler Faiz Sucuoğlu’na ait. Belli ki hem kendisine hem ülke demokrasisine karşı işlenen o suçu içine sindirmiş. Adaylıktan çektirilirken direnmemiş, aksine o suçu işleyenlerle aynı çatı altında bulunmaya, hatta başkanlıklarına aday olmaya devam etmiş. Faiz Sucuoğlu bu noktadan sonra artık ne dese boştur, hiçbir anlamı yoktur.

 

DİĞER BÖLGELERE DE YAYILACAK:

Önemli kararlar, spekülasyona, kargaşaya, fırsatçılığa izin vermemek adına gizli tutulur, bir anda yayınlanır. Mesela Yasa Gücü’nde Kararnameler bunun için vardır. Kapanma kararı da önemli bir karar. Ama daha karar alınmadan dedikodusu çıkınca, millet de kapanmayacak olan bölgelere kaçtı. Şimdi o bölgeler de tehdit altına girmedi mi? Bunun suçlusu, Bakanlar Kurulu’yla Üst Kurul’un çekişmesi değil mi? Otorite diyoruz kardeşim, otorite, sıfır. Bir lafım da bu arkadaşlara, ülke bu kadar kaos içindeyken 3-5 gün gezmemizden fedakarlık yapamıyorsak, kusura bakmayın ama başımıza gelecek her şey bize müstahak…

FOTO GÜNDEM: TRENYOLU POLİKLİNİĞİ REZALETİ: İnsanlara telefonla randevu verdiler, yaşlı başlı, sağlık sorunları olan insanlar gittiler, bir de baktılar ki, gelene sıra verilmiş, randevululara gayet kaba bir şekilde “yarın sabah saat 6’da gelin, sıra numarası alın” deniyor. Tam bir perişanlıktı, bizzat yaşamasam anlamazdım.

Trenyolu Polikliniği

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar