Kim kimi besler, bilinmez ama birilerinin vakıf kisvesi altında kurulan oluşumları beslediği su götürmez bir gerçek!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çeşitli vakıflara toplamda 847 milyon 592 bin 858 lira 27 kuruş bağışta bulunmuş. Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece bir belediyesi tarafından ve bu bağış sadece “vakıf” denen kuruluşlara yapılmış.
Bu bağışlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aile fertlerinin bulunduğu vakıflara da yapılmış… Ya da eski İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın aile vakfına!
Türkiye Gençlik Vakfı’na; 74 milyon 276 bin 471 lira 18 kuruş, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na; 51 milyon 593 bin 44 lira 70 kuruş ve Okçular Vakfı’na; 16 milyon 640 bin 457 lira 11 kuruş bağış yapılmıştır. Sadece bu üçüne yapılan bağış miktarı; 142 milyon 509 bin 972 lira 99 kuruş eder. Bu miktarlar sadece 2018 yılına ait!
Büyüklerin “oğullar ve kızları” demek ki her toplumda koruma kollama altındadır. Bu vakıfların yönetim kurullarına veya mütevelli heyetlerine bakarsanız; Necmeddin Bilal Erdoğan, Hüseyin Ersan Topbaş, Muhammed Topbaş, Abdurrahman Topbaş, Esra Albayrak gibi tanıdık “oğul veya kızlara” rastlamak mümkün!
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden bağış isteyip de alamayanlar da var: Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Eğitim Vakfı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi…
Tüm bunları okuyunca aklıma bizim bütçeye Türkiye tarafından yapılan katkı miktarı geldi.
Eski adıyla “Yardım Heyeti” yeni adıyla “Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi”nin verilerine bakınca, 2012-2017 yıllarında 6 yıllık dönemde Türkiye Cumhuriyeti tarafından, KKTC’ye sırasıyla; 802 milyon, 928.4 milyon, 893 milyon, 820.4 milyon, 726.3 milyon, 930.6 milyon, yardım ve kredi verildiği görülüyor.
Bir bunlara bakın, bir de sadece bir belediye tarafından, sadece ve sadece aile vakıflarına verilen bağış miktarlarına!!!
Kendi gelirlerimiz ile kendi giderlerimizi karşılayamadıktan sonra, kendi yağımızla kendi ciğerimizi kavuramadıktan sonra, kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başarıp, kendi kendimizi yönetemedikten sonra, bazıları için el kiri bile olamayacak bağış ve yardımlarla, insanca bir yaşama yelken açmak olanaksızdır. Üstelik sövme sayma hakaret duyma da cabası!
Bu verileri görünce; “besleme” kimlerin olduğu, açık ve çok net anlaşılmıyor mu?
